Kelimeler arşivinde; içinde "onar" olan, toplam 44 tane kelime bulunuyor. İçerisinde onar bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu onar ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında onar olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ONARIMCILIK, ONARIKLAMAK, ONARABİLMEK
GÖÇERKONAR, KONARGÖÇER, KORONARYUS, ONARABİLME, HYPERGONAR, ONARICILIK
ONARILMAK, KONARAŞİN, MONARŞİZM, MONARŞİST, LEONARDİT, BETONARME
KONARYUS, BONARSAK, MONARŞİK, KUŞKONAR, ONARTMAK, ONARIMCI, ONARILMA
SAKONAR, KONARLI, ONARMAH, KONARĞA, MONARŞİ, ONARICI, GONARGA, ONARTMA, ONARMAK, KONARGA
ONARIM, ONARLI, ONARIK, ONARAN, ONARMA, HONARI, KONARI
ONARI, SONAR, KONAR, ONART
ONAR
ONAR
On sayının üleştirme sayı sıfatı. Her birine on, her defasında onu bir arada.
BETONARME
Yapıda gücü, esnekliği artırmak için metal ve çimentodan yararlanma yöntemi, demirli beton. Bu yöntemle yapılmış.
LEONARDİT
Doğal olarak oksitlenmiş linyit kömürü.
ONARICILIK
Onarıcı olma durumu.
KONARAŞİN
%8,7 lizin ve sistein esas itibari ile arginin içeren ve daha çok yer fıstığında bulunan bir globulin.
GÖÇERKONAR
Konargöçer.
ONARIMCILIK
Bozulmuş olan nesneleri onarıp yararlı bir duruma getirme, tamircilik.
KORONARYUS
Taç veya çelenk gibi.
MONARŞİST
Monarşizme ilişkin, bu rejimi benimseyen ve savunan, tek erkçi.
MONARŞİZM
Monarşi yanlılarının siyasi öğretisi, tek erkçilik.
KONARGÖÇER
Göçebe bir hayat süren, bir yere sürekli yerleşmeyen (aşiret, oba vb.), göçerkonar.
ONARIKLAMAK
Düzeltmek, bakımını yapmak.
ONARILMAK
Onarma işine konu olmak, onarma işi yapılmak.
HYPERGONAR
Fransız bilgini Prof. Henri Chrétien'in 1925-1930 arasında geliştirdiği bir sıkıştırmacın adı. Bu merceğin kullanılışına dayanan ve yine aynı bilgince geliştirilen bir geniş görüntülük işleminin adı. (Bu işlem daha sonra CinemaScope'a yol açmıştır).
ONARABİLMEK
Onarma imkânı veya olasılığı bulunmak.
ONARABİLME
Onarabilmek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ONAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DÖŞEMECİ
Döşeme yapan kimse. Perde, koltuk, kanepe vb. satan veya onaran kimse.
CEBECİ
Yeniçeri ordusunda silah yapan, onaran ve bakımı ile görevli bulunan, savaşta ordunun silah ve cephanesini ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf asker.
ANAHTARCI
Anahtar yapan, satan veya onaran kimse, açkıcı. Kapı, kasa vb. yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse. Kilitli kapıları açan kimse, çilingir.
DÜZELTMEK
Düzgün duruma getirmek. Bozukluğunu gidermek, onarmak. Yanlıştan kurtarmak, tashih etmek.
ÇAKMAKÇI
Çakmak yapan veya satan kimse. Tüfek ve tabanca çakmaklarını yapan ve onaran kimse.
DEMİRCİ
Demir satan, demir eşya yapan veya onaran kimse. Manisa iline bağlı ilçelerden biri.
ASANSÖRCÜ
Asansörün bakım ve onarımını yapan kimse. Otel, hastane vb. büyük kuruluşlarda asansörün düzenli çalışmasını sağlayan kimse.
AVADANLIK
Bir işi yapmak, bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı.
GARAJ
Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. Toplu taşıma ve nakliye araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer.
GARAJCI
Otomobil, otobüs vb. taşıtları belli bir süre barındıran, gereğinde bakım ve onarımlarını yaptıran işletmeci.
HAVUZ
Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton benzeri şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genel olarak üstü açık yer. Bir amaç güdülerek farklı kaynaklardan gelen paranın ilgililere daha sonra paylaştırılmak üzere toplandığı belirli bir yer. Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer. Kum, asit vb. konulan çukur yer.
BUYMAK
Çok üşümek. Soğuktan donarak ölmek.
EGZOZCU
Egzozu yapan, satan veya onaran kimse.
BAKIMEVİ
Bakıma gereksinimi olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş. Belirli noktalarda özellikle kar mücadelesinde kullanılan araç ve gereçlerin barındırıldığı bina. Kurum ve kuruluşlarda motorlu araçların onarıldığı ve korunduğu yer veya birim. Kademe.
DOK
Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz. Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılmış olan büyük depo.
BUZ
Donarak katı duruma gelmiş su. Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse).
ÇÖVEN
Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki, sabun otu, helvacı kökü (Saponaria officinalis). Çevgen.
DİKİCİ
Tarımla uğraşan kimse, çiftçi. Dikişçi. Sökük ayakkabıları onaran kimse. Yeni yapılmış olan ayakkabıların dikiş işini yapan kimse.
ESKİCİ
Her türlü eski eşya alım satımıyla uğraşan kimse. Eskimiş ayakkabıları onaran kimse.
GÖZLÜKÇÜ
Gözlük satan ya da onaran kimse. Gözlük satılan ve onarılan iş yeri. Numaralı gözlük camını reçeteye bağlı olarak kullanıma hazırlayan kimse.