Kelimeler arşivi içinde; başında "od" olan, toplam 113 adet kelime bulunmaktadır. od ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu od ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde od olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ODAKLANABİLMEK, ODAKLAYABİLMEK, ODONTODİSTROFİ
ODAKLANABİLME, ODAKLANDIRMAK, ODAKLAŞTIRMAK, ODAKLAYABİLME
ODAKLANDIRMA, ODAKLAŞTIRMA
ODONTOBLAST, ODONTOJENİK, ODUNNAMADAN
ODAKLANMAK, ODAKLAŞMAK, ODAKLAYICI, ODAŞENLİĞİ, ODOBENİDAE, ODONTOGENİ, ODONTOLOJİ, ODORİMETRE, ODUNBOĞAZI, ODUNLAŞMAK, ODUNPAZARI, ODYOVİZÜEL
ODAKLAMAK, ODAKLANMA, ODAKLAŞMA, ODAKÖLÇER, ODAKÖLÇÜM, ODALACAĞI, ODALANMAK, ODEĞİLDEN, ODİNOFAJİ, ODİTORYUM, ODONTOFOR, ODONTOSEL, ODUNCULAR, ODUNCULUK, ODUNÇİLIH, ODUNLAŞMA, ODYOMETRE
ODABURNU, ODACILIK, ODAKLAMA, ODALACAK, ODALIDAM, ODLAYICI, ODONTOİT, ODUNEŞŞE, ODUNHORU, ODUNKORU, ODUNUMSU, ODYAKMAZ
ODABAŞI, ODADÜZÜ, ODAKSAL, ODAYERİ, ODENÇUR, ODKANLI, ODLAMAK, ODONTOM, ODUKMAK, ODUNCUL, ODUNLUK, ODYAKAR, ODYOSON
ODACIK, ODADAM, ODAKLA, ODAKÖY, ODAKTA, ODALAR, ODALIH, ODALIK, ODAÖNÜ, ODAŞIK, ODBİLİ, ODEKLİ, ODUNCU, ODUNSU, ODURGİ, ODURHA
ODACI, ODAÇA, ODAÇİ, ODALI, ODALİ, ODENİ, ODEON, ODHAN, ODKAN, ODMAN, ODNAR, ODSUZ, ODURA, ODYAK
ODAĞ, ODAH, ODAK, ODAN, ODEK, ODER, ODIN, ODLU, ODOŞ, ODRA, ODUL, ODUN, ODUŞ
ODA, ODE, ODU
OD
OD
Ateş.
ODAKLAYABİLMEK
Odaklama imkânı veya olasılığı bulunmak.
ODAKLAŞMAK
Bir ışık demeti veya elektron akışı bir noktada toplanmak. Odaklanmak. Odak durumuna gelmek.
ODAKLAŞTIRMA
Odaklaştırmak işi.
ODUNNAMADAN
Kırıcı ve kaba konuşma.
ODAKLANMAK
Odaklama işine konu olmak, fokuslanmak. Belli bir noktada, yerde veya olguda toplanmak, odaklaşmak.
ODAKLANDIRMAK
Odaklanma işini yaptırmak.
ODAKLAŞTIRMAK
Bir ışık demetini veya elektron akışını bir noktaya toplamak. Odak durumuna getirmek.
ODAKLAYABİLME
Odaklayabilmek işi.
ODAKLANABİLME
Odaklanabilmek işi.
ODONTODİSTROFİ
Beslenme, metabolik ve toksik nedenlerle oluşan diş hastalığı. Ameloblastların etkilenmesine bağlı olarak dişlerde donuk lekelere veya enine, derin ve düzensiz seyreden oluklara rastlanır.
ODONTOBLAST
Dişlerin gelişiminde iç mina epiteline yakın olan diş pulpasının mezenkim hücrelerinden oluşan hücre.
ODAKLANABİLMEK
Odaklanma imkânı olmak.
ODAKLANDIRMA
Odaklandırmak işi.
ODONTOJENİK
Dişi oluşturan. Dişi oluşturan dokulardan oluşan veya köken alan.
ODAKLAYICI
Alıcısının çalıştırılması sırasında odaklamayı gerçekleştiren alıcı yönetmeni yardımcısı.
Bu bölümde tanımı içerisinde OD geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKORTSUZLAŞTIRMAK
Ses düzensizliği veya ayarsızlığı meydana getirmek. Radyoda bir ayar frekansında sapma meydana getirmek.
ASLAN
Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir tür memeli, arslan. Zodyak üzerinde Yengeç ile Başak arasında yer alan takımyıldızın adı. Gürbüz, cesur ve yiğit adam.
ARALIK
Ara. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. Yarı açık, tam kapanmamış. Uygun, elverişli durum, fırsat. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. İki nota arasındaki perde uzaklığı. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. Tuvalet. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. Iğdır iline bağlı ilçelerden biri. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.
AKORTSUZLUK
Ses düzensizliği ya da ayarsızlığı. Radyoda gerçek ayar frekansı ile doğru değeri arasındaki sapma.
ALIŞTIRMA
Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.
ASKI
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne. Elbise, gömlek, tişört, ceket gibi elbiselerin kırışmadan düzgün bir biçimde elbise dolabına asılması için insan omzu biçiminde tasarlanmış, bazılarının altında pantolon asmak için düz bir çıta, bazılarının her iki kenarında etek asmak için çengel bulunan alet, elbise askısı. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Gelinin odasına asılan süs. Yeni yapılmış olan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.
AJANS
Haber toplama, yayma ve üyelerine dağıtma işiyle uğraşan kuruluş. Bu iş kollarının çalıştığı büro. Radyoda haber bülteni.
AKSEDİR
Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi öz odunlu olan bir ağaç (Thuya occidentalist).
AKREP
Akreplerden, sıcak ve nemli yerlerde yaşayan, kıvrık ve kalkık kuyruğunda zehirli iğnesi olan bir tür böcek, kuyruklu (Scorpio). Zodyak üzerinde Terazi ile Yay arasında yer alan takımyıldızın adı. Saatin iki ibresinden küçüğü.
ALLEGRETTO
Allegrodan biraz daha ağır bir biçimde (çalınarak).
AFYON
Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılmış olan çiziklerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde.
ANZAROT
Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç (Sarcocolla). Alkollü içecek. Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi.
AMORTİ
Birden ödenerek faizinin işlemesine son verilen tahvil. Piyangoda bilet değeri kadar kazanılan ikramiye.
AÇELYA
Kokusuz, güzel renkli çiçekler açan bir bitki (Rhododendron).
AKADEMİ
Yüksekokul. Çıplak modelden yapılmış insan resmi. Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu.
AYDINLIK
Bir yeri aydınlatan güç, ışık. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. Kötülükten uzak, temiz, saf. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk. Işık alan.
ALIÇ
Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, akdiken (Crataegus monogyna). Bu ağacın mayhoş yemişi.
AĞAÇ
Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste.
ATEŞ
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç. Tutuşmuş olan cisim. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma. Öfke, hırs, hınç. Tehlike, felaket. Coşkunluk. Büyük üzüntü, acı. Patlayıcı silahların atılması.
AYRIKLIK
Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma. Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı. Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı. Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya . ya . ve ya da ile gösterilen ilişki. Kural dışılık. Genel kuraldan ayrılma, derogasyon.