Kelimeler arşivinde; içinde "raf" olan, toplam 370 tane kelime bulunuyor. İçerisinde raf bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu raf ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında raf olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TARAFSIZLAŞTIRMAK, DAKRİYOSİSTOGRAFİ
TARAFSIZLAŞTIRMA, ELEKTROMİYOGRAFİ, FONOKARDİYOGRAFİ, RADYOKROMATOGRAF, YUKARIKARAFAKILI
AŞAĞIKARAFAKILI, EKOKARDİYOGRAFİ, FOTOHİYALOGRAFİ, İNSANCOĞRAFYASI, LENFOSİNTİGRAFİ, PNÖMOARTROGRAFİ, PNÖMORADYOGRAFİ, PNÖMOSİSTOGRAFİ, ULTRAFİLTRASYON
SİNEMATOGRAFİK, FOTOMİKROGRAFİ, KOLANJİYOGRAFİ, KOLESİSTOGRAFİ, LENFADENOGRAFİ, PARAFİLARYOZİS, PSÖDOPARAFİLYA, RADYOKARTOGRAF, SİNERADYOGRAFİ, ULTRASONOGRAFİ
BİBLİYOGRAFİK, BİBLİYOGRAFYA, FOTOĞRAFÇILIK, FOTOĞRAFLAMAK, FOTOLİTOGRAFİ, OTOBİYOGRAFİK, SİNEMATOGRAFİ, TELEFOTOGRAFİ, ANEVRİZMORAFİ, COĞRAFYACILIK, ENSEFALOGRAFİ, FOTOMAKROGRAF, FOTOMİKROGRAF, OTORADYOGRAFİ, ÖNRAFAELCİLER, PALEOCOĞRAFYA, RÖNTGENOGRAFİ, ULTRASONOGRAF
AKSELEROGRAF, BİBLİYOGRAFİ, BİYOJEOGRAFİ, DAKTİLOGRAFİ, FİTOCOĞRAFYA, FOTOĞRAFHANE, FOTOĞRAFLAMA, KARDİYOGRAFİ, LEKSİKOGRAFİ, LİTOGRAFYACI, NAKİBÜLEŞRAF, OTOBİYOGRAFİ, RADYOTELGRAF, SİNEMATOGRAF, STEREOGRAFİK, TELGRAFÇILIK, ZÜRAFAGİLLER, ARTERYOGRAFİ, BİYOCOĞRAFYA, EPİDUROGRAFİ, FİSTÜLOGRAFİ, GRAFİTLEYİCİ, KARAFATMALAR, KROMATOGRAFİ, LARENGOGRAFİ, MEDULLOGRAFİ, NAKIBÜLEŞRAF, OTORADYOGRAF, ÖZOFAGOGRAFİ, ÜRETEROGRAFİ
ANJİYOGRAFİ, BİBLİYOGRAF, DAKTİLOGRAF, FONOTELGRAF, İTİRAFÇILIK, KARDİYOGRAF, KARTOGRAFİK, KARTOGRAFYA, KOZMOGRAFYA, LEKSİKOGRAF, METALOGRAFİ, PARAFELEMEK, PORNOGRAFİK, STEREOGRAFİ, STRATİGRAFİ, TARAFGİRLİK, TARAFSIZLIK, TARAFTARLIK, TELGRAFHANE, TELGRAFNAME, BİLİGRAFİNE, BLEFARORAFİ, BRONKOGRAFİ, DERMATOGRAF, DUODENORAFİ, GASTROGRAFİ, GRAFİKÇİLİK, GRAFİKERLİK, GRAFİTLENME, HEPATOGRAFİ, Devamını Oku »»
BİTARAFLIK, BİYOGRAFİK, COĞRAFYACI, ÇİNKOGRAFİ, DEMOGRAFİK, ETNOGRAFYA, FOTOĞRAFÇI, GRAFOLOJİK, GRAFOMETRE, HİDROGRAFİ, KARTOGRAFİ, KOREOGRAFİ, LİTOGRAFYA, OŞİNOGRAFİ, PALEOGRAFİ, PARAFELEME, PARAFİNSİZ, PARAFLAMAK, PETROGRAFİ, PORNOGRAFİ, RADYOGRAFİ, SİNTİGRAFİ, STENOGRAFİ, ŞAPİROGRAF, TARAFLILIK, TİPOGRAFYA, TOPOĞRAFİK, TOPOĞRAFYA, ANTEROGRAF, DİSKOGRAFİ, Devamını Oku »»
AGORAFOBİ, BİYOGRAFİ, ÇİNKOGRAF, DEMOGRAFİ, EKSTRAFOR, ETRAFLICA, FONOGRAFİ, GRAFOLOJİ, HELYOGRAF, HİDROGRAF, KALİGRAFİ, KARAFATMA, KARTOGRAF, KOREOGRAF, KRONOGRAF, MAMOGRAFİ, MASRAFSIZ, MONOGRAFİ, NOMOGRAFİ, OROGRAFYA, PALEOGRAF, PANTOGRAF, PARAFİNLİ, PARAFLAMA, RAFIZİLİK, RAFİNATÖR, SARRAFİYE, SARRAFLIK, SERİGRAFİ, SİSMOGRAF, Devamını Oku »»
BAROGRAF, BERTARAF, BİYOGRAF, COĞRAFYA, DEMOGRAF, EPİGRAFİ, EŞRAFLIK, ETNOGRAF, FONOGRAF, FOTOĞRAF, GRAFOLOG, İNSİRAFİ, İTİRAFÇI, MASRAFLI, OTOGRAFİ, PARAFAZİ, PARAGRAF, RAFİNERİ, TAKİGRAF, TAKOGRAF, TARAFEYN, TARAFGİR, TARAFSIZ, TARAFTAR, TOPOĞRAF, TRAFİKÇİ, TELEGRAF, ARAFALIK, EKOGRAFİ, GRAFİKÇİ, Devamını Oku »»
BİTARAF, COĞRAFİ, ETRAFLI, İNHİRAF, İNSİRAF, İSRAFİL, MURAFAA, OTOGRAF, PARAFİN, RAFADAN, RAFİNAJ, TARAFLI, TELGRAF, ZARAFET, ARAFANA, CURAFYA, DİSRAFİ, FOTURAF, GARAFAN, GARAFİL, GIRAFAN, KARAFUL, MARAFAT, MARAFUT, MASARAF, MAŞRAFA, MESİRAF, RAFDİYE, ŞERAFET, TARAFLİ, Devamını Oku »»
AGRAFİ, ARAFAT, GRAFİK, GRAFİT, HURAFE, İTİRAF, KARAFA, MASRAF, RAFIZİ, RAFİNE, SARRAF, TRAFİK, ZÜRAFA, ARAFAZ, EDİRAF, EŞİRAF, ETİRAF, GARRAF, IRAFIK, MAŞRAF, MESRAF, PASRAF, PİRAFU, RAFATA, RAFİZİ, SERRAF, TURAFE, ZARRAF
AGRAF, EŞRAF, ETRAF, İSRAF, PARAF, PRAFA, RAFİT, RAFYA, TARAF, TRAFO, ARAFA, ARAFE, ATRAF, EDRAF, GIRAF, GORAF, HARAF, HORAF, KARAF, KORAF, MARAF, OFRAF, RAFAN, RAFİA, RAFİH, SARAF, TERAF, TIRAF, ZIRAF
ARAF, GRAF, IRAF, RAFE, RAFİ
RAF
RAF
Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha.
DAKRİYOSİSTOGRAFİ
Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi.
YUKARIKARAFAKILI
Hatay kenti, Hassa ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
LENFOSİNTİGRAFİ
Lenf damarlarının sintigrafi yöntemiyle görüntülenmesi.
PNÖMOSİSTOGRAFİ
Negatif kontrast sistografi.
FOTOHİYALOGRAFİ
Camın fotomekanik yöntem ile işlenip şekillendirilmesi.
EKOKARDİYOGRAFİ
Kalp ultrasonografisi.
FONOKARDİYOGRAFİ
Kalp seslerinin mekanik kaydı.
İNSANCOĞRAFYASI
Toplumlar ya da bireyler ile doğal çevre arasındaki karşılıklı etkileşimleri incelemeyi amaçlayan, "Doğa insanın elleri arasında bir kil parçasıdır." görüşünü savunan toplumbilim akımı.
AŞAĞIKARAFAKILI
Hatay ilinde, Hassa ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
TARAFSIZLAŞTIRMAK
Tarafsız duruma getirmek.
PNÖMOARTROGRAFİ
Eklem boşluğuna hava verilmesinden sonra görüntü alınması.
PNÖMORADYOGRAFİ
Herhangi bir boşluğa hava verilmesinden sonra görüntü alınması.
TARAFSIZLAŞTIRMA
Tarafsızlaştırmak işi, nötralizasyon.
RADYOKROMATOGRAF
Bir karışımın çeşitli bileşenlerinin etkinlik eğrisini, kromatografi yöntemiyle, ışınım bulucusu önünden geçen bir şerit üzerine çizmeye yarayan aygıt.
ELEKTROMİYOGRAFİ
Hareket hâlindeki bir adale tarafından meydana getirilen elektrik akımlarının yazılı olarak kaydedilmesi esasına dayanan tanı yöntemi.
Bu bölümde tanımı içerisinde RAF geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANGIÇ
Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
ADA
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.
ANLAŞMAZLIK
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme.
AÇIKLIK
Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
ARACILIĞIYLA
-le bağlantı kurularak, -nın yardımıyla, vasıtasıyla, eliyle, yoluyla, marifetiyle, tarafından.
ALGARİNA
Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme.
ARAYÜZ
Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin, yazıların yer aldığı ön sayfa.
ARACI
Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.
ALKAN
Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin.
ALBÜM
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap. Uzunçalar.
ADAY
Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
AKKARAMAN
Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun.
ARAP
Fotoğrafın negatifi. Koyu esmer. Fellah. Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse.
ANLAŞIK
Aralarında anlaşma bulunan taraflardan, kimselerden biri.
APIŞ
Butların iç tarafı.
ADALET
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
ALAKOK
Rafadan yumurta.
AJİTASYON
Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.