Kelimeler arşivinde; içinde "tiy" olan, toplam 293 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tiy bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu tiy ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tiy olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
HRİSTİYANLAŞTIRMA
TİYATROLAŞTIRMAK, ICTİYOSPORİDİYOZ, İHTİYOFİTRİYOZİS, İHTİYOHEMOTOKSİN, İHTİYOSPORİDİYUM
ELTİELTİYEKÜSTÜ, HRİSTİYANLAŞMAK, MEŞRUTİYETÇİLİK, TİYATROLAŞTIRMA, ENANTİYOMORFLAR, FORMİLMETİYONİN, HİPOTİYAMİNOZİS, İHTİYOFİTİRİYOZ, İHTİYOPTERGİYUM, TİYATROSEVERLİK
EPİZOOTİYOLOJİ, HİSTİYOSİTOZİS, HRİSTİYANLAŞMA, İHTİYOPLANKTON, İZOTİYOSİYANAT, POSTOLİTİYAZİS, SERVETİYEKARŞI, TİYOSİYANATLAR
DARMSTADTİYUM, İHTİYATSIZLIK, İMTİYAZSIZLIK, MÜNASEBETİYLE, RAPTİYELENMEK, SAHTİYANCILIK, VESTİYERCİLİK, EHTİYARLANMAK, ELEFANTİYAZİK, ELEFANTİYAZİS, GAYRİİHTİYARİ, HIRİSTİYANLIK, IHTİYOBODİYAZ, İHTİYAÇSIZLIK, İHTİYARLATMAK, İHTİYATKARLIK, İHTİYOLEPİDEN, İHTİYOTOKSİZM, KOLELİTİYAZİS, RAPTİYELETMEK, SERVETİYECAMİ
HAYSİYETİYLE, HRİSTİYANLIK, İHTİYARLAMAK, İHTİYARLATMA, İHTİYARLAYIŞ, KAYDIİHTİYAT, MEŞRUTİYETÇİ, RAPTİYELEMEK, RAPTİYELENME, TİYATROCULUK, FISTİYHLEMEK, HEKZAMİTİYAZ, IHTİYOTERAPİ, İHTİYAÇLILIK, İHTİYAÇSIZCA, İHTİYARSIZCA, İHTİYATLILIK, İHTİYATSIZCA, İHTİYOLOJİST, İHTİYOMORFİK, İHTİYOTOKSİN, İHTİYOZORLAR, İMTİYAZLILIK, İMTİYAZSIZCA, OTOLİTİYAZİS, RAPTİYELETME, STRONTİYANİT, ŞABERTİYOZİS, TİYABENDAZOL, TİYAMFENİKOL, Devamını Oku »»
BAHTİYARLIK, HAYATİYETLİ, İHTİYARLAMA, MARİFETİYLE, OTOJESTİYON, RAPTİYELEME, ANTİTİYATRO, AZOTİYOPRİN, ENANTİYOMER, ETİYOLASYON, FENOTİYAZİN, HELMİNTİYAZ, İHTİYATLICA, İHTİYOFAGUS, İHTİYOFAUNA, İHTİYOFONUS, İMTİYAZLICA, KARTİYERİZM, TİYHSİNMEYH, TİYOKONAZOL, TİYORİDAZİN, TİYOSİYANAT, VİROLAKTİYA
ETİYOLOJİK, ETİYOPYALI, İHTİYARLIK, İHTİYARSIZ, İHTİYATSIZ, İMTİYAZSIZ, LORENTİYUM, MERBUTİYET, MEŞRUTİYET, SAHTİYANCI, VESTİYERCİ, ARETMETİYH, ÇİLTİYENNİ, EHTİYATLIG, HİPANTİYUM, HİPOTİYROZ, HİSTİYOSİT, İHTİYAÇSIZ, İHTİYARCIK, İHTİYATKAR, İHTİYODONT, İHTİYOLOJİ, İHTİYOTOMİ, İKTİYOFORM, İKTİYOKOLA, İKTİYOLOJİ, İTİYHLEMEK, MERTİYOLAT, NESTİYATRİ, TİYATROLUK, Devamını Oku »»
EŞANTİYON, ETİYOLOJİ, HAYATİYET, HEYETİYLE, HRİSTİYAN, İHTİYATEN, İHTİYATLI, İMTİYAZLI, İŞTİYAKLI, KANTİYANE, KATİYETLE, RUHSATİYE, TİYATROCU, AKONTİYUM, BEHÇETİYE, BİTİYONOL, CİHETİYLE, İHTİYAÇLI, İHTİYARCA, İHTİYOLİT, İHTİYOMAS, İHTİYOSİT, İHTİYOZİS, İKTİYOZİS, METİYONAL, METİYONİN, NUSRETİYE, NÜSRETİYE, NÜZHETİYE, RUSKATİYE, Devamını Oku »»
BAHTİYAR, BÜSTİYER, ÇİNTİYAN, DAVETİYE, İHTİYARİ, İHTİYATİ, JARTİYER, KANOTİYE, SAHTİYAN, VAKTİYLE, VESTİYER, ACITİYEK, AKİSTİYA, AMASTİYA, BİTİYCİK, CINTİYAN, CİNTİYON, ÇENTİYAN, ÇİLTİYAN, ÇİLTİYEN, GENTİYAN, İHTİYOİT, İSMETİYE, İSTİYİCİ, İZZETİYE, KATİYYEN, KOSTİYAZ, LAKTİYOL, NECATİYE, NEŞETİYE, Devamını Oku »»
İHTİYAÇ, İHTİYAR, İHTİYAT, İMTİYAZ, İŞTİYAK, KATİYEN, KATİYET, RANTİYE, RAPTİYE, REFTİYE, RÜŞTİYE, ŞANTİYE, TİYATRO, ZAPTİYE, BATİYAL, BİTİYİM, BİTİYİN, ÇELTİYH, ÇILTİYH, EHTİYAR, EHTİYAT, EKTİYAR, ENTİYGE, ETTİYAC, EVETİYE, GATİYAN, GATİYEN, HERTİYH, İHTİYAC, İŞTİYEK, Devamını Oku »»
İTİYAT, BİTİYİ, EHTİYA, ETİYAR, ETTİYH, HOTİYH, İTİYAD, İTİYAR, LUTİYE, PATİYO, TETİYH, TİYEZE, TİYLAK, TİYMEK, TİYNEK, TİYREK, TUTİYA, ZATİYE
ATİYE, BİTİY, İTİYH, TİYAN, TİYAR, TİYEK, TİYİK, TİYİN, TİYTİ
TİYH, TİYİ, TİYY
TİY
TİY
Şaşkınlık belirtir ünlem : Tiy, hele şu hale bak.
