Kelimeler arşivinde; içinde "ağlamak" olan, toplam 20 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ağlamak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ağlamak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ağlamak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
GÖZBAĞLAMAK
MIRAĞLAMAK, KONAĞLAMAK, KIZAĞLAMAK, KILAĞLAMAK, GINAĞLAMAK, BIZAĞLAMAK, GAŞAĞLAMAK
AĞLAMAKLI
CAĞLAMAK, YAĞLAMAK, SAĞLAMAK, KAĞLAMAK, DAĞLAMAK, ÇAĞLAMAK, BAĞLAMAK, MAĞLAMAK, PAĞLAMAK, ZAĞLAMAK
AĞLAMAK
AĞLAMAK
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek. Sızlanmak, yakınmak. Bir duruma üzülmek. Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak.
AĞLAMAKLI
Ağlar gibi olan, üzüntülü, ağlak, ağlamalı, ağlamsı.
CAĞLAMAK
Su ses çıkarmak, çağlamak. Yansılamak, benzerini yapmak.
GINAĞLAMAK
Ayıplamak.
KONAĞLAMAK
Konuk olmak.
KILAĞLAMAK
Keskinletmek, bilemek.
SAĞLAMAK
Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek. Elde etmek, sahip olmak.
DAĞLAMAK
Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak. Acısı yüreğine işlemek. Çok sıcak, soğuk veya acı bir şey yakmak. Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak.
ÇAĞLAMAK
Su, köpürerek ve ses çıkararak coşkun bir biçimde akmak. Coşmak.
KIZAĞLAMAK
Oyunda mızıkçılık etmek.
KAĞLAMAK
Sebze bahçelerinin, bağların yaban otlarını temizlemek : Bostanı kağladık. Birinin arkasından konuşmak.
BIZAĞLAMAK
Doğurmak (İnek hakkında).
MIRAĞLAMAK
Miyavlamak.
YAĞLAMAK
Yağ sürmek. Dalkavukça övmek, yağ çekmek. Sürtünen iki yüzey arasına, kaymayı kolaylaştırmak için yağlı bir madde sürmek.
GAŞAĞLAMAK
Sürtünmek.
GÖZBAĞLAMAK
İpnotizma yapmak. Hokkabazlık numarası yapmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde AĞLAMAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKITMAK
Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek.
AĞLAMSI
Ağlamaklı.
AĞIRLAMAK
Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek.
AĞLAŞMAK
Birlikte ağlamak. Sızlanmak.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
AKLAŞTIRMAK
Aklaşmasını sağlamak, beyazlaştırmak.
ALDATMAK
Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. Oyalamak, avutmak. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. Yalan söylemek. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. Birine verilen sözü tutmamak.
AÇIKLATMAK
Açıklamasını sağlamak.
AKTİFLEŞTİRMEK
Aktifleşmesini sağlamak, aktif duruma getirmek.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
AĞLAMALI
Ağlamaklı.
ADA
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.
AĞLAMA
Ağlamak işi.
ALEGORİ
Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme, yerine koyma. Bir sanat eserindeki ögelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumu.
ALATURKALAŞTIRMAK
Alaturkalaşmasını sağlamak.
AFFETTİRMEK
Bağışlanmasını sağlamak.
ALAKALANMAK
İlgilenmek. Bir şeyden zevk almak. Bir şey çekici gelmek. Gönül bağlamak, yakınlık duymak.
ABANDIRMAK
Bir kimsenin bir yere veya bir kimseye yaslanmasını sağlamak. Bir hayvanı yere çöktürmek.
AHENKLEŞTİRMEK
Ahenk sağlamak.
AKILLANDIRMAK
Aklını kullanmasını sağlamak, aklını başına getirmek.