Kelimeler arşivinde; içinde "plak" olan, toplam 60 tane kelime bulunuyor. İçerisinde plak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu plak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında plak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ÇIPLAKLAŞTIRMAK
ÇIRILÇIPLAKLIK
PEYERPLAKLARI, BALDIRIÇIPLAK
ÇIPLAKLAŞMAK, ÇIRÇIPLAKLIK
ÇIPLAKLAŞMA, ŞAPLAKLAMAK, ÇIRILÇIPLAK, PLAKOGLOBİN, ELEKTROPLAK, DEZMOPLAKİN
KONTRAPLAK, SULUZIPLAK, KAPLAKPİŞİ, PLAKACILIK
PLAKÇALAR, CISÇIPLAK, CISCIPLAK, PLAKÇILIK, CIRCIPLAK, CIPCIPLAK, CIMCIPLAK, ÇIPLAKLIK, ÇIRÇIPLAK, KONTRPLAK
PLAKASIZ, ANTİPLAK, AKŞAPLAK, PLAKOYİD, PLAKETLİ
ŞAPLAKA, PLAKACI, PLAKLAR, PLAKALI
YAPLAK, ÇIPLAK, TOPLAK, PLAKÇI, TAPLAK, SAPLAK, SUPLAK, ŞIPLAK, ZIPLAK, MAPLAK, LOPLAK, LAPLAK, KAPLAK, DAPLAK, ÇOPLAK, ÇİPLAK, ÇEPLAK, COPLAK, CIPLAK, CAPLAK, ŞAPLAK, PLAKET
APLAK, PLAKA
PLAK
PLAK
Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak. Metal nesne, plaka.
ŞAPLAKLAMAK
Tokatlamak.
PLAKOGLOBİN
Dezmozomlarda plâk yapısında bulunan 83000 molekül ağırlığında bir ara filament yardımcı proteini.
KONTRAPLAK
En az üç kaplamanın, damarları birbirine dik gelecek biçimde üst üste yapıştırılması yolu ile hazırlanan levha.
ÇIPLAKLAŞTIRMAK
Çıplak duruma getirmek.
KAPLAKPİŞİ
Kadınların taktıkları altınlı başlık.
ELEKTROPLAK
Elektrikli yılan balığında olduğu gibi elektrik organını teşkil eden plâkların her biri.
ÇIPLAKLAŞMAK
Çıplak duruma gelmek.
ÇIRÇIPLAKLIK
Çırçıplak olma durumu.
DEZMOPLAKİN
Yan yana gelen hücre zarları arasında oluşan dezmozom plâklarına ara filâmentleri bağlayan 250000 (dezmoplâkin I) ve 215000 (dezmoplâkin II) molekül ağırlığında iki tipi bulunan bir protein.
ÇIRILÇIPLAK
Tamamen çıplak, çırçıplak, anadan doğma, anadan üryan. Çok açık bir biçimde. Bitki örtüsü bulunmayan.
PEYERPLAKLARI
İnce bağırsak mukoza ve submukozasındaki lenfoid folikül toplulukları, limfonoduli agregati.
ÇIRILÇIPLAKLIK
Çırılçıplak olma durumu.
BALDIRIÇIPLAK
Açık saçık, çıplak, çırılçıplak. Pırasa. Yoksul, hali vakti iyi olmayan.
SULUZIPLAK
Limon.
ÇIPLAKLAŞMA
Çıplaklaşmak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde PLAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DAZ
Dazlak. Çıplak (toprak).
AKADEMİ
Yüksekokul. Çıplak modelden yapılmış insan resmi. Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu.
CAVLAMAK
Kavlamak, tüyünü dökmek, çıplak kalmak. Ölmek.
DENİZTAVŞANI
Ağız dokunaçları geniş ve etli, uzun, çıplak vücutlu deniz yumuşakçası (Cyclopterus lumpus).
DAL
Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube. Çıplak, yalın. Arka, sırt. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. Branş. Boyun, ense. Kol. Omuz.
DAYLAK
Dişi deve. Çıplak.
ÇAL
Taşlık yer, çıplak tepe. Denizli iline bağlı ilçelerden biri.
CAVLAK
Çıplak, tüysüz.
ÇIPLAKLIK
Çıplak olma durumu.
AÇIKLIK
Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
AÇIK
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.
BALTRAP
Atıcılıkta hedef vazifesi gören plakaları havaya fırlatan yaylı alet.
CIBIL
Çıplak. Yoksul, parasız, geçim darlığı çeken.
CIBILDAK
Çıplak.
CAVLAKLIK
Cavlak olma durumu, çıplaklık.
BÜKÜCÜ
Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse.
AKBABA
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.
ÇAMGİLLER
Kozalaklılardan, iğne gibi ince ve uzun yapraklarını yaz kış dökmeyen, tohumları çıplak olarak kozalak pulları üzerinde bulunan, çam, köknar, ladin vb. bitki türlerini içine alan reçineli ağaçlar familyası.
BÜYÜTME
Büyütmek işi. Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse. Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı.
ÇIRÇIPLAK
Çırılçıplak.