FORMİLMETİYONİN
Formil grubu bağlanmış metiyonin olup prokaryotlarda protein üretimi sırasındaki başlangıç aminoasidi.
İHTİYOHEMOTOKSİN
Bazı balıkların kanında bulunan zehir.
HRİSTİYANLAŞTIRMA
Hristiyanlaştırmak işi.
MEŞRUTİYETÇİLİK
Meşrutiyetçi olma durumu.
ELTİELTİYEKÜSTÜ
Birbirine ters duran iki çiçekten oluşan dokuma veya nakış motifi.
HRİSTİYANLAŞMAK
Hristiyan olmak, Hristiyanlığı kabul etmek.
İHTİYOSPORİDİYUM
Balıklarda iç enfeksiyonlara neden olan bir mantar cinsi, ihtiyofonus.
İHTİYOPTERGİYUM
Balıkların çift yüzgeçlerinin iskeletleri.
HİPOTİYAMİNOZİS
Tiyamin yetersizliği.
İHTİYOFİTRİYOZİS
Beyaz leke hastalığı.
İHTİYOFİTİRİYOZ
Beyaz benek hastalığı.
ENANTİYOMORFLAR
Ayna görüntüsü gibi, aynı fakat aksi pozda olanlar.
TİYATROLAŞTIRMA
Tiyatrolaştırmak işi.
TİYATROLAŞTIRMAK
Yazılı bir eseri oyun durumuna getirmek.
ICTİYOSPORİDİYOZ
Çeşitli balık türlerinde, Ichthyosporidium hoferr'nin neden olduğu, vücudun rengin koyulaşması, ekzoftalmus, aşırı zayıflama ve ölümle sonuçlanan sporadik, kronik ve bulaşıcı bir mantar enfeksiyonu, Ichthyofonus hastalığı.
Bu bölümde tanımı içerisinde TİY geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BALKON
Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar ya da parmaklıkla çevrili bölümü. Vücudun göğüs veya göbek bölümü. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.
AYRINTI
Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat, detay. Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat. Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya.
ARACILIĞIYLA
-le bağlantı kurularak, -nın yardımıyla, vasıtasıyla, eliyle, yoluyla, marifetiyle, tarafından.
BAĞDAŞTIRMACILIK
Farklı kökenlere sahip değişik kültür özelliklerini birleştirme veya kaynaştırma işi. Pek çok değişik öğretiyi birleştirmeyi amaçlayan felsefi veya dinî öğreti.
BANKER
Banka sahibi. Para, altın vb. taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse. Çok zengin kimse.
AYRICALIK
Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
ALIŞKANLIK
Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam. İç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren şartlanmış davranış. Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet.
ASA
Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek. İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa.
BAĞLILIK
Bağlı olma durumu, merbutiyet. Bağlılaşım. Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat.
AMFİTEATR
Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen salon, amfi. Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. Basamak basamak yükselen yer biçimi.
AYRICALIKLI
Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, imtiyazlı.
ARABAŞI
Hindi veya tavuk etiyle hazırlanan, pişmiş ve dondurulmuş hamur ile birlikte yenen çorba.
BAĞIMSIZ
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Müstakil. Bağımsız milletvekili. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse.
ASLA
Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, katiyen. Sakın, zinhar.
AKSAKAL
Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse. Ermiş, evliya. Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse, duayen.
AKBABA
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.
AYRICALIKSIZ
Ayrıcalığı olmayan, ayrıcalık tanınmayan, imtiyazsız.
ARYANİZM
IV. yüzyılda Arius adlı bir papazın kurduğu ve Hristiyan inanışının tersine olarak İsa'nın tanrılığını inkâr eden mezhep.
ASKILIK
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı. Asılıp saklanacak sebze, meyve. Vestiyer.