Kelimeler arşivinde; içinde "öbür" olan, toplam 22 tane kelime bulunuyor. İçerisinde öbür bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu öbür ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında öbür olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
BÖBÜRLENEBİLMEK
BÖBÜRLENEBİLME
BÖBÜRLENMEK, GÖBÜRTLEMEK
BÖBÜRLENİŞ, BÖBÜRLENME
CÖBÜRCÖR, ÖBÜRLERİ, LÖBÜRDEK, DÖBÜRDEK, BÖBÜRDEK
CÖBÜRLÜ, BÖBÜRTÜ
ÖBÜRKÜ
CÖBÜR, BÖBÜR, ÖBÜRÜ, HÖBÜR, KÖBÜR, LÖBÜR, TÖBÜR
ÖBÜR
ÖBÜR
Öteki, diğer.
DÖBÜRDEK
Koyunların boynuna takılan çan. (Boyalı, Hacılar, Meyvebükü Güdül Ankara).
BÖBÜRTÜ
Böbürlenme.
BÖBÜRLENME
Böbürlenmek işi.
BÖBÜRLENEBİLME
Böbürlenebilmek işi.
CÖBÜR
Çörçöp, toz, kir.
BÖBÜRDEK
Hayvanların boynuna takılan çan. (Akbaş Güdül Ankara).
LÖBÜRDEK
Hayvanlara takılan büyük çan.
CÖBÜRLÜ
Bağırsak ve mide hastalığı olan kişi.
BÖBÜRLENMEK
Övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak.
GÖBÜRTLEMEK
Dört nala koşmak.
BÖBÜRLENEBİLMEK
Böbürlenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
BÖBÜRLENİŞ
Böbürlenme işi.
CÖBÜRCÖR
Suyun şırıl şırıl akışını anlatır.
ÖBÜRKÜ
Öbürü.
ÖBÜRLERİ
Ötekiler, öbür kişiler veya şeyler, diğerleri.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÖBÜR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
AHRETLİK
Ahret kardeşi olan kadınlardan her biri. Öbür dünyada karşılığı görüleceğine inanarak yapılmış olan (iş veya iyilik). Besleme kız, beslek.
CİHARISE
Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün üçlü düşmesi.
BENZEŞME
Benzeşmek işi, analoji. Kelime içinde, yan yana düşen iki sesten birinci sesin ikincisinin etkisiyle değişmesi, dönüşme, asimilasyon: yurt-daş yurttaş, çarşanba çarşamba, o + bir öbür gibi.
AYDINLIK
Bir yeri aydınlatan güç, ışık. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. Kötülükten uzak, temiz, saf. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk. Işık alan.
BİRİM
Bir kümenin her elemanı. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit.
BİYEL
Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol.
ARALIKTA
Öbür şeyler arasında, bu arada.
BEN
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke ya da kabartı. En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi. Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç. Teklik birinci kişiyi gösteren söz. Olta veya tuzağa konulan yem. Saçta, sakalda beliren beyazlık. Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego. Kuşun yavrusuna taşıdığı yem.
BÖLÜK
Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım. Hizip. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik. On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı. Saç örgüsü.
ÇÖĞÜNMEK
Bir yanı inerken öbür yanı kalkmak.
BARDA
Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç. Fıçıcı keseri.
AHİRET
Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya.
DAMLALIK
Bir sıvıyı damla damla akıtmak için bir ucuna kauçuktan yapılmış başlık geçirilmiş, öbür ucu sivri, cam veya plastikten araç. Bir yapıda çörtenleri ve dam oluklarını taşıyan yan duvar. Bulaşık teknesinin yanına konulan ve yıkanmış kap kacağın sularını tekneye akıtan oluklu bölüm.
BİNİŞMEK
İki parçadan biri, öbürünün üstünde olmak. Kırık bir kemiğin iki parçası birbiri üstüne gelmek. Kas kirişleri birbiri üstüne binmek.
ÇARPMAK
Hızla değmek, vurmak. El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmek. Etkisiyle birdenbire hasta etmek. Kalp, hızlı hızlı vurmak. Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak. Kurnazlıkla ele geçirmek. Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek. Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak.
CİHARIYEK
Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün birli düşmesi.
ART
Arka, geri. Arkada bulunan. Bir şeyin öbür yüzü.
BÖBÜR
Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis). Böbürlenme, kibir.
CİHARIDÜ
Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün ikili düşmesi.