İçinde KIŞIK geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kışık" olan, toplam 18 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kışık bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kışık ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kışık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

YAKIŞIKSIZLIK

12 harfli kelimeler

YAKIŞIKLILIK, BÜYÜKIŞIKLAR

10 harfli kelimeler

SIKIŞIKLIK, TIKIŞIKLIK, YAKIŞIKSIZ, ÇAKIŞIKLIK

9 harfli kelimeler

YAKIŞIKLI

8 harfli kelimeler

KIRKIŞIK, KAYKIŞIK

7 harfli kelimeler

TAKIŞIK, ÇAKIŞIK, İLKIŞIK, BAKIŞIK, YAKIŞIK, TIKIŞIK, SIKIŞIK

5 harfli kelimeler

KIŞIK

Bazı kelimelerin anlamları

KIŞIK

Ekşi, bir çeşit kışlık armut.

YAKIŞIKSIZ

Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.).

KIRKIŞIK

Aydın ili, Çine belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

YAKIŞIK

Uygunluk, yaraşma. Yakışıklı delikanlı.

KAYKIŞIK

Eğri, kambur. Eğri büğrü.

BÜYÜKIŞIKLAR

Manisa ilinde, Soma ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

ÇAKIŞIK

Çakışmış olan.

İLKIŞIK

İlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.

YAKIŞIKLI

Güzel, gösterişli (erkek).

TIKIŞIKLIK

Tıkışık olma durumu. Bir yerde aşırı kalabalık olma durumu, izdiham.

YAKIŞIKLILIK

Yakışıklı olma durumu.

TAKIŞIK

İlgi.

YAKIŞIKSIZLIK

Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk.

ÇAKIŞIKLIK

Eş erke düzeyinde birkaç nicem durusu bulunması olayı.

SIKIŞIKLIK

Sıkışık olma durumu.

BAKIŞIK

Bakışımlı olan özdek. Van şehri, Saray belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

  -   -   -  

Anlamında KIŞIK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KIŞIK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BİÇİMSİZLİK

Biçimsiz olma durumu. Çirkinlik, yakışıksızlık.

ÇÜŞ

Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz. Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz.

CİVAN

Yakışıklı genç erkek veya güzel genç kadın. Genç ve yakışıklı.

HIZIR

"Birinin en sıkışık zamanında, beklemediği biri, yardımına yetişmek" anlamındaki Hızır gibi (imdadına veya yardımına) yetişmek deyiminde geçen bir söz.

KIYAK

Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel. Kıyıcı, zalim, gaddar. Hoşgörü, ayrıcalık tanıma. Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli.

CIVITMAK

Cıvık duruma getirmek. Bir işi yakışık almayacak bir duruma getirmek. Ciddiyetten uzaklaşmak.

FİLİNTA

Namlusu kısa, kurşun atan bir tür küçük tüfek. Güzel, yakışıklı.

CAİZ

Din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen. Uygun, yerinde sayılan, yakışık alan.

DÜŞMEK

Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek. Fırsat çıkmak. Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılan bir fiil. Aşırı ilgi ya da sevgi göstermek. Vurmak, değmek, rastlamak. Bulunmak. Hızı, gücü, değeri azalmak. Yakışmak, uygun gelmek. Düşkünleşmek. Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak. Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak. Uğramak, kapılmak. Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak. Yere devrilmek, yere serilmek. Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak. Eksilmek. Olmak, olumsuz bir duruma girmek. Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek. Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak. Alışmak, müptela olmak. Belirli zamana rastlamak. Bayağılaşmak. Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak. Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak. İşbaşından uzaklaşmak. Yakışık almak. Vakti gelmeden ölü doğmak. Kötü yola girmek. Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak. Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak. Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak. Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek. Yağmak.

AYNALI

Aynası olan. Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel.

BİÇİM

Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

KOSTAK

Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. Yiğit, kabadayı, yürekli.

KIVRAK

Canlı, hareketli, atik. İnce tülbent ya da ipekli başörtüsü. Güzel, şık, yakışıklı. Aceleci. Akıcı, işlek. Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi.

LEVENDANE

Levende yakışır bir biçimde, yakışıklı ve gösterişli bir tarzda.

DENSİZLEŞMEK

Yakışıksız ve saygısızca davranır duruma gelmek.

DENSİZ

Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse).

AYNASIZ

Aynası olmayan. Polis. Hoşa gitmeyen, kötü, yakışıksız, çirkin, ters, biçimsiz.

ÇİRKİN

Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı. Karanlık, dalavereli, şüpheli. Hoş olmayan, yakışık almayan (davranış veya söz).

KABAHAT

Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç.

BİÇİMSİZ

Kendine özgü bir biçimi olmayan, biçimi bozuk, şekilsiz. Kötü bir biçimde. Kötü, hoş olmayan, yakışıksız. Kendine özgü billurlaşmış bir biçimi olmayan (madde), amorf.