İçinde MAMAK geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "mamak" olan, toplam 57 tane kelime bulunuyor. İçerisinde mamak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu mamak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında mamak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

GUMAŞLAYAMAMAK

13 harfli kelimeler

SALINDIRMAMAK

12 harfli kelimeler

PAYINSIMAMAK, PAYIMSAMAMAK, GULAĞASMAMAK

11 harfli kelimeler

TAYSINMAMAK, GELİYAMAMAK, KIYIŞAMAMAK, GILLANMAMAK, MAPSINMAMAK, TAYANAMAMAK, CIMSITMAMAK, PAYSINMAMAK, BAŞARUMAMAK

10 harfli kelimeler

ILDIRMAMAK, HİŞDAMAMAK, KOLLAMAMAK, KAYURMAMAK, KILLAMAMAK, KODURMAMAK, VIKLAMAMAK, TASLAMAMAK, PİRAHMAMAK, SALLAMAMAK, GULASMAMAK, BOZULMAMAK, TINLAMAMAK, HAYLAMAMAK, DİNNAMAMAK

9 harfli kelimeler

KORHMAMAK, BULAMAMAK, MASUMAMAK, KONAMAMAK, DURAMAMAK, IŞINMAMAK, KOÇAMAMAK

8 harfli kelimeler

ÇIRMAMAK, SAYMAMAK, UNAMAMAK, ALAMAMAK, BİLMAMAK, GIYMAMAK, TINMAMAK, OLIMAMAK, KARMAMAK, DAHMAMAK, DONMAMAK, DAKMAMAK, DINMAMAK

7 harfli kelimeler

KAMAMAK, OSMAMAK, GAMAMAK, ÇIMAMAK, AÇMAMAK, YAMAMAK

6 harfli kelimeler

OMAMAK

5 harfli kelimeler

MAMAK

Bazı kelimelerin anlamları

MAMAK

Ankara iline bağlı ilçelerden biri.

KIYIŞAMAMAK

Göze alamamak : Sana geçen gün bir şey diyecektim kıyışamadım.

GILLANMAMAK

Önem vermemek: Kim ne derse desin, herif hiç gıllanmıyor.

SALINDIRMAMAK

Kıymet, ehemmiyet vermemek, hiçe saymak.

TAYANAMAMAK

Mukaveket gösterememek.

TAYSINMAMAK

Küçümsemek, önemsememek.

GULAĞASMAMAK

Önemsememek, boşvermek. Önem vermemek.

ILDIRMAMAK

Işıldamak, parlamak.

GELİYAMAMAK

Gelmemek: Sen istersen git, ben geliyamam.

GUMAŞLAYAMAMAK

Zengin olamamak.

PAYINSIMAMAK

Hiçe saymak, aldırış etmemek, önem vermemek.

PAYSINMAMAK

Önem vermemek, saymamak : Oğlan çok başıboş büyüdü, beni hiç paysınmıyor.

PAYIMSAMAMAK

Hiçe saymak, aldırış etmemek, önem vermemek.

MAPSINMAMAK

Adam yerine koymamak, önem vermemek.

CIMSITMAMAK

Belli etmemek.

BAŞARUMAMAK

Tahammül edememek, dayanamamak, başa çıkamamak.

  -   -   -  

Anlamında MAMAK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde MAMAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇAPRAZLAŞMAK

İçinden çıkılamamak, ne yapılacağı bilinememek.

ÇATIŞMAK

Birbirine çatmak ya da çatılmak. Kavga etmek. Karşılıklı vuruşmak. Deve ve köpek çiftleşmek. Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.

ÇELMEK

Ayak uzatarak birisini düşürmek. Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak. Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak. Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek. Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak. Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak. Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek.

BAŞKAFİYE

Dize başlarında aynı kelime olmamak kaydıyla aynı sesleri veren kelimelerden oluşan uyak.

BURUŞMAK

Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar oluşmak. Tiksinmek, hoşlanmamak. Ağızda kekrelik duymak.

BIRAKMAK

Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Bıyık ya da sakal uzatmak. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Bakılmak, korunmak için vermek. Kötü bir durumda terk etmek. Ayrılmak, terk etmek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Saklamak, artırmak. Sarkıtmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Boşamak. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Sınıf geçirmemek, döndürmek. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek. Engel olmamak. Unutmak. Sahiplik hakkını başkasına vermek.

DALGALANMAK

Üzerinde dalga oluşmak. Tutarlı olamamak, tutarlı davranışlarda bulunamamak. Hareketli olmak, kıpırdamak. Renk, ton değiştirmek.

ÇİĞNEMEK

Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek. Egemenliği altına almak, hükmetmek. Sayılması gereken bir şeyi saymamak, itibar etmemek, ayaklar altına almak. Ayağı veya tekerleği altına alarak ezmek.

APIŞTIRMAK

Hayvanı çok yorarak yürüyecek güç bırakmamak. Çifte demir atarak döndükçe geminin bir alan içinde kalmasını sağlamak.

BAOBAP

Ebegümecigillerden, sıcak ülkelerde yetişen, çok yüksek olmamakla birlikte, gövdesinin çevresi 20 metreyi aşabilen bir ağaç, baobap ağacı (Adansonia digitata).

BEDEL

Değer, fiyat, kıymet. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para. Bir ücret karşılığında çalışan kimse. Eşit, denk. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.

ALDATMAK

Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. Oyalamak, avutmak. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. Yalan söylemek. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. Birine verilen sözü tutmamak.

ÇEKİLMEK

Çekme işi yapılmak. Tartılmak. Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. Geri gitmek, ricat etmek. Katılmamak, vazgeçmek. Azalmak. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak. Kendini geriye veya bir yana çekmek. Yok olmak. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.

ASMAK

Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak. Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek. Üzerine takınmak, kuşanmak.

ÇELİŞMEK

Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirlerine ters düşmek, tutarsız olmak, mütenakız olmak.

ÇEKEMEMEK

Çekme işini yapamamak. Kıskanmak. Katlanamamak.

BOŞALMAK

Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek. Doyuma ulaşmak. Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak. Gevşemek, açılmak. Hayvan, bağından kurtulmak. Dışarıya akmak, dökülmek.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

DELİNMEK

Delme işi yapılmak. Bir şeyde delik oluşmak. Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak.

ÇUVALLAMAK

Çuvala doldurmak. Başaramamak.