İçinde UĞA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "uğa" olan, toplam 93 tane kelime bulunuyor. İçerisinde uğa bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu uğa ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında uğa olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

TUĞAMİRALLİK

10 harfli kelimeler

BUĞAZLAMAK, BUĞAKSAMAK, BUĞASSAMAK, BUĞANSALIK, SOLUĞANLAR, BUĞARSAMAK, SOLUĞANLIK

9 harfli kelimeler

TUĞAMİRAL, UĞATLAMAK, UĞARLAMAK, BUĞASAMAK, KARABUĞAZ

8 harfli kelimeler

MUĞALLİP, BUNCUĞAZ, YALBUĞAN, EŞEKCUĞA, GAVLUĞAN, PAMUĞAKİ, KOÇCUĞAZ, KOÇÇUĞAZ, KOZCUĞAZ, KUŞLUĞAN, UĞANBİKE, MAVRUĞAN, MUĞALLAK, TUĞALTAY, TUĞALTAN, BOŞBUĞAZ, SANDUĞAÇ, BUZLUĞAN, BUĞASİKİ, BUĞARSAK, BUĞALMAK, ŞIRLUĞAN, BUĞAZSAK, YUĞARLAK, SUĞARMAK

7 harfli kelimeler

MUĞANAT, MUĞALLI, SULUĞAN, UÇÇUĞAZ, TUSBUĞA, SUCUĞAZ, MURTUĞA, ONCUĞAZ, TUĞAYLI, OSRUĞAN, HASBUĞA, SOLUĞAN, KANCUĞA, KALUĞAN, YATUĞAN, GUCUĞAZ, UĞARMAK, BUĞANAH, YUĞACIK, BUĞANAK, UĞALMAK, BUĞARLA, BUĞASAK

6 harfli kelimeler

PUĞAÇA, TUĞALP, BUĞANA, BUĞARA, YUĞADI, DARUĞA, OKUĞAN, MUĞARA, LAPUĞA

5 harfli kelimeler

YUĞAL, YUĞAÇ, TUĞAR, ZUĞAL, PUĞAR, BUĞAR, BUĞAT, BUĞAY, BUĞAZ, CUĞAP, DUĞAK, DUĞAN, LUĞAP, MUĞAL, MUĞAN, MUĞAR, TUĞAL

4 harfli kelimeler

UĞAN, DUĞA, ÇUĞA, YUĞA, BUĞA

3 harfli kelimeler

UĞA

Bazı kelimelerin anlamları

UĞA

Ona.

BUĞAZLAMAK

Boğazlamak.

BUĞANSALIK

Zarurette işe yarayan, az bulunan: Buğansalıkta düvenselik olur.

TUĞAMİRALLİK

Tuğamiral rütbesi. Tuğamiralin makamı ve görevi.

BUNCUĞAZ

Bu kadarcık.

SOLUĞANLAR

Kütahya şehrinde, Tavşanlı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

KARABUĞAZ

Susuzluğun ya da depremin toprakta açtığı çatlaklar.

BUĞARSAMAK

Boğaya gelmek, inekler (çiftleşmek için boğa istemek.).

TUĞAMİRAL

Deniz kuvvetlerinde, rütbesi albay ile tümamiral arasında bulunan amiral.

BUĞASAMAK

Boğaya gelmek, inekler çiftleşmek için boğa istemek.).

UĞATLAMAK

Düzenlemek: Üstünü başını uğatla da karşıma öyle gel.

BUĞAKSAMAK

Boğaya gelmek, inekler (çiftleşmek için boğa istemek.).

BUĞASSAMAK

Boğaya gelmek, inekler (çiftleşmek için boğa istemek.).

MUĞALLİP

Neşeli, şakacı, taklitçi.

UĞARLAMAK

Toplamak.

SOLUĞANLIK

Tıknefeslik.

  -   -   -  

Anlamında UĞA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde UĞA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AĞIRLAMAK

Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek.

ANKASTRE

Bir oyuğa, yuvaya yerleştirilmiş (tesisat).

DALKAVUKÇA

Dalkavuk gibi, yaltakça. (dalkavu'kça) Dalkavuğa yakışır bir biçimde, yaltakça.

ÇOCUKSU

Çocuk gibi, çocukça olan, çocuğa benzeyen. Çocuğa benzer bir biçimde.

ANGARYA

Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.

DERE

Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol. İki dağ arasındaki uzun çukur.

ÇEKEL

Küçük çapa. Üvendirenin alt ucunda bulunan, pulluğa yapışan toprağı ayırmaya yarayan demir bölüm.

BURUKSU

Buruğa benzer, buruk gibi.

ÇOĞUNLUKLA

Çoğunluğa dayanılarak, ekseriyetle. Genellikle.

ÇÖKÜNTÜ

Çökme. Çoğunluğa ilişkin satın alma gücünün durması, satış değerlerinin düşmesi, çalışma gücünün azalması vb. sebeplerle ortaya çıkan ekonomik durum, bunalım, kriz, depresyon. Jeolojik bir olay sonunda oluşan toprak çöküklüğü. Çöken şeylerin kalıntısı, enkaz. Suyun dibine çöken şeyler.

ATKI

Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü. Büyük yaba. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik.

AŞILAMAK

Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak. Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek. Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak. Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek. Başkasına hastalık geçirmek.

ÇOCUKÇA

Çocuğa yakışan, çocuk gibi. (çocu'kça) Çocuğa yakışır bir biçimde.

ÇOCUKLAŞMAK

Çocuk gibi davranışlarda bulunmak. Çocuğa benzer durum almak.

DİNLETİ

Sanat eserlerini bir topluluğa çalma veya söyleme, konser.

DIŞLANMAK

Dışarıda tutulmak, bir yere veya topluluğa alınmamak.

CENNET

Dinî inanışlara göre imanlı, dünyada iyi işler yapmış kimselerin öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt. Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer. Çok güzel, huzur veren (yer). Herhangi bir şeyin kolayca yapıldığı yer.

BABA

Çocuğu olan erkek, peder. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme. Çok kaliteli, üstün nitelikli. Tarikatların bazısında tekke büyüğü. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse. Çatı merteği. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse. Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme. Anlayışlı, iyi huylu erkek. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı. Ata. Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge. Bu gibi kimselere verilen unvan.

DADI

Evlerde çocuğa bakan kimse, daye.

AŞILAMA

Aşılamak işi, telkih. Yeni aşılanmış ağaç. Aşılanmış (ağaç). Bu yolla elde edilmiş. Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katma. Bitkilerin aşı yoluyla üretilmesi, ilkah.