Kelimeler arşivi içinde; sonunda "maye" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. Sonu maye ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında maye olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde maye olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
FÜRUMAYE
SERMAYE
HİMAYE, SÜMAYE
EMAYE
MAYE
MAYE
Yeni doğmuş kuzu, oğlak. Domates.
FÜRUMAYE
Sütü bozuk, mayası bozuk, soysuz.
SERMAYE
Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta, resülmal. Genelev kadını. Varlık, servet. Konu.
HİMAYE
Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim. Kayırma, elinden tutma.
EMAYE
Üzeri emayla kaplanmış olan. Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme.
SÜMAYE
Gelişigüzel, özensiz. Boşuna : Sümâye çenesini yoruyor.
Bu bölümde tanımı içerisinde MAYE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAŞMAL
Sermaye.
HİMAYESİZLİK
Himayesiz olma durumu.
ANAMALCI
Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist. Anamalcılık düzenini benimsemiş kimse, kapitalist.
GÖZETİM
Gözetme işi, nezaret. Himaye. Gözaltı.
KAPİTAL
Sermaye.
KOMANDİT
Yalnızca konulan sermaye kadar sorumluluğu olan ortaklık biçimi.
GİRİŞİMCİ
Üretim için bir işe girişen, kalkışan kimse, müteşebbis. Ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan kimse, müteşebbis.
ANAMAL
Sermaye.
GÖLGE
Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet. Güneş ışınlarından korunacak yer. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan. Röfle. Koruma, kayırma himaye.
APEL
Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılmış olan ödeme çağrısı.
ESİRGEMEK
Korumak, himaye etmek, vikaye etmek. Bir şeyi yapmaktan veya vermekten kaçınmak.
DULDA
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper. Esirgeme, koruma, himaye.
EMEKÇİ
Geçimini yaptığı işlerle sağlayan kimse. Geçimini, emeğini sermayeciye satarak sağlayan kimse, proleter.
GÖZETMEK
Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek. Kayırmak. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak. Kollamak, beklemek. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak.
ESNAF
Küçük sermaye ve zanaat sahibi. Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kimse. Kötü yola sapmış olan kadın.
ANAMALCILIK
Anamala dayanan ve kâr amacı güden üretim düzeni, sermayecilik, kapitalizm.
KARTEL
Tekelci sermaye piyasasında, birtakım ticaret, üretim kuruluşlarının, genel olarak kazanma veya başka kuruluşlara karşı tutunabilme vb. amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği. Gemilerde içlerine içme suyu konulan, ortası basık, küçük fıçı.
İŞLETME
İşletmek işi. İş yeri. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum. Bir kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi.
ESİRGEME
Esirgemek işi, koruma, himaye, vikaye.
AKSİYON
Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi. Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, hikâye, gelişim. Sermayenin belirli bir bölümü. Hisse senedi. Hareket, iş. İnsan etkinliğinin veya iradesinin açığa çıkması.