İçinde METE geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "mete" olan, toplam 59 tane kelime bulunuyor. İçerisinde mete bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu mete ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında mete olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

16 harfli kelimeler

BİYOMETEOROLOJİK

15 harfli kelimeler

BİYOMETEOROLOJİ

13 harfli kelimeler

METELİKKAĞIDI, POTENTİOMETER, METELİKSİZLİK

12 harfli kelimeler

METENSEFALON, KATHAROMETER, METEOROLOJİK

11 harfli kelimeler

METEOROLOJİ, METELİKDARI, METEORİSMUS

10 harfli kelimeler

METEOROLOG, METELİKSİZ, MERHAMETEN, METELLEMEK, DEĞMETEKİN

9 harfli kelimeler

DÖKMETEPE, METERETLİ, KESMETEPE, DEMETEKEN, METENAMİN

8 harfli kelimeler

CÜMETESİ, CİMETECİ, HÜRMETEN, SAMETELİ, HEMETEŞE, METEORİT, METETMEK, SÜMETEYE, KİREMETE

7 harfli kelimeler

İLEMETE, METELİS, METELER, METENET, METERİS, METEHAN, METERİZ, İLİMETE, HAYMETE, GÖKMETE, METELİK

6 harfli kelimeler

NİMETE, NÜMETE, TOMETE, YEMETE, YİMETE, EMMETE, ÇEMETE, CİMETE, AYMETE, AMMETE, METEOR

5 harfli kelimeler

METEM, METEL, METEK, İMETE, EMETE, AMETE

4 harfli kelimeler

METE

Bazı kelimelerin anlamları

METE

Topraktan yapılmış emzikli testi, ibrik. Büyük Türk-Hun İmparatoru. (M.Ö. 209-174).

METEOROLOJİ

Hava koşullarında meydana gelen değişmeleri, iklim türlerini araştırıp hava durumu tahminlerinde bulunan bilim dalı, hava bilgisi.

BİYOMETEOROLOJİK

Biyometeoroloji ile ilgili.

METEORİSMUS

Bağırsaklarda gaz birikmesi.

METELİKDARI

İri mısır tanesi.

MERHAMETEN

Acıyarak, merhamet ederek.

KATHAROMETER

Isı iletkenlikteki değişimlerin ölçülmesi ile bir gaz karışımının analiz edilmesinde kullanılan cihaz.

METELİKSİZ

Parası olmayan, züğürt. Parası olmadan.

METENSEFALON

Beyin gelişiminde arka beyin adını alan bu oluşumdan beyincik ve ponsun geliştiği üç kabarcıktan biri.

METEOROLOG

Hava tahmincisi.

METELİKKAĞIDI

Nüfus cüzdanı.

METEOROLOJİK

Meteoroloji ile ilgili olan.

METELLEMEK

Öykü okumak. Şaşmak, hayret etmek.

METELİKSİZLİK

Züğürtlük.

POTENTİOMETER

Elektrik akımına karşı koyabilme oranı ayarlanabilen direnç türü.

BİYOMETEOROLOJİ

Canlılar üzerinde hava olaylarının etkisini inceleyen bilim.

  -   -   -  

Anlamında METE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde METE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKANYILDIZ

Güneş dizgesine bağlı, kesin yörüngeleri bulunmayan ve bu nedenle havayuvarının üst katmanlarına girince ateş külçesi durumuna dönüşen küçük gökcismi. Yer'in havayuvarına girince sürtünmeden dolayı akkor duruma gelen ve ardından bir ışık çizgisi bırakarak geçen meteor. Güneş sistemi içinde hareket ederken dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne.

FERMANLI

Hükûmete karşı gelmek suçuyla aranan ve cezalandırılması için hakkında ferman çıkan (kimse). Kimseden korkusu olmayıp dilediği gibi davranan.

BAHŞİŞ

Yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para, kahve parası.

BELGEBİLİM

Düşün ürünü olan bütün bilgileri toplama, sınıflama ve kolayca hizmete sunulacak biçimde saklama işlemi. Bilimsel haberleşmenin en büyük hız ve doğrulukla gerçekleşebilmesi için yapılan işlemlerin tümü.

ZÜĞÜRTLEMEK

Parasız, meteliksiz kalmak, züğürt duruma gelmek.

ZÜĞÜRT

Parasız, yoksul, meteliksiz olan (kimse).

ASEKSÜEL

Erkek veya dişiye ait belirgin özellik göstermeyen, cinsiyetsiz. Üreme için erkek ve dişi gamete gerek göstermeyen, döllenmeksizin üreyen.

BURÇUKLAMAK

Misafiri ağırlamak için zahmete katlanmak, ikram etmek.

AYMETE

Ay ve mete.

KONSOLOS

Yabancı ülkelerde, orada bulunan yurttaşlarının haklarını koruyan, bağlı bulunduğu hükûmete siyasal ve ticari bilgileri veren dış işleri görevlisi, şehbender.

BERZAH

Kıstak. Dinî inanışlara göre ölenlerin ruhlarının kıyamete kadar bulunduğu yer.

DECCAL

Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse). Dinî inanışlara göre kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan yalancı ve kötü yaradılışlı kimse.

TOPLAMAK

Bir araya getirmek. Şişmanlamak, kilo almak. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak. Dağınıklıktan kurtarmak. Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek. Devşirip kaldırmak. Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak. Artırıp biriktirmek. Çıban, yara irinlenmek. Hizmete çağırmak. Devşirmek.

HAVA

Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. Keyif, âlem. Müzik parçalarında tür. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans. Esinti. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Gökyüzü. Çekicilik. Tarz, üslup. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Çevreyi kuşatan boşluk.

ZÜĞÜRTLÜK

Parasızlık, parasız kalma durumu, meteliksizlik.

ZİMMİ

İslam devleti tebaasında olan ve haraç veren Hristiyanlar, Yahudiler. Zimmete ilişkin.

YILLIK

Bir yıl için, senelik, senevi. Bir yılda verilen ücret. Yılda bir yapılan. Bir yıl içinde olan. Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap. Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan. Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak. Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname.

DİRLİK

Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim. Huzur, erinç. Osmanlı Devleti'nde bir hizmete karşılık olmak üzere bir kimseye devletçe verilen aylık veya bir yere bağlı gelir.

ACINDIRMAK

Birinin acımasına yol açmak, birini merhamete getirmek.

MAHLUL

Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış. Eriyik. Mirasçısı olmayan bir kimseden hükûmete kalan (mülk).