Kelimeler arşivi içinde; başında "oyn" olan, toplam 49 adet kelime bulunmaktadır. oyn ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu oyn ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde oyn olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
OYNADIRLAIMIŞ
OYNAYIVERMEK, OYNAŞLIÇORBA, OYNATIVERMEK, OYNATIMCILIK, OYNATABİLMEK, OYNANABİLMEK, OYNAYABİLMEK
OYNATIVERME, OYNATABİLME, OYNANABİLME, OYNATTIRMAK, OYNAYABİLME, OYNAYIVERME
OYNATTIRMA, OYNAKLAMAK, OYNATILMAK, OYNAYANLAR, OYNADANLIH, OYNARGÖNYE
OYNATILMA, OYNATIMCI, OYNAYACAK
OYNANMAK, OYNAŞLIK, OYNAŞMAH, OYNAŞMAK, OYNATMAK, OYNAKLIK
OYNATIŞ, OYNATMA, OYNAYIŞ, OYNADAN, OYNATIM, OYNAŞMA, OYNANMA, OYNANIŞ, OYNANCA, OYNAMAK, OYNAMAH, OYNAKMA, OYNAKÇA, OYNAĞAN
OYNAMA
OYNAŞ, OYNAK, OYNAH, OYNUK
OYN
OYN
Seslenme ünlemi, ey: Oyn Mehmet nasılsın?.
OYNATIMCILIK
Oynatımcının yaptığı iş.
OYNAYIVERME
Oynayıvermek işi.
OYNAYIVERMEK
Ansızın veya çabucak oynamak.
OYNATIVERMEK
Ansızın veya çabucak oynatmak.
OYNANABİLMEK
Oynanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
OYNATTIRMAK
Oynatma işini yaptırmak.
OYNADIRLAIMIŞ
Oynatırlarmış.
OYNAYABİLME
Oynayabilmek işi.
OYNAŞLIÇORBA
Yarma ve mercimekle yapılan yemek.
OYNATTIRMA
Oynattırmak işi.
OYNANABİLME
Oynanabilmek işi.
OYNATABİLME
Oynatabilmek işi.
OYNATIVERME
Oynatıvermek işi.
OYNAYABİLMEK
Oynama imkânı veya olasılığı bulunmak.
OYNATABİLMEK
Oynatma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde OYN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAKARA
İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar.
ATKI
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü. Büyük yaba. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik.
BANKO
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh. Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz. Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para. Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse. Su altı tepeliği. Kesinlikle.
AÇMAZ
Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu. Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz. İçinden zor çıkılır durum.
BALIKÇIL
Uzun bacaklılardan, boynu ve gagası uzun, su kıyılarında yaşayan, balık yiyerek beslenen büyük bir kuş (Ardea cinerea). Balıkla beslenen, balık yiyen.
AÇAN
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı.
ASILMAK
Asma işi yapılmak veya asma işine konu olmak. Bir şey isterken karşısındakini tedirgin edecek derecede üstelemek, ısrar etmek, ileri gitmek. Bir yere tutunup sarkmak. Sonuna kadar mücadele etmek. Karşı cinsin ilgisini çekmek için rahatsız edici davranışlarda bulunmak. Hızla eline almak. Tutup çekmek. Boynuna ip geçirip sallandırılarak öldürülmek, idam edilmek.
AMONYUM
Amonyaklı tuzlarda maden rolü oynayan bir birleşim kökü (NH4).
BAHRİ
Denizle ilgili. Uzun boyunlu, sivri gagalı, boynunun önü ve göğsü parlak beyaz olan, alçaktan ve hızlı uçan, suya bağımlı bir tür kuş (Podiceps cristatus).
AYICI
Ayı oynatmayı iş edinen kimse.
ALA
Karışık renkli, çok renkli, alaca. Alabalık. Kekliğin boynundaki siyah halka. Açık kestane renginde olan, ela (göz).
BAKLAGİLLER
Bakla, fasulye, akasya, keçiboynuzu vb. badıçlı pek çok sebze ve ağacı içine alan, iki çenekli ayrı taç yapraklılardan büyük bir bitki familyası.
ANKİLOZ
Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması.
AŞÜFTE
Oynak, açık saçık kadın, kokot.
ALAGEYİK
Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, yazın postunda ak benekler oluşan, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen bir cins geyik, sığın (Dama dama).
AKBABA
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.
ANTİLOP
Antiloplardan, sıcak ülkelerde yaşayan, çok hızlı koşan, boynuzlu bir hayvan (Anthilopus). Bu hayvanın derisinden yapılmış.
BALON
Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. Aslı olmayan, palavra şey. Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak. Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılmış olan çocuk oyuncağı. Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken.
BAR
Anadolu'nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu. Halter sporunda ağırlığı oluşturan kiloları birbirine bağlayan metal çubuk. Danslı, içkili eğlence yeri. Ateşten, mide bozukluğundan, ağızda, dil ve dişlerde meydana gelen acılık, pas. Ayaküstü içki içilen eğlence yeri. Hava basıncı birimi. Amerikan bar.
ALÜFTE
İffetsiz, oynak, cilveli (kadın).