Kelimeler arşivinde; içinde "kışık" olan, toplam 18 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kışık bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kışık ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kışık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
YAKIŞIKSIZLIK
YAKIŞIKLILIK, BÜYÜKIŞIKLAR
SIKIŞIKLIK, TIKIŞIKLIK, YAKIŞIKSIZ, ÇAKIŞIKLIK
YAKIŞIKLI
KIRKIŞIK, KAYKIŞIK
TAKIŞIK, ÇAKIŞIK, İLKIŞIK, BAKIŞIK, YAKIŞIK, TIKIŞIK, SIKIŞIK
KIŞIK
KIŞIK
Ekşi, bir çeşit kışlık armut.
YAKIŞIKSIZ
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.).
KIRKIŞIK
Aydın ili, Çine belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
YAKIŞIK
Uygunluk, yaraşma. Yakışıklı delikanlı.
KAYKIŞIK
Eğri, kambur. Eğri büğrü.
BÜYÜKIŞIKLAR
Manisa ilinde, Soma ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
ÇAKIŞIK
Çakışmış olan.
İLKIŞIK
İlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
YAKIŞIKLI
Güzel, gösterişli (erkek).
TIKIŞIKLIK
Tıkışık olma durumu. Bir yerde aşırı kalabalık olma durumu, izdiham.
YAKIŞIKLILIK
Yakışıklı olma durumu.
TAKIŞIK
İlgi.
YAKIŞIKSIZLIK
Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk.
ÇAKIŞIKLIK
Eş erke düzeyinde birkaç nicem durusu bulunması olayı.
SIKIŞIKLIK
Sıkışık olma durumu.
BAKIŞIK
Bakışımlı olan özdek. Van şehri, Saray belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
Bu bölümde tanımı içerisinde KIŞIK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BİÇİMSİZLİK
Biçimsiz olma durumu. Çirkinlik, yakışıksızlık.
ÇÜŞ
Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz. Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz.
CİVAN
Yakışıklı genç erkek veya güzel genç kadın. Genç ve yakışıklı.
HIZIR
"Birinin en sıkışık zamanında, beklemediği biri, yardımına yetişmek" anlamındaki Hızır gibi (imdadına veya yardımına) yetişmek deyiminde geçen bir söz.
KIYAK
Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel. Kıyıcı, zalim, gaddar. Hoşgörü, ayrıcalık tanıma. Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli.
CIVITMAK
Cıvık duruma getirmek. Bir işi yakışık almayacak bir duruma getirmek. Ciddiyetten uzaklaşmak.
FİLİNTA
Namlusu kısa, kurşun atan bir tür küçük tüfek. Güzel, yakışıklı.
CAİZ
Din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen. Uygun, yerinde sayılan, yakışık alan.
DÜŞMEK
Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek. Fırsat çıkmak. Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılan bir fiil. Aşırı ilgi ya da sevgi göstermek. Vurmak, değmek, rastlamak. Bulunmak. Hızı, gücü, değeri azalmak. Yakışmak, uygun gelmek. Düşkünleşmek. Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak. Uğramak, kapılmak. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak. Yere devrilmek, yere serilmek. Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak. Eksilmek. Olmak, olumsuz bir duruma girmek. Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek. Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak. Alışmak, müptela olmak. Belirli zamana rastlamak. Bayağılaşmak. Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak. Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak. İşbaşından uzaklaşmak. Yakışık almak. Vakti gelmeden ölü doğmak. Kötü yola girmek. Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak. Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak. Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek. Yağmak.
AYNALI
Aynası olan. Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel.
BİÇİM
Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.
KOSTAK
Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. Yiğit, kabadayı, yürekli.
KIVRAK
Canlı, hareketli, atik. İnce tülbent ya da ipekli başörtüsü. Güzel, şık, yakışıklı. Aceleci. Akıcı, işlek. Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi.
LEVENDANE
Levende yakışır bir biçimde, yakışıklı ve gösterişli bir tarzda.
DENSİZLEŞMEK
Yakışıksız ve saygısızca davranır duruma gelmek.
DENSİZ
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse).
AYNASIZ
Aynası olmayan. Polis. Hoşa gitmeyen, kötü, yakışıksız, çirkin, ters, biçimsiz.
ÇİRKİN
Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı. Karanlık, dalavereli, şüpheli. Hoş olmayan, yakışık almayan (davranış veya söz).
KABAHAT
Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç.
BİÇİMSİZ
Kendine özgü bir biçimi olmayan, biçimi bozuk, şekilsiz. Kötü bir biçimde. Kötü, hoş olmayan, yakışıksız. Kendine özgü billurlaşmış bir biçimi olmayan (madde), amorf.