Kelimeler arşivinde; içinde "sırt" olan, toplam 77 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sırt bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu sırt ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sırt olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SIRTANTANGILIÇ, SIRTLAYABİLMEK
SIRTLANGİLLER, AKSIRTABİLMEK, SIRTLAYABİLME
SIRTLANKILIÇ, AKSIRTABİLME
SIRTINKILIÇ, MISIRTAVUĞU, SULUSIRTLAK
ORMANSIRTI, BIÇAKSIRTI, KEKİKSIRTI, DÜĞENSIRTI, DÜVENSIRTI, BALIKSIRTI, IRMAKSIRTI, GEYİKSIRTI, SIRTIYARMA, SIRTLANMAK, SIRTLANTAY, YELEKSIRTI, YUKARISIRT
SIRTARMAH, SIRTISIRA, SIRTLANMA, SIRTPINAR, KIRMASIRT, TELLİSIRT, YATIKSIRT, YEŞİLSIRT, AKSIRTMAK, ELMASIRTI, EŞEKSIRTI, SIRTARMAK, SIRTÇILIK, SIRTIKARA, SIRTLAMAK, SALLASIRT
AKSIRTMA, YILSIRTI, ISIRTMAK, SIRTARMA, SIRTLAMA, SIRTDÜZÜ, SIRTÜSTÜ, SIRTARIK, DİŞSIRTI, İNCESIRT, ASIRTMAÇ, KOCASIRT, KOÇSIRTI, NARSIRTI
SIRTLAK, ULUSIRT, SIRTOBA, SIRTMAÇ, ISIRTMA, ASIRTMA, SIRTKÖY, PASIRTI, SIRTLAN, SIRTLIK, FISIRTI, KASIRTI, PISIRTI, SIRTBEY, GASIRTI
SIRTÇI, ÜÇSIRT, SIRTAR, SIRTAP, SIRTIK, SIRTAK, SIRTAN
SIRTI
SIRT
SIRT
Omurgalı ya da omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. Kesici araçların kesmeyen kenarı. Bir şeyin üstü, üst bölümü. Dağların veya tepelerin üst bölümü. İnsanın üstü. Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı.
KEKİKSIRTI
Van kenti, Kocapınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
SIRTLAYABİLME
Sırtlayabilmek işi.
SIRTLANGİLLER
Omurgalı hayvanlardan memeliler sınıfına giren birçok türü içine alan etçil hayvanlar familyası.
SULUSIRTLAK
Limon. Çok sulu, cıvık.
SIRTLAYABİLMEK
Sırtlama imkânı veya olasılığı bulunmak.
AKSIRTABİLMEK
Aksırtma etkisi veya olasılığı bulunmak, hapşırtabilmek.
ORMANSIRTI
Malatya şehrinde, Arapgir ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
SIRTANTANGILIÇ
Bukalemun.
DÜVENSIRTI
Düven oku. (Beyağıl Ulukışla Niğde) (düvensir) : (Akkuş Ordu).
BIÇAKSIRTI
Çok az fark, çok yakın aralık.
DÜĞENSIRTI
Dövenin oku.
SIRTINKILIÇ
Bukalemun.
SIRTLANKILIÇ
Bukalemun.
AKSIRTABİLME
Aksırtabilmek işi, hapşırtabilme.
MISIRTAVUĞU
Hindi.
Bu bölümde tanımı içerisinde SIRT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANDIK
Sırtlan.
BEL
İşaret. İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm. Bardak, şişe, vazo vb.nin ortasındaki dar bölüm. Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası. Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı. Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer. Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi. Ses şiddetiyle ilgili birim. Geminin orta bölümü. Meni.
BASEN
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü. Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 metre derinliği olan deniz dibi.
ATKI
Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü. Büyük yaba. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik.
ARDILMAK
Birisinin sırtına asılmak. Sataşmak, çatmak. Musallat olmak, asılmak, takılmak.
BELLEME
Bellemek işi. At vb. hayvanların sırtına, eyerin altına konulan keçe, meşin veya kalın kumaş parçası, yapık, yuna.
ASKINTI
Başkalarının sırtından geçinen (kimse). Karşı cinsi rahatsız eden (kimse).
ASKILIK
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı. Asılıp saklanacak sebze, meyve. Vestiyer.
ÇIRPMAK
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak. İki şeyi birbirine çarpmak. Çalmak, hırsızlık etmek.
BEŞİKÖRTÜSÜ
İki yana akıntısı olan çatı, eşeksırtı.
ÇİVİYUKARI
Yağlı güreşte hasmı ayaklarından yakalayıp tepesi üstü diktikten sonra sırtını yere getirerek yenme biçimi.
ARKA
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi. Otururken sırtın dayandığı yer. Geri kalan bölüm. Geçmiş, geride kalmış zaman. Kayıran, destekleyen. İnsanın vücudu, bedeni. Art, peş. Arkada olan, arkada bulunan.
ARKALIK
Sırt dayamaya yarayan yer. Ev içinde giyilen kolsuz, kalınca bir kısa hırka türü. Sırtında yük taşıyan hamalların, yük taşırken kullandıkları arka yastığı, semer, hamal semeri, arkalıç.
BOYUN
Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer.
BRAKET
Dikişten çıkan kitapların sırtına makine ile bez geçirme.
ASALAK
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit. Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli.
ARKALIKLI
Arkalığı, sırt dayayacak yeri olan.
AKSIRTMA
Aksırtmak işi., hapşırtma.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ARKAÇ
Ağıl. Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer.