Kelimeler arşivinde; içinde "kend" olan, toplam 80 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kend bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kend ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kend olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KENDİLİĞİNDENLİK
PERAKENDECİLİK
KENDİLİĞİNDEN
YENİİSKENDER, İSKENDERSEYH, KENDİRGİLLER, SÖYKENDİRMEK
KENDÜLERDEN, KENDÖZÜNDEN, KENDİÜRETİR, KENDİRCİLİK, İSKENDERİYE, KENDİNCELİK, İSKENDERKÖY, ÇEKENDEMİRİ, PERAKENDECİ
KENDİLEŞME, HASANKENDİ, İSKENDERLİ, KENDİGELME, KENDÜLEYİN, KENDİMELİK, MOLLAKENDİ, KENDÜLERİN, İSKENDERUN, ERKENDOĞAN, KENDİGELEN, KENDİSİNCE
PERAKENDE, KENDİLLİK, KENDİNDEN, KENDÜLERE, KENDÜLERİ, KENDİRLİK, KADIKENDİ, ÖRKENDERE, ERKENDENE, PARAKENDE, HERKENDAZ
HAKENDAZ, KENDİRCİ, KENDÜDEN, KENDİRLİ, KENDÜLAN, KENDÜLER, KENDİNCE, KENDİLİK, KENDÜLİK, KENDÜRÜK, ERKENDEN, HANKENDİ, İSKENDER, SEKENDİZ, KENDEREK, KENDİREK, KENDİRİK
KENDİRE, KENDREK, KENDRÜK, TÜKENDİ, KENDÜDE, EKENDEN, KENDÜLE, KENDİSİ, KENDÜYİ, KENDİME, KENDÖZÜ, KENDÜYE
KENDEN, KENDAL, KENDEL, KENDIR, KENDİZ, KENDİK, KENDİM, KENDİR
KENDE, KENDİ, KENDÜ
KEND
KEND
Kasaba, şehir.
KENDÜLERDEN
Kendilerinden, kendiliklerinden.
KENDİRGİLLER
İki çeneklilerden, kendir, şerbetçi otu, Hint keneviri vb. bitkileri içine alan bir familya.
İSKENDERKÖY
Çanakkale kenti, Biga ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
YENİİSKENDER
Balıkesir şehrinde, Şamlı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
KENDİÜRETİR
Elektrik enerjisi gereksinimini kendi üreten, tüketim fazlası üretimini ise satan tüzel kişi.
ÇEKENDEMİRİ
Pullukta ok'un altında bulunan falakanın takıldığı demir. (Sarıköy Konya).
KENDİLİĞİNDENLİK
Dıştan bir belirleme ile değil, kendi kendine gerçekleşen etkinlik, spontaneizm.
KENDİLİĞİNDEN
İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit. Dış etkilerin zorlaması olmadan iç sebeplerle oluşan. İradesiz olarak gerçekleşen (hareket), spontane. (ke'ndiliğinden) Başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizatihi.
İSKENDERİYE
İskenderiye.
İSKENDERSEYH
Sivas ilinde, Koyulhisar ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
KENDİRCİLİK
Kendircinin yaptığı iş.
SÖYKENDİRMEK
Dayandırmak, yaslandırmak.
PERAKENDECİLİK
Perakende olarak yapılmış olan alışveriş.
KENDÖZÜNDEN
Kendiliğinden.
KENDİNCELİK
Bir ölçek sınarının seçimi, ölçek konum ve ağırlıklarının saptanmasında, öznel ve ölçünsüz yargılara dayanma.
Bu bölümde tanımı içerisinde KEND geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ADALET
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
ADAMCAĞIZ
Kendisine sevgi veya acıma duyulan erkek.
AHİT
Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant. Devir, zaman. Antlaşma.
AHDETMEK
Bir şeyi yapmak için kendi kendine söz vermek.
AKSESUAR
Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne. Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya. Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya.
AHLAT
Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster). Beden yