Kelimeler arşivinde; içinde "anda" olan 5 harfli toplam 15 tane kelime bulunmaktadır. İçerisinde anda bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Bunun yanında sonu anda ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında anda olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan sözcüklerin linklerini kullanabilirsiniz.
MANDA
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus). Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Birleşmiş Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik.
VANDA
Çocuk.
YANDA
Yanından.
CANDA
İçte, özde, yürekte olan kimse.
ANDAŞ
Heykel, abide. Hatıra, hediye, armağan.
PANDA
Etçillerden, Avustralya ile Himalaya ormanlarında yaşayan, tüyleri sık ve pas renginde, karnı, bacakları kara, postu beğenilen bir hayvan (Ailurus fulgens). Çin'de yaşayan, ayı iriliğinde, siyah beyaz renkli otçul bir hayvan.
RANDA
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken.
ANDAT
Ekin demetlerini arabaya koymaya ve harmanı aktarmaya yarıyan, üç, dört, beş, yedi çatallı olabilen, uzun saplı aygıt, dirgen, yaba.
ANDAK
Ayağa batan diken, kıymık. Sel yarıntısı, kesintisi. Ondan sonra: Eve gideceğim, andak çarşıya. Hemen, o anda, derhal. O kadar. Derhâl, hemen.
ANDAL
Bahçe, bağ ve bostanda sulamayı kolaylaştırmak için, toprağın eğimine göre ayrılmış parçalar, maşala, evlek. Evlek sınırı. Bahçe ve bostanlarda evlekler arasındaki su yolu, ark. Sulanan tarla veya bostanda evleklerin suyla dolması, göllenmesi hali: Bahçe andallanıncaya kadar suyu kesme. Pirinç ekmeye elverişli akıntısız, sulak yer, bataklık. Fındığın dövülme zamanı yapılan 40-50 cm. yüksekliğinde ve 80-100 cm. enindeki kabuklu fındık yığını. Tırpan veya makine ile biçilen ekin sapı yığını: Tarlada üç andal ziyan olmuş. Orman içindeki ince uzun mera. Sersem, budala: Ahmet bu sıralarda andallaştı. Filan, falan: Sofraya ekmek, kaşık, andal geldi mi?. Seyrek, aralıklı yapılan iş veya dikiş: Ahmet tarlasını andal sürmüş. Bağ, bahçe sulamak için yapılan hendek, ark. Üzüm bağlarında evlek sırası. Derin su kanalı (Çayağzı). Tütün fidelerinin yetiştirildiği evlek. (Çakallı, Konak, Samsun).
ANDAN
Bahçe, bağ ve bostanda sulamayı kolaylaştırmak için, toprağın eğimine göre ayrılmış parçalar, maşala, evlek. Mademki, sonra, bakalım. Ondan. Tuzsuz pirinç lâpası. Ona. Sonra, ondan sonra. Ondan Ötürü. Oradan. Onunla.
ANDAÇ
Ajanda. Yadigâr.
KANDA
Değirmen bendi. Nerede, nereye.
HANDA
Çoktan, çok evvelden beri: Ben onu handan beri görmedim. Kanda, nerede.
ANDAH
Askerlikte tecrübe atışları.