Kelimeler arşivinde; içinde "hakk" olan, toplam 38 tane kelime bulunuyor. İçerisinde hakk bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu hakk ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında hakk olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
HAKKIMÜKTESEP, HAKKEDEBİLMEK
HAKKEDEBİLME, HAKKARİLİLİK
HAKKIRDAMAK, HAKKILDAMAK
HAKKANİYET, TOHUMHAKKI, HAKKIBEYLİ, HAKKIHUZUR, MÜTEHAKKİM, HAKKIHIYAR, HAKKISÜKUT
KAPIHAKKI, HAKKETMEK, HAKKARİLİ
HAKKATAN, BİHAKKIN, SÜTHAKKI, İSHAKKÖY, HAKKURAN, HAKKETME, HAKKINDA, MUHAKKİK, HAKKIYLA, HAKKAKAN, MUHAKKAK, TAHAKKÜM, TAHAKKUK
HAKKARİ, MUHAKKA
HAKKAT, HAKKAŞ, HAKKEM, HAKKAP, HAKKAK
HAKKI
HAKK
HAKK
Hak. Hak, hisse.
HAKKILDAMAK
Kahkahayla gülmek.
HAKKARİLİLİK
Hakkârili olma durumu.
HAKKIMÜKTESEP
Kazanılmış hak.
HAKKIHIYAR
Seçme hakkı.
HAKKIRDAMAK
Kahkahayla gülmek.
KAPIHAKKI
Gelin, oğlan evine giderken kız tarafından bir kişinin, erkek tarafından aldığı bahşiş, para, ödül.
HAKKISÜKUT
Sus payı.
HAKKIBEYLİ
Adana ili, Yüreğir ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
HAKKEDEBİLME
Hakkedebilmek işi.
HAKKEDEBİLMEK
Hakketme imkânı veya olasılığı bulunmak.
TOHUMHAKKI
Kalıt, miras.
HAKKIHUZUR
Huzur hakkı.
MÜTEHAKKİM
Hâkim olan, hükmeden. Zorbalık eden, hükmünü zorla yürüten.
HAKKANİYET
Hak ve adalete uygunluk, doğruluk, nasfet.
HAKKETMEK
Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oymak. Yazı ve şekilleri kazıyarak silmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde HAKK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BELGELİ
Belgesi olan (kimse). İki yıl üst üste sınıfta kaldığı için okula devam etme hakkını yitirerek belge alan (öğrenci).
BAĞIŞLAMAK
Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek. Hoşgörmek. Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek. Görevden çekmek, almak.
ADALET
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
ADSIZ
Adı olmayan, isimsiz. Tanınmayan, bilinmeyen, isimsiz. Türklerde, ailesinden ayrıldığı için artık onun adını taşımak, onun adıyla anılmak hakkını yitirmiş olan, bir yararlık gösterdiğinde ancak ad kazanabilen delikanlı, isimsiz.
BIRAKMAK
Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Bıyık ya da sakal uzatmak. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Bakılmak, korunmak için vermek. Kötü bir durumda terk etmek. Ayrılmak, terk etmek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Saklamak, artırmak. Sarkıtmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Boşamak. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Sınıf geçirmemek, döndürmek. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek. Engel olmamak. Unutmak. Sahiplik hakkını başkasına vermek.
DEVRETMEK
Dönmek, dolaşmak. Baştan sona değin okumak, bitirmek. Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek. Aktarmak.
BELİRSİZ
Belirli olmayan, belgisiz, gayrimuayyen, vuzuhsuz. Bilinmeyen, meçhul. Niteliği hakkında tam bir bilgi edinilemeyen, müphem.
ÇUKURCA
Biraz çukur, az çukur. Hakkâri iline bağlı ilçelerden biri.
AVUKAT
Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse. Gerekmediği hâlde başkasını savunan, onun adına konuşan kimse.
AKLANMAK
Ak olmak, temizlenmek. Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek. Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.
CEBELLEZİ
Hakkı olmayan bir şeyi kendisine mal etme, çalma.
BELİRTKE
Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem. Gösterge. Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin tümü.
DEVİR
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası. Dönme, dönüş. Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılmış olan başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri veya bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. Bir görevin bir kimseden bir başkasına geçmesi. Aktarılma. Bir malın mülkiyetini veya bir mal üzerindeki hakkı bir başkasına geçirme. Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. Dolaşma.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
BASKI
Bir eserin basılış biçimi veya durumu. Bası sayısı. Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu. Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı. Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres. Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres. Bir eserin tekrarlanarak yapılmış olan baskı işlemlerinden her biri, edisyon. Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm.
ÇALIMLAMAK
Bir oyuncu topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmek. Kandırmak. Bir fırsattan yararlanarak bir başkasının hakkı olan bir şeyi ele geçirmek.
ANLAMAK
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak. Sorup öğrenmek. Yarar sağlamak. Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek. Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek. Bir şey hakkında bilgisi bulunmak. Doğru ve yerinde bulmak.
DEVREDİLEBİLİRLİK
Bir hakkın karşılıklı veya karşılıksız olarak başkasına geçirilebilme durumu.
BİHAKKIN
Hakkıyla, gerçekten.
AŞK
Aşk hakkında çok fazla tanımlama yapılmıştır. Burada hepsinden bahsedersek, sayfalar dolusu metinler yazmamız gerekir. O yüzden, bu sayfada, diğer sayfalardaki tanımlamalardan farklı olarak, sadece aşk ve aşka benzer kelimelerin tanımını vererek, esas anlamını size bırakıyoruz.