Kelimeler arşivinde; içinde "ons" olan, toplam 130 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ons bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ons ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ons olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
VAZOKONSTRİKSİYON
REKONSTRÜKSİYON, PERİTONSİLLİTİS, SONSUZLAŞTIRMAK, TELEVİZYONSEVER, VAZOKONSTRİKTÖR
BAŞKONSOLOSLUK, KONSOMATRİSLİK, KONSTRÜKTİVİZM, BONSMARASIĞIRI, KARBONSUZLAŞMA, KONSTRUKTİVİZM, KONSTRÜKTİVİST, SONSUZLAŞTIRMA
DEMONSTRASYON, KONSANTRASYON, KONSERVATUVAR, KONSOLİDASYON, KONSTRÜKSİYON, VİYOLONSELİST, AMNİYONSUZLAR, KOMBİNEZONSUZ, KONSEPTÜALİST, KONSEPTÜALİZM, KONSERVECİLİK, KONSTRİKSİYON, KONSTRUKSİYON, TELEFONSUZLUK, TONSİLLEKTOMİ
KONSOLOSHANE, KONSÜLTASYON, PROVİZYONSUZ, SONSUZLAŞMAK, VİYOLONSELCİ, CONSTRUCTİON, KONSTİPASYON, KONSTİTÜSYON, PROMOSYONSUZ, RADYASYONSUZ
BAŞKONSOLOS, KONSERVATÖR, KONSOLOSLUK, KONSOMASYON, KONSOMATRİS, KONSORSİYUM, SONSUZLAŞMA, TONSUZLAŞMA, BONSERVİSLİ, KONSERVATİF, KONSTİTÜSYO, KONSTRİKTOR, KONSTRİKTÖR, KONSTRÜKTİF, PANTOLONSUZ, TONSİLLARİS, TONSİLLİTİS, TONSİLLOLİT, TONSİLLOTOM
KONSOLİTÇİ, OPSİYONSUZ, SPONSORLUK, STRONSİYUM, VİYOLONSEL, HELEZONSUZ, KONSANTRİK, KONSERVECİ, KONSTANTAN, TELEFONSUZ
ANASONSUZ, BASTONSUZ, BATONSALE, BONSERVİS, KONSANTRE, KONSENSÜS, KONSOLİDE, KONSONANT, MONSENYÖR, SONSUZLUK, VİSKONSÜL, KONSEPŞIN, KONSEPTUS, KONSÜLTAN, KORKONSÜL, POSTFRONS
KONSERVE, KONSOLİT, KONSOLOS, KONSULTO, BALKONSU, GONSALAK, KONSARVA, KONSTANT, SONSURAT, TONSİLLA
ANONSÖR, KONSEPT, SPONSOR, ONSEKİZ, BETONSU, KONSAYI, KONSOME, LİMONSU
DONSUZ, KONSER, KONSEY, KONSOL, KONSON, KONSÜL, SONSAL, SONSUZ, KONSİL, KONSUK, SONSEN, SONSÖZ, SONSUR, TONSİL, TONSUZ, YONSUL, YONSUN
ANONS, KONSA, ONSUZ, FRONS, KONSU, ONSUK, YONSA
FONS, GONS, PONS
ONS
ONS
Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi.
REKONSTRÜKSİYON
Yeniden kurma.
PERİTONSİLLİTİS
Bademciği saran dokunun yangısı.
VAZOKONSTRİKTÖR
Kan damarlarının kasılmasına sebep olan, kan damarlarının duvarlarındaki düz kasın kasılmasını sağlayan maddeler.
SONSUZLAŞTIRMA
Sonsuzlaştırmak işi.
DEMONSTRASYON
Tanıtım gösterisi.
BONSMARASIĞIRI
Güney Afrika'dan köken alan, 5/8 Güney Afrika beyaz sığırı, 3/16 Hereford, 3/16 Shorthorn genotipi taşıyan, vücudu kaslı ve sağlıklı görünümde, kırmızı renkli ve çoğunlukla boynuzsuz, omuzları, bacakları ve arka çeyreği gelişmiş, kas gelişimi iyi, dayanıklı, uysal mizaçlı, sürü idaresi kolay ve pek çok yetiştirme sisteminde kullanılabilen, kene enfeksiyonlarına direnci yüksek, karkas verimi, et kalitesi ve mermerleşme oranı yüksek etçi sığır ırkı.
TELEVİZYONSEVER
Televizyon sanatını, kültürünü benimsemiş, televizyona bundan dolayı bağlı olan kimse; televizyonu bilerek seven izleyici.
SONSUZLAŞTIRMAK
Sonsuzlaşma işini yaptırmak.
KARBONSUZLAŞMA
Isıl işlem sırasında, havanın ya da fırın atmosferlerinin karbonsuzlaştırıcı etkileri sonucu, çelik yüzeylerin karbonca yoksullaşması olayı.
BAŞKONSOLOSLUK
Başkonsolos olma durumu. Başkonsolosun yaptığı iş.
VAZOKONSTRİKSİYON
Kan damarı iç çapının daralması.
KONSTRUKTİVİZM
Modern resim sanatından gelen bir kavram -konuyu teknik bir temel üzerine biçimlendirme. Örn. Le Corbusier, Leger, Schlemmer'in yapıtları.
KONSTRÜKTİVİZM
Kurmacılık.
KONSOMATRİSLİK
Konsomatris olma durumu.
KONSTRÜKTİVİST
Kurmacı.
Bu bölümde tanımı içerisinde ONS geçen kelimeler listesi verilmiştir.
APOSTERİORİ
Sonsal.
ANLAYIŞ
Anlama işi, telakki. Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Hoş görme, hâlden anlama. Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi, zihniyet, mantalite.
ANAHTAR
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.
BİLET
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge.
BENGİLİK
Zamanla ilgisi, başlangıcı ve sonu olmayan varlık. Sonsuz ve ölçülmez zaman. Ölmezlik, ebedîlik.
DERİŞİK
Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı.
DENİZKEDİSİ
Tüm başlılar takımından, vücudu ince uzun, büyük başlı, derin ve büyük denizlerde yaşayan bir balık, denizmaymunu (Chimaera monstrosa).
DESTEK
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda. Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma. Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, bindi, hamil. Maddi ve manevi yardımcı, dayanak. Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru. Kredi işlemlerinde her an sarf edilebilecek kredi. Yardım.
BENGİLEŞMEK
Sonsuz yaşama niteliği kazanmak, ölümsüzleşmek, ebedîleşmek.
DÜZEN
Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.
CENNET
Dinî inanışlara göre imanlı, dünyada iyi işler yapmış kimselerin öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt. Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer. Çok güzel, huzur veren (yer). Herhangi bir şeyin kolayca yapıldığı yer.
DOĞRULTU
Yön, istikamet. Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum. Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet. Tutulan, izlenen yol.
BALKONUMSU
Balkonsu.
ÇELLO
Viyolonsel.
DAİM
Sürekli, sonsuz. Daima.
BİLENMEK
Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek. Hırslanmak, aşırı derecede istemek. Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak.
BAŞKONSOLOS
En yüksek derecedeki konsolos.
AHİRET
Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya.
DİNLETİ
Sanat eserlerini bir topluluğa çalma veya söyleme, konser.
ASİTÖLÇER
Bir asidin özelliğini, konsantrasyon derecesini ölçmeye yarayan cihaz, asidimetre.