İçinde PUN geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "pun" olan, toplam 62 tane kelime bulunuyor. İçerisinde pun bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu pun ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında pun olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

YOLCUPUNARI, VENİPUNKTUR, PUNTALLAMAK

10 harfli kelimeler

AKUPUNKTUR, PUNTALAMAK, AHPUNLAMAK

9 harfli kelimeler

ESPUNDİYA, PUNKSİYON, SAYPUNMAH, SOYPUNMAK

8 harfli kelimeler

AHPUNLUK, KOPUNMAK, SAPUNMAK, OPUNATÇA, YOPUNMAK, PUNARECE

7 harfli kelimeler

KOPUNTU, TARPUNA, TORPUNA, TURPUNA, PUNPURI, PUNARYA, PUNTOLU, AHPUNCU, JETSPUN, PUNAGAL

6 harfli kelimeler

PUNARİ, SARPUN, OPUNAT, PUNTAR, PUNPUL, PUNNAT, PUNKAL, PUNGUT, PUNGAR, PUNGAL, PUNARE, PUNDAL, PUNARA, PUNÇAH, PUNÇAK

5 harfli kelimeler

PUNKA, PUNTO, AHPUN, TAPUN, SUPUN, AKPUN, PUNCİ, SAPUN, PUNUT, PUNUS, PUNUK, PUNTU, PUNÇU, PUNTA, PUNAK, PUNDI, PUNAR

4 harfli kelimeler

PUND, PUNT, PUNÇ

3 harfli kelimeler

PUN

Bazı kelimelerin anlamları

PUN

Kümes. Kuş yuvası. Yaylada kullanılan eşyaları, yayladan göç ederken saklamaya yarayan mağara. Yabanıl nane.

KOPUNMAK

Pamukla dolmak : Zıbın pamukla kopunmuş.

AKUPUNKTUR

Vücudun belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılmış olan tedavi.

ESPUNDİYA

Mukokutanöz layşmanyozis.

SAYPUNMAH

Yana çekilmek.

SAPUNMAK

Sakınmak.

PUNTALAMAK

Balığı ağa sokmak için denize vurmak.

AHPUNLAMAK

Toprağı gübrelemek, gübre dökmek.

PUNKSİYON

Karın boşluğu veya v. jugularis gibi boşluklardan sıvı veya biopsi alma amacıyla bu bölgeye ortası açık iğne ve benzerleri araçla girme işlemi.

SOYPUNMAK

Birden kendini kaçırmak, sakınmak : Sopa vururken soypundu da sopa başkasına değdi. Kaçınmak, sakınmak.

AHPUNLUK

Gübre konulan yer, gübrelik. Gübreliğe yakın olan tarla: Ahpunluk tarla verimlidir.

VENİPUNKTUR

Damarın cerrahi delinmesi.

YOLCUPUNARI

Balıkesir kenti, Sındırgı ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

OPUNATÇA

İyice. Hastalığın iyiliğe yüz tutma dönemi.

PUNTALLAMAK

Teyellemek.

YOPUNMAK

Gece gündüz zorlanarak, çabalayıp çırpınarak çalışmak.

  -   -   -  

Anlamında PUN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde PUN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KAMA

Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. Oyunda sayı. Topun gerisini kapayan kapak. Oyunda kazanılan her parti.

DİKENCE

Dikenli balıkgillerden bir tür küçük tatlı su balığı (Gasterostsus pungitius).

MANŞET

Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılmış olan bölüm, kolluk. Voleybolda topa vuruş biçimi. Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla konulan başlık.

DIŞ

Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Görülen, içte bulunmayan yüzey. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Yabancı ülkelerle ilgili. Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Bir konunun kapsamına girmeyen şey.

İNİSYAL

İlk satırın ilk harfinin büyük puntoda ve süslü yazılarla dizilme işlemi.

KORNER

Futbol, hentbol ve su topunda kale çizgisi ile saha çizgisinin kesiştiği nokta. Köşe atışı.

DÖMİVOLE

Futbolda topun yere vurup sektiği anda, ayakla yapılmış olan vuruş.

NET

Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. İyi duyulan (ses). Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi.

FALSO

Yanlış davranış. Yanlışlık, hata. Bir parça çalınır veya söylenirken yapılmış olan nota yanlışlığı. Topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi.

DİASPORA

Herhangi bir ulusun veya inanç mensuplarının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer. Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu, kopuntu. Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları, kopuntu.

GOL

Futbol, hentbol, hokey ve buz hokeyi maçlarında topun kaleye sokulmasıyla kazanılan sayı.

KALECİ

Bazı top oyunlarda kalenin önünde durarak topun kaleye girmesini önlemekle görevli oyuncu, file bekçisi.

TARET

Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule.

NAR

Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum). Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi.

KALE

Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılmış olan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. Denizli iline bağlı ilçelerden biri. Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. Malatya iline bağlı ilçelerden biri.

SİNTİGRAFİ

Gama ışınları yayan radyoaktif bir izotopun organizma içindeki yolunu izlemek temeline dayanan tanı yöntemi.

MAKAS

Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı. Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet. Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı. Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılmış olan bir hareket. Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni. Dirsek. Çalma, kırpma. Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay. Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç. Birbirini kesen demir yolu kavşağı.

ÇEMBER

Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri. Yazma, yemeni, başörtüsü. Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka. Aşılması, çözümü güç durum. Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak. Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi. Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak.

SAPARTA

Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık. Bir batarya topun birden ateş etmesi, alabanda ateşi. Paylama.

PUNTOLU

Herhangi bir büyüklükte puntosu olan.