İçinde YAĞLI geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "yağlı" olan, toplam 29 tane kelime bulunuyor. İçerisinde yağlı bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu yağlı ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında yağlı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

YILDIRIMYAĞLICA

12 harfli kelimeler

YAĞLIKUYUMCU, YAĞLIISIRGAN

11 harfli kelimeler

YAĞLIMANCAR, YAĞLIKLAMAK, ZEYTİNYAĞLI

10 harfli kelimeler

KÜÇÜKYAĞLI, YAĞLIPINAR, YAĞLIÇAYIR, YAĞLIBAYAT

9 harfli kelimeler

YAĞLIALAN, YAĞLIBOYA, TEREYAĞLI, ÜSTYAĞLIK, YAĞLIKARA, YAĞLIDERE

8 harfli kelimeler

YAĞLITAŞ, YAĞLICAK, YAĞLIGÖZ, YAĞLILIK, YAĞLIKÇI, YAĞLIYAÇ, YAĞLILAR

7 harfli kelimeler

YAĞLICI, YAĞLILI, YAĞLICA

6 harfli kelimeler

YAĞLIH, YAĞLIK

Bazı kelimelerin anlamları

YAĞLI

Üzerinde ya da içinde yağı olan. Yağı çok olan. Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan. Bol ve kolay kazanç sağlayan. Yağla yapılmış. Besili, semiz.

TEREYAĞLI

Tereyağı ile yapılmış.

YAĞLIPINAR

Ankara ilinde, Gölbaşı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Kayseri kenti, Pınarbaşı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

YILDIRIMYAĞLICA

Ankara ili, Kızılcahamam belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

YAĞLIMANCAR

Yemeği yapılan bir ot.

ÜSTYAĞLIK

Motorun anadingil tarafını örten ve yağlama yağını taşıyan kapak.

YAĞLIKLAMAK

Köpek cinsel azgınlık göstermek.

YAĞLIBAYAT

Konya ilinde, Obruk nahiyesine bağlı bir bölge.

KÜÇÜKYAĞLI

Nevşehir ilinde, Kozaklı belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

YAĞLIISIRGAN

Sukestane otu, Serophularıa, Scrophulariacıae.

YAĞLIÇAYIR

Sivas ili, Akıncılar ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

YAĞLIBOYA

Genel olarak, kuruyan yağlarla toprakboyaların karıştırılmasından elde edilen, koyu kıvamda sıvı. (Resim) Boya tozlarının, balmumlu keten ya da haşhaş yağı ile karıştırılmasıyla yapılan ve resimde kullanılan boya. a. bk. suluboya, kapatıcı boya, kazein boya, tutkallı boya, mumluboya.

YAĞLIKUYUMCU

Giresun şehrinde, Tirebolu ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

YAĞLIKARA

Suç, kara.

ZEYTİNYAĞLI

İçine zeytinyağı katılan.

YAĞLIALAN

Tokat ili, Turhal ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

  -   -   -  

Anlamında YAĞLI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde YAĞLI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BALÇIK

İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil. Güçlük çıkartan. İçindeki kil oranı yüksek, yağlı, su geçirmez, koyu toprak.

ÇIRA

Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü. Lamba. Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça.

GÖMLEK

Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi. Göbek, batın. Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf. Basamak, kat, derece. Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon. Dosya kartonu. Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı. Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar. Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf.

ÇEVRE

Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

FAVA

Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılmış olan zeytinyağlı yemek.

CEVİZ

Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia). Bu ağacın kerestesinden yapılmış. Bu ağacın dışı kabuklu, içi yağlı ve nişastalı yemişi, koz.

GLİSERİN

Yağlı maddelerden, sabunlaştırma yoluyla çıkarılan, renksiz, tatlı şurup kıvamındaki sıvı (CH2 OH-CHOH-CH2 OH).

ÇÖREK

Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi. Kurs.

BOYA

Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Aldatıcı görünüş. Yazmak için kullanılan mürekkep. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya.

DESTE

Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam. Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri. Elli iki karttan oluşan iskambil kâğıdı. Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri. Aynı cinsten onluk bir küme.

FINDIK

Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genel olarak Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 metre, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana). Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalı ürünü. Hileli zar.

GÖMME

Gömmek işi. Mayalı, mayasız, yağlı ya da yağsız olarak yapılmış olan bir tür kül pidesi. Güzün veya kışın ekilen ekin. Defnetme, tedfin. Üzerinde bulunduğu yüzeyin içine gömülmüş olan.

DARAĞACI

İdam cezası alanları asmak için kurulan sehpa, yağlı ip.

AYAK

Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek ya da bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Basamak. Halk edebiyatında uyak.

AÇMA

Açmak işi. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi.

ANTİOKSİDAN

Genellikle yağların, yağlı besinlerin uzun süre saklanabilmesi, beyaz renkli sebze ve meyvelerin kararmasının önlenmesi için kullanılan madde. Canlı organizmalardaki toksinleri atmaya yarayan madde.

GRAVYER

İsviçre'de yapılmış olan bir tür sarı, yağlı peynir.

ABDÜLLEZİZ

Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.

EBRU

Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılmış olan ve kâğıda geçirilen süs.

ÇİVİYUKARI

Yağlı güreşte hasmı ayaklarından yakalayıp tepesi üstü diktikten sonra sırtını yere getirerek yenme biçimi.