Kelimeler arşivinde; içinde "çen" olan, toplam 210 tane kelime bulunuyor. İçerisinde çen bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu çen ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında çen olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ÇENTİLEBİLMEK, PULLUKÇENGELİ
ÇENGELLENMEK, ÇENGÜÇAĞANAK, ÇENTİKLENMEK, ÇENTİKLEYİCİ, ÇENTİLEBİLME
ÇENGELLEMEK, ÇENGÜÇEGANE, ÇENTİKLEMEK, ÇENTİKLENME, ÇENDELEŞMEK, ÇENDİKLEMEK, ÇENGİLDEMEK, ÇENGİRDEMEK, ÇENTEBİLMEK, ÇENTEKLEMEK, ÇENTELEŞMEK, YENİPEÇENEK
ÇALÇENELİK, ÇENEBAZLIK, ÇENELEŞMEK, GEÇENLERDE, ÇENDELAMAK, ÇENDELEMEK, ÇENGİLEMEK, ÇENGİREMEK, ÇENİLENMEK, ÇENTEBİLME, ÇENTELEMEK, ÇENTİKLEME, ÇENTİLEMEK, ÇENTTİRMEK, HİNDİYEÇEN, SEÇENYURDU
ÇENELEŞME, ÇENİLEMEK, ÇENTİKSİZ, ÇENTİLMEK, DOÇENTLİK, PEÇENEKÇE, YEREGEÇEN, SÜREÖLÇEN, ÇENGLEMEK, ÇENGÜLÇÜŞ, ÇENİLEMEH, ÇENKİRMEK, ÇENKÜRMEK, ÇENLETMEK, ÇENTELMEK, ÇENTENELİ, ÇENÜLEMEH, ÇENÜLEMEK, DEMİRÇENE, GÖREGÖÇEN, HEÇÇENİNE, KANCAÇENE, MELEVİÇEN, PARTGEÇEN
ÇENEKSİZ, ÇENGELLİ, ÇENGELSİ, ÇENGİLİK, ÇENİLEME, ÇENTİKLİ, ÇENTİLME, AKÇENGER, BİÇENEYH, ÇENÇÜNEY, ÇENDEMEK, ÇENDİKLİ, ÇENDİREK, ÇENDÜRÜK, ÇENGEREK, ÇENGERLİ, ÇENGETİR, ÇENGİLLİ, ÇENİKLER, ÇENİKMEK, ÇENİTMEK, ÇENKETİR, ÇENLEMEK, ÇENTELEK, ÇENTEMEK, ÇENTİMEK, ÇENTİYAN, GELENÇEN, MEÇMEÇEN, NAPURÇEN, Devamını Oku »»
BİÇENEK, ÇALÇENE, ÇEÇENCE, ÇENEBAZ, ÇENEKLİ, ÇENESİZ, ÇENETLİ, ÇENTMEK, GEÇENDE, GEÇENEK, PEÇENEK, SEÇENEK, ALTÇENE, ÇATÇENE, ÇENBERİ, ÇENCERE, ÇENCİRE, ÇENCUNE, ÇENÇENE, ÇENÇERE, ÇENÇERİ, ÇENÇÜNE, ÇENDELE, ÇENDERE, ÇENDİRE, ÇENDİRİ, ÇENGEME, ÇENİLTİ, ÇENTELİ, ÇENTEYİ, Devamını Oku »»
BEÇENE, ÇENÇEN, ÇENELİ, ÇENTİK, ÇENTME, DOÇENT, ÇENBER, ÇENCIK, ÇENCİK, ÇENÇÜL, ÇENÇÜN, ÇENDEK, ÇENDEY, ÇENDİK, ÇENDİL, ÇENDİR, ÇENDÜK, ÇENGEN, ÇENGER, ÇENGİL, ÇENGİR, ÇENGOŞ, ÇENKEL, ÇENTEK, ÇENTES, ÇENTEY, ÇENTEZ, ÇERÇEN, ERÇENE, GEÇENE, Devamını Oku »»
ÇEÇEN, ÇENEK, ÇENET, ÇENGİ, GEÇEN, BEÇEN, BÖÇEN, ÇENAK, ÇENCİ, ÇENÇİ, ÇENÇO, ÇENİK, ÇENİZ, ÇENKİ, ÇENPE, ÇENTA, ÇENTE, ÇENTİ, ÇİÇEN, EÇENE, ENÇEN, FİÇEN, GÖÇEN, HAÇEN, İÇENÜ, KÖÇEN, KÜÇEN, PİÇEN, SEÇEN
ÇENE, ÇEND, ÇENİ, ÇENK, ÇENT
ÇEN
ÇEN
Sis, duman: Bugün çok çen var. Bir şeyin yarı parçası. Omuz arası. Ceviz içi.
ÇENGÜÇEGANE
Saz eğlentisi.
ÇENTİLEBİLME
Çentilebilmek işi.
PULLUKÇENGELİ
Pulluğun ön kısmında bulunan çengel. (Yalvaç Isparta).
ÇENGİRDEMEK
Hakaret etmek, bağırıp çağırmak.
ÇENDİKLEMEK
Tırtıklamak.
ÇENTİKLENMEK
Çentikli duruma gelmek.
ÇENGELLENMEK
Çengel takılmak, çengelle tutturulmak.
ÇENDELEŞMEK
Çekişmek, münakaşa etmek. Tartışmak.
ÇENGÜÇAĞANAK
Çalgı çağanak.
ÇENTİKLENME
Çentiklenmek işi.
ÇENGELLEMEK
Çengelini takmak. Çengel atış yapmak.
ÇENTİLEBİLMEK
Çentilme imkânı veya olasılığı bulunmak.
ÇENTİKLEMEK
Bir şeyde çentik açmak. Bir şeyi ince doğramak.
ÇENGİLDEMEK
Köpek can acısından havlamak, haykırmak. Hakaret etmek, bağırıp çağırmak.
ÇENTİKLEYİCİ
Çentik yapmakta kullanılan aygıt.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÇEN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AFİŞE
"Açığa vurmak, belirtmek; duyurmak, dile düşürmek, reklam etmek; açıklamak" anlamlarındaki afişe etmek, "bir kimse bilinmeyen bir yönüyle tanınmak" anlamındaki afişe olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz. Açıklanmış.
ALTERNATİFLİLİK
Seçeneklilik.
AHFEŞ
"Söylenen sözü anlamadan kafa sallayarak onaylamak" anlamında Ahfeş'in keçisi gibi başını sallamak deyiminde geçen bir söz.
AĞABABA
Dede, ata. Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse). Sanı "ağa" olan babaya çocuğunun sesleniş sözü.
ABANOZGİLLER
İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen bir bitki familyası.
ALTERNATİFLİ
Seçenekli.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
AKÇAAĞAÇGİLLER
İki çeneklilerden, örneği akçaağaç olan bir bitki familyası.
AĞA
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.
ALTERNATİF
Seçenek. Karşı. Dalgalı. Değişik, farklı. Almaşık.
AGOP
"Aptal aptal bakmak" anlamındaki Agop'un kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz.
AKBAŞ
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla).
ALTERNATİFSİZ
Seçeneksiz.
AKŞAMSEFASI
İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki, gecesefası (Mirabilis jalapa).
AJİTE
"Körüklemek; duygu sömürüsü yapmak" anlamlarındaki ajite etmek birleşik fiilinde ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak teriminde geçen bir söz.
ABBAS
"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.
ALİ
Yüce, yüksek. "Kurnazca ve haince düzen" anlamında Ali Cengiz oyunu, "çok zorba" anlamında Ali kıran baş kesen, "bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek" anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz.
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
ALTERNATİFSİZLİK
Seçeneksizlik.