İçinde ÖNCEKİ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "önceki" olan, toplam 1 tane kelime bulunuyor. İçerisinde önceki bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu önceki ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında önceki olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ÖNCEKİ

Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık.

  -   -   -  

Anlamında ÖNCEKİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÖNCEKİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ARİFE

Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün.

ASES

Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi. Gece bekçisi.

EVVELİ

Önceki. Eskiden.

EVVELKİ

Önce olan, önceki. İki önceki.

DEMİNKİ

Biraz önceki.

EVVELİYAT

Bir işin önceki evreleri, öncesi, önceleri.

DÜNKÜ

Bugünden bir önceki günle ilgili. Acemi, yeni, toy. Yakın geçmişteki.

ASURCA

Sami dilleri ailesine giren ve milattan önceki dönemlerde Ön Asya'da kullanılmış olan ölü bir dil. Bu dille yazılmış olan.

DÜNDEN

Bir önceki günden.

ARAMİCE

Sami dillerinin batı lehçelerini içine alan ve milattan önceki dönemlerde kullanılmış olan ölü bir dil. Bu dille yazılmış olan.

GEÇEN

Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.).

AKSAK

Aksayan, hafifçe topallayan. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen. Türk müziğinde kıvrak bir usul. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.

ASTASIM

Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım.

İPKA

Yerinde, önceki durumunda bırakma. Sınıfta bırakma.

EVVEL

Önce. İlk, önceki, geçmiş.

DOÇENT

Üniversitelerde profesörden önceki basamakta bulunan öğretim üyesi.

ESBAK

Eski, geçmiş, önceki.

ESLAF

Bizden öncekiler, geçmişler, ahlaf karşıtı.

ESKİ

Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı. Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan. Önceki, sabık. Geçerli olmayan. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey.

GELMEK

Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.