Kelimeler arşivinde; içinde "atkın" olan, toplam 10 tane kelime bulunuyor. İçerisinde atkın bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu atkın ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında atkın olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
YATKINLAŞMAK
YATKINLAŞMA
BATKINLIK, ÇATKINLIK, YATKINLIK
TATKINIK
BATKIN, ÇATKIN, YATKIN
ATKIN
ATKIN
Kırkılmak üzere olan koyunların yünlerinin altından fışkırmış yeni yün. Yavrusunu ölü doğuran, yavru atan hayvan: Atkın keçi ve koyunların hepsini satacağım. Parasız, parasızlık: Yusuf bu yıl atkın. Çapkın kız: Daha yaşı başı ne, fakat çok atkın.
TATKINIK
Malatya şehrinde, Arguvan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
YATKINLAŞMA
Yatkınlaşmak işi.
YATKINLIK
Yatkın olma durumu. Alışkanlıktan doğan yeti, meleke, mümarese.
BATKINLIK
İflas.
YATKIN
Bir yana eğilmiş, yatık. Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük. Bir işte yeteneği, becerisi olan. Benimsemiş, alışmış, eğilimli.
ÇATKIN
Çatık.
BATKIN
Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş (kimse), müflis.
ÇATKINLIK
Çatkın olma durumu.
YATKINLAŞMAK
Yatkın duruma gelmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde ATKIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
TALİMLİ
Talim görmüş, eğitilmiş. Alışık, eli yatkın.
BÖLÜNEBİLİR
Bölünüme uğramaya yatkın çekirdek.
OLÇUM
Hekimlik taslayan kimse. Eli işe yatkın, becerikli kimse. Kendini becerikli, usta gösteren kimse.
İŞGÜZAR
Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse). Eli işe yatkın, becerikli (kimse).
MÜFLİS
Batkın.
FASONE
Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi üzerinde, kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş. Bu tür kumaşları oluşturan desen örneği.
BECERİ
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet. Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet. Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu.
ALİKIZ
Eli ev işine yatkın, kadın işi yapabilen erkek. Vücudu ve hareketleriyle erkeğe benziyen kız.
ATOPİ
Bazı kişilerin genetik mekanizmalara bağlı olarak alerjik reaksiyonlara karşı hassas olması. Sık kalınan çevresel antijenlere karşı aşırı IgE üretimi ve değişmiş özgün olmayan reaktivite sonucu oluşan kalıtsal yatkınlık. Bu yatkınlık sonucu, deri ve mukoza alerjik burun yangısı, bronşiyal astım ve deri yangısı gibi alerjik reaksiyonlar görülür. Atopik köpek, kedi ve atlarda başlıca hedef organ deridir. Sığırlarda alerjik burun yangısı görülür.
ETKİN
Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom).
MÜMARESE
Yatkınlık.
YORDAM
Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke. Çeviklik, çabukluk. Yöntem. Kılavuz, yardımcı. Çalım.
EĞİTMEK
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek. Belli bir konuda yetiştirme. Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek.
YARATICILIK
Yaratıcı olma durumu. Her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık. Yaratma yeteneği.
MELEKE
Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık. Yeti. Yelken makarası.
DIBIZ
Saçsız, kel. Kısa boylu, bodur. İflâs etmiş, batkın. Hile, oyun. Defol anlamında kullanılır. Eski türkçe daz/taz: Saçları dökülmüş kimse (Erzincan Merkez).
UZ
İyi, güzel. İşe yatkın, becerikli, mahir. Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde "uzak" anlamında kullanılan bir söz.
YARAŞMAK
Yakışmak, uymak. Yatkın olmak.
ARTIÇEKER
Görece eksi elektrot potansiyeli nedeniyle artınlar oluşturmaya yatkın özdek.
İFLAS
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan iş adamının durumu, batkı, batkınlık, müflislik. İşlevini ya da görevini yapamama. Yenilgiye uğrama, değerini yitirme.