Kelimeler arşivinde; içinde "başka" olan, toplam 35 tane kelime bulunuyor. İçerisinde başka bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu başka ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında başka olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
CUMHURBAŞKANLIĞI
YARIBAŞKALAŞMA, YARIBAŞKALAŞAN, BAŞKAHRAMANLIK, BAŞKALAŞTIRMAK
TÜMBAŞKALAŞMA, TÜMBAŞKALAŞAN, CUMHURBAŞKANI
BAŞKALDIRMAK
BAŞKARAKTER, BAŞKATİPLİK, BAŞKALAŞMAK, BAMBAŞKALIK, BAŞKAHRAMAN
BAŞKALDIRI, BAŞKALAŞMA, BAŞKALAŞIM, BAŞKATSAYI
BAŞKANLIK, GÜRBAŞKAN, BAŞKAYNAK, BAŞKAFİYE
BAMBAŞKA, MAMBAŞKA, GERBAŞKA, BAŞKAVAK, BAŞKATİP, ASBAŞKAN, BAŞKALIK
BAŞKA
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -den başka biçiminde kullanılan bir söz.
BAŞKAHRAMAN
Bir eserde başrolü oynayan kişi, başkişi.
BAŞKALAŞTIRMAK
Başka bir duruma getirmek.
BAŞKALDIRMAK
Ayaklanmak, isyan etmek. İyice coşmak, kabarmak.
CUMHURBAŞKANI
Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde devlet başkanı, reisicumhur, cumhur reisi.
YARIBAŞKALAŞAN
Yarıbaşkalaşma geçiren. (karşılık: hemimatabol), Yarıbaşkalaşma gösteren.
BAŞKARAKTER
Oyunun asıl karakteri, asli tipi.
BAŞKAHRAMANLIK
Başkahraman olma durumu.
TÜMBAŞKALAŞAN
Tümbaşkalaşma gösteren.
TÜMBAŞKALAŞMA
Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma çeşidi. Kınkanatlılar, zarkanatlılar, sinekler, kelebekler ve pireler, tümbaşkalaşma gösteren böceklerdendirler.
BAŞKATİPLİK
Başkâtip olma durumu, başyazmanlık. Başkâtibin yaptığı iş, başyazmanlık.
BAŞKALAŞMAK
Başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek, değişmek, farklılık kazanmak. Biçim değiştirmek, istihale etmek. Kötüleşmek, bozulmak.
BAŞKALDIRI
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma, isyan. Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme.
YARIBAŞKALAŞMA
Böceklerde, kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma çeşidi. (Bitler, yarımkanatlılar ve hamamböcekleri, yarıbaşkalaşma geçiren böceklerdendir.). (karşılık: hemimetaboli), Bazı böceklerde görülen bir başkalaşma tipi olup nimfa ve ergin evrelerini kaplar.
CUMHURBAŞKANLIĞI
Cumhurbaşkanı olma durumu. Cumhurbaşkanı ve diğer görevlilerin bulunduğu bina. Cumhurbaşkanının makamı.
BAMBAŞKALIK
Bambaşka olma durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde BAŞKA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
AĞYAR
Başkaları, yabancılar, eller.
AKMAK
Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Boya birbirine karışmak. Art arda ve toplu olarak gitmek. Karışmak, katılmak. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Sürüp gitmek.
AĞIŞ
Ağma işi. Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı.
ALİ
Yüce, yüksek. "Kurnazca ve haince düzen" anlamında Ali Cengiz oyunu, "çok zorba" anlamında Ali kıran baş kesen, "bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek" anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz.
ALINTILAMAK
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından cümle veya cümleler almak, alıntı yapmak, aktarmak, iktibas etmek.
ADAY
Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.
AKTARICI
Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse. Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç.
AKBABA
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.
ACAYİPLEŞMEK
Başkalaşmak, yadırganacak bir duruma gelmek.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ALDIRMAK
Alma işini yaptırmak. Sığdırmak. Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak. Önem vermek, değer vermek. Başkasına kaptırmak. Getirtmek.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
ABORDA
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması.
ALINTI
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas. Başka bir dilden alınmış kelime.
ALDIRTMAK
Alma işini başkasına yaptırmak.
ACIMAK
Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak. Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek. Merhamet etmek. Acılı, ağrılı olmak.
ALELACAYİP
Çok acayip, bambaşka.
AHALİ
Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk. Bir yerde toplanan kalabalık.
ACINMAK
Acıma işine konu olmak. Başkasının hesabına üzülmek, yazıklanmak, yerinmek.