İçinde TEPELİ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "tepeli" olan, toplam 6 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tepeli bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu tepeli ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tepeli olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

TEPELİ

Tepesi olan. Başında sorguç, hotoz vb. bir süs bulunan (kuş).

TEPELİDEVEKUŞLARI

(Eş anlamlısı: Avustralya-devekuşları, Casuarii,olmak üzere 2 familyası. vardır.

TEPELİCE

Çorum kenti, Kargı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Konya ili, Üçpınar nahiyesine bağlı bir bölge.

TEPELİKUŞ

Tarlakuşu.

TEPELİTOYGAR

Tarlakuşu.

TEPELİK

Tepesi çok olan (yer). Anadolu'da köylü kadınların kullandıkları, altın ve gümüş paralarla, bazı değerli taşlarla süslü başlık. Bir yapının veya bir mobilyanın en yukarısına süs olarak yapılmış olan bölüm. Sorguç.

  -   -   -  

Anlamında TEPELİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde TEPELİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KESME

Kesmek işi. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat. Kesme işareti. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum. Kesin, değişmez, maktu. Lokum. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia). Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan.

BAKILDAK

Fasulye, nohut, bakla, bezelye, mercimek, yulaf, pirinç, susam gibi bitkilerin başakları. Taze fasulye. Harmanda çıkan çürük tane: Bu sene bakıldak çıkmadı. Serçeden büyük, tepeli, eti yenir bir çeşit kuş. Boş meyve kabuğu.

DİPCİK

Bel denilen tarım aracının ayakla basılacak tahta kısmı. Ağaç kökü. Yemeni, çarık gibi giyeceklerin ökçesiz tabanı. Kadınların başlarına koydukları altın ve gümüşle süslü tepelik.

FERAHİ

Bolluk, genişlik. Ucuzluk. Polis ve inzibat görevlilerinin boyunlarına taktıkları ayça biçiminde üstü yazılı metal arma. II. Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik.

TARAK

Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç. Suda yaşayan hayvanlarda solungaç. İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü. Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık. Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç. Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik. Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten).

ARAŞK

Tepelik.

ARUKUN

Tepelik.

FINDIK

Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genel olarak Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 metre, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana). Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalı ürünü. Hileli zar.

ÇITKI

Kadınların başlarına koydukları tepeliğin etrafına süs için dikilen allı basmadan veya ipekten yapılan şerit.

TAVUKSULAR

Tavukları ve tepeli tavukları içine alan bir takım.

PİRAMİTÇİK

Eski Mısır piramitlerinde ve dikili taşlarında tepelik olarak yer alan küçük piramit.

ELMABAŞ

Tepeli dalgıç.

SORGUÇ

Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, tuğ, tepelik.

BAŞLIK

Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Başlık parası. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü.

BAKALAK

Bekleyici, gözleyici: Çocuğa bakalak ol. Bakalak ol da bahçeye sığır girmesin. Bakarak, gözetleyerek: Geldiğim yerlere bakalak geldim; inek filan görmedim. Boz renkli, tepeli bir çeşit tarla kuşu.

AHITMA

Hayvanların alnından burnuna doğru uzanan beyazlık. Saç üzerinde veya tepside pişirilen çörek, ekmek. Saç üzerinde pişirilen ve yassı kadayıfa benziyen bir çeşit tatlı. Akıtma. Kadınların tepeliklerinde bulunan altın süs. Yumurta, süt, su, tuz ve unun karıştırılıp çalınmasıyla elde edilen karışımın ufak ufak sacda kavrulmasıyla yapılan yemek türü.

ALAĞABAŞ

Tüyü, siyahlı beyazlı ve tepeli bir kuş.

KALENSÖVE

Sivri tepeli külah. Yüksük.

BANKO

İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh. Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz. Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para. Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse. Su altı tepeliği. Kesinlikle.

KONDOR

Tepeli akbaba.