Kelimeler arşivinde; içinde "temas" olan, toplam 2 tane kelime bulunuyor. İçerisinde temas bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu temas ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında temas olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TEMAS
Değme, dokunma, dokunuş, değinti. Dokunma. Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet. Gidip gelme, ulaşım, bağlantı. Değinme, sözünü etme, bahsetme.
TEMASLAMA
Bir çalgıda notaları duraksamaksızın arka arkaya hızlıca ve yumuşak bir biçimde icra etmek. Vurulan telin tınısı kaybolmadan penalama yapmaksızın çekiçleme ve salma gibi yöntemlerin arka arkaya çok hızlı bir biçimde hafifçe uygulanması.
Bu bölümde tanımı içerisinde TEMAS geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KONTAK
Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas. Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek. Ruh sağlığı yerinde olmayan, dengesiz. Bağlantı, ilgi.
AKSİYON
Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi. Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, hikâye, gelişim. Sermayenin belirli bir bölümü. Hisse senedi. Hareket, iş. İnsan etkinliğinin veya iradesinin açığa çıkması.
YANAK
Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü. Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi.
SEMAN
Diş köklerini kaplayan sert madde. Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde.
DOKUNUŞ
Dokunma (I) işi, temas. Dokunma ipliklerinin çaprazlama biçimi. Dokunma (II) işi.
DEĞME
Değmek işi, temas. Seçkin, seçme. Her, herhangi bir, gelişigüzel, rastgele.
DOKUNMA
Dokunmak (I) işi, temas. Dokunmak (II) işi.
BİFENTRİN
Katı, suda pratik olarak çözünmeyen, asetonda çok çözünen, dayanıklı, temas ve mide zehri olarak etkiyen bir zehir.
YALITKAN
Elektrik iletkenliği sıfır veya çok zayıf olan (cisim veya madde), izolatör, iletken karşıtı. Herhangi bir teması, sürtünmeyi önlemek için elektrik iletkenlerini saran, koruyan porselen, kauçuk vb. madde.
DOKUNMAK
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek. Almak, kullanmak, el sürmek. Karıştırmak. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak. Hafifçe değmek. Sağlığını bozmak. Dokuma işi yapılmak. Tedirgin etmek, sataşmak. İlişkin, ilgili olmak, değinmek.
MÜMAS
Dokunan, temas eden. Teğet.
DEĞİNME
Değinmek işi, temas.
DEĞİNTİ
Temas.
DEĞİNMEK
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek.
İLİŞKİ
İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.
ÖPÜŞMEK
Birbirini öpmek. Nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak.
İTTİSAL
Bitişme. Dokunma, değme, temas etme.
ULAŞIM
Ulaşma işi. Köyler, şehirler, ülkeler arasında bir yerden bir yere gidiş geliş, münakale, muvasala, temas. Bir şeyi bir yerden başka bir yere aktarma.
BENZOKSİMAT
Renksiz, kristalize, suda pratik olarak çözünmeyen, hekzanda ve dimetilformamidde belirli miktarlarda çözünen, temas ve mide zehri olarak etkiyen asit şartlara dayanıklı bir madde.
DEĞMEK
Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek. Zevk veren şeyler hoşa gitmek. Ulaşmak, erişmek. Değerinde olmak. Eş değerde olmak. İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek. Karşılık olmak. Herhangi bir nitelikte olmak.