Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kula" olan, toplam 29 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kula ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında kula olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kula olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
EKZOKUTİKULA, ENDOKUTİKULA
EPİKUTİKULA, SUBKUTİKULA
KORPUSKULA
VALLEKULA, UNGUİKULA, KARUNKULA, KLAVİKULA, TRABEKULA
PELİKULA, RADİKULA, KÜTİKULA, KUTİKULA, SİLİKULA, KARAKULA, İSLİKULA, VARAKULA
KUNKULA, PANKULA, KULKULA, FURKULA
ÖZKULA, MAKULA, TOKULA, KUKULA, KAKULA, ARKULA
KULA
Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu. Bu renkte olan (at). Manisa iline bağlı ilçelerden biri.
KUTİKULA
Kütikula. Omurgasız hayvanlarda bir sıra gözeden yapılmış olan üst-derinin dış yöne salmış olduğu gözesiz koruyucu kat.
ENDOKUTİKULA
Eklem bacaklıların kutikulasının en iç tabakası.
RADİKULA
Bitki embriyosunda bulunan ve kökü meydana getiren yapı.
KÜTİKULA
Bitkilerin toprak üstü kısımlarında epidermis hücreleri tarafından meydana getirilen koruyucu mumsu madde. Böcek vücudunu kaplayan suya geçirgen olmayan mumsu bir tabaka. Helmintlerde cansız dış tabaka. Böcek vücudunu kaplayan, su geçirmeyen mumsu bir tabaka. Bazı omurgasız hayvanlarda, epitelin oluşturduğu üst deri üzerindeki, hücre içermeyen zarımsı tabaka, kütikül, kutikula.
KLAVİKULA
Köprücük kemiği. Anahtar biçimindeki yapı.
EKZOKUTİKULA
Eklem bacaklıların kutikulasının esas tabakası. Kabuklularda kalsiyum tuzları kapsayan kalın ve sert tabaka. Kabuklu hayvanlarda kalsiyum tuzları kapsayan kalın ve sert tabaka.
SİLİKULA
İki karpelden oluşan ve karpellerin arasında yalancı bölme bulunan, boyu eninin üç katından fazla olmayan açılan kuru meyve.
KORPUSKULA
Cisimcik. Korpuskulumun çoğulu.
EPİKUTİKULA
Eklem bacaklıların dış iskeletinde en dıştaki ince ve vakslı tabaka.
TRABEKULA
Bir boşluğu kapatan hücreler dizisi. Organlar içinde tam olmayan bölünmeler teşkil eden küçük telli bantlar. Yüreğin karıncıklarının iç yüzeyinde uzanan kas sütunları. Süngerimsi kemikte dallanmış kemik spiküllerinin oluşturduğu üç boyutlu ağ. Hücrenin lümeni boyunca uzanan hücre duvarının sopa şeklindeki kısmı. Direkçik, bölmecik, koloncuk.
UNGUİKULA
Küçük tırnak. Köpek tırnağı.
VALLEKULA
Çukurcuk, çukur, küçük vadi, girinti.
PELİKULA
Euglena'da plazma zarı tarafından dış tarafa salgılanan ince esnek, koruyucu örtü. Herhangi bir ince deri şeklinde dış örtü. İnce deri biçimindeki dış örtü.
KARUNKULA
Bazı tohumların hilum kısmına yakın taraflarında bulunan yağ ya da vaks ihtiva eden etli yapı. Körelmiş aril. Et tomurcuğu, etçik, küçük et parçası. Geviş getirenlerde döl yatağının lamina propriyasında bez içermeyen, maternal plasentanın fonksiyonel kısmı olan düğme biçiminde belirgin oluşum, karunkül.
SUBKUTİKULA
İplik kurtlarında olduğu gibi, kutikulanın alandaki epidermis.
Bu bölümde tanımı içerisinde KULA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
AKIŞMA
Akışmak işi. Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması.
BUHURUMERYEM
Tavşankulağı.
AZOTLAMA
Azotlamak işi. Azotlu besin almayan bitki veya hayvanların dokularındaki serbest azotu belirleme.
ADAMCIL
İnsandan ürkmeyen, insana alışmış olan, insana sokulan, sıcakkanlı, munis.
COŞKULANMA
Coşkulanmak işi.
AKKARAMAN
Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun.
BİYOŞİMİ
Organ dokularındaki kimyasal olayları inceleyen kimya kolu.
BELGELİ
Belgesi olan (kimse). İki yıl üst üste sınıfta kaldığı için okula devam etme hakkını yitirerek belge alan (öğrenci).
BAYKUŞ
Başında, kulak yerinde iki sorgucu bulunan, yırtıcı gece kuşlarının genel adı.
ABLATYA
Uzunluğu 150, genişliği 4-10 kulaç olan, geniş gözlü bir balık ağı türü.
BİYOKİMYA
Hücreden en gelişmiş organa kadar canlı dokuları inceleyen ve bunları oluşturan maddeleri araştıran bilim dalı.
AKTAR
Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân. İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân.
AMPÜTASYON
Kol, bacak, kulak gibi organların tedavi amacıyla kısmen veya tamamen kesilip çıkartılması. Herhangi bir bütünden bir parça kesme veya koparma.
BİYOKATALİZÖR
Canlı dokuların hepsinde çok az bulunan ve hayat için gerekli kimyasal tepkimeleri uyandıran veya kolaylaştıran madde.
APSENT
Pelinle kokulandırılmış sert bir içki.
ARINMA
Arınmak işi, temizlenme. Duyguların sanat yoluyla arı duruma getirilmesi. Ruhun tutkulardan temizlenmesi.
ARMONİ
İki veya daha çok sesin aynı anda kulağa hoş gelecek bir biçimdeki uyumu, harmoni.
AFET
Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. Çok kötü. Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. Kıran.
CİN
Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade ve anlama yeteneğine sahip, ilahi emirlere uymakla yükümlü tutulan yaratık. Masallarda göze görünmeyen, türlü biçimlere girebilen, iyilik de kötülük de yapabilen yaratık. Akıllı, zeki, uyanık kimse. Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir alkollü içki türü, ardıç rakısı. Pamuklu, kalın kumaştan giysi veya pantolon.