Kelimeler arşivinde; içinde "son" olan, toplam 243 tane kelime bulunuyor. İçerisinde son bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu son ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında son olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SONUÇLANDIRABİLME
ADDİSONHASTALIĞI, SONLANDIRABİLMEK, SONUÇLANDIRILMAK
SONLANDIRABİLME, SONSUZLAŞTIRMAK, SONUÇLANDIRILMA, ULTRASONOTERAPİ
SONDALAMACILIK, SONUÇLANDIRMAK, İDİYOTAKSONOMİ, SONLANDIRILMAK, SONSUZLAŞTIRMA, ULTRASONOGRAFİ, ULTRASONOSKOPİ
SONUÇLANDIRMA, MANSONELLOZİS, ROBİSONESTERİ, SİTOTAKSONOMİ, SONLANDIRILMA, TOİSONERİYİĞİ, ULTRASONOGRAF
BAŞGARSONLUK, SONLANDIRMAK, SONSUZLAŞMAK, AKSONOTMEZİS, ANTİPERSONEL, MANSONİOİDES, OPSONİNLEŞME, OPSONİZASYON, PARKİNSONİZM, SONAŞAMLAMAK, SONÇEYREKLİK, TAKSONOMETRİ
ANGLOSAKSON, FARMASONLUK, SONDAJCILIK, SONDALAMACI, SONRASIZLIK, SONSUZLAŞMA, SONUÇLANMAK, SONUÇSUZLUK, ABSONLAINAK, İNTERTAKSON, OKULSONRASI, SONGİTTİLİK, SONLANDIRIŞ, SONLANDIRMA, ULTRASONİKS
SONDALAMAK, SONUÇLAMAK, SONUÇLANIŞ, SONUÇLANMA, AKSONAPATİ, APSONLAMAK, GARSONİYER, HİPERSONİK, İHNOTAKSON, KOMPLEKSON, MANSONELLA, MANSONİİNİ, MOKSONİDİN, NALTREKSON, SONGÜRLÜĞÜ, SONKONAKÇI, SONUNCULUK, ULTRASONİK
ALAGARSON, ANASONSUZ, BAŞGARSON, GARSONLUK, KONSONANT, SONDALAMA, SONRALARI, SONSUZLUK, SONUÇLAMA, TAKSONOMİ, EKOSONDER, KONNEKSON, NÖROAKSON, OLİGOPSON, ROKSARSON, SONAŞAMCI, SONDÖRDÜN, SONGULAĞA, SONGURCUK, SONGURHAN, SONGURKAN, SONGÜRLÜK, SONLANMAK, SONULAMAH
ANASONLU, FARMASON, LAVSONİT, MASONLUK, PERSONEL, SAKSONYA, SONBAHAR, SONDAJCI, SONLAMAK, SONRADAN, SONRASIZ, SONUÇSUZ, SONUŞMAZ, ŞANSONET, ULTRASON, AKSONEMA, GARSONBA, HİPERSON, İNFRASON, MANSONİA, MEZAKSON, MONAKSON, NALOKSON, OPSONİZE, SONBEŞİK, SONDALIK, SONDEYİŞ, SONGALDI, SONGALTI, SONKADAK, Devamını Oku »»
ASONANS, KLAKSON, SONLAMA, SONRAKİ, SONUNDA, SONURGU, SONURTU, AKSONAL, AKSONEM, CİRASON, ODYOSON, OKSONİT, OPSONİN, POİSSON, SONACAZ, SONALTI, SONAŞAM, SONBOYA, SONEREK, SONGURT, SONRAGI, SONRAĞI, SONUÇTA, SONUMCA, SONUNCA, SONUNCU, YARISON
AKSONA, ANASON, FASONE, GARSON, KONSON, SONCUL, SONDAJ, SONSAL, SONSUZ, ŞANSON, SONNOT, DAPSON, GAPSON, KARSON, SAMSON, SONAHI, SONALP, SONBAY, SONBET, SONDAL, SONDÖL, SONERİ, SONGUN, SONGUR, SONGÜL, SONGÜZ, SONKIŞ, SONKUÇ, SONLAM, SONLUK, Devamını Oku »»
AKSON, FASON, MASON, MUSON, SASON, SONAR, SONAT, SONDA, SONLU, SONRA, SONUÇ, ŞOSON, ABSON, APSON, ERSON, FİSON, MESON, SİSON, SONAD, SONAH, SONAK, SONAM, SONAY, SONCA, SONEL, SONER, SONIÇ, SONNA, SONOL, SONTA, Devamını Oku »»
SONE, SONA, SONG, SONİ, SONU
SON
SON
Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı. Döl eşi. En arkada bulunan. Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet. Artık ondan ötesi veya başkası olmayan. Uç, sınır. Olanca. Ölüm.
SONUÇLANDIRABİLME
Sonuçlandırabilmek işi, neticelendirebilme.
ULTRASONOGRAFİ
Doku içlerinin görüntülenmesi amacıyla bir ses kaynağından gönderilen ultrases dalgalarının dokulardan yansımalarının görüntü biçimine dönüştürülerek yorumlanması esasına dayanan görüntüleme yöntemi.
ADDİSONHASTALIĞI
Birincil hipoadrenokortisizm.
SONSUZLAŞTIRMA
Sonsuzlaştırmak işi.
SONLANDIRABİLME
Sonlandırabilmek işi.
İDİYOTAKSONOMİ
Geleneksel taksonomi.
ULTRASONOTERAPİ
Ultrasonla yapılan tedavi.
SONLANDIRILMAK
Sonlandırma işi yapılmak.
SONDALAMACILIK
Sondalamacının işi, sondajcılık.
SONUÇLANDIRMAK
Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek.
SONUÇLANDIRILMA
Sonuçlandırılmak işi, neticelendirilme.
SONSUZLAŞTIRMAK
Sonsuzlaşma işini yaptırmak.
ULTRASONOSKOPİ
Ultrasonik görüntünün, fotoğrafik bir materyale kayıt edilmeden, ekrandan incelenmesi.
SONUÇLANDIRILMAK
Sonuca ulaştırılmak, neticelendirilmek.
SONLANDIRABİLMEK
Sonlandırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde SON geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AJİTASYON
Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
AKROMEGALİ
Genel gelişme bittikten sonra el, çene, burun vb. vücudun sivri kısımlarındaki kemiklerin kalınlaşması, büyümesi veya uzaması.
ADIMSAYAR
Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.
AKILLANMAK
Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak. Uslanmak.
AHİRET
Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya.
AKRABA
Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler. Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler. Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular.
AKAMET
Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk.
AHLAT
Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster). Beden yapısının temelini oluşturan ögeler. Kaba adam, yol iz bilmez kimse. Bitlis iline bağlı ilçelerden biri. Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi. Bir karışım içindeki parçalar, ögeler.
AKIBET
Bir iş veya durumun sonu, sonuç. Sonunda, önünde sonunda.
AKAÇ
Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç. Yer altı su oluğu. Kanal, ark, su yolu.
AHİREN
Son zamanlarda, son günlerde, yakınlarda. Son olarak.
AHLAF
Bizden sonrakiler, eslaf karşıtı.
ACILAŞMAK
Tadı bozulmak, acı olmak. Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak. Dokunaklı duruma gelmek. Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek.
AKSAK
Aksayan, hafifçe topallayan. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen. Türk müziğinde kıvrak bir usul. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.
AKLANMAK
Ak olmak, temizlenmek. Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek. Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
AÇIKLANAN
Açıklamalar sonunda ortaya çıkması beklenen kavram, açıklayan.
AKONT
Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılmış olan kısmi ödeme.
AKCİĞER
Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı. Bronşçukların son bölümü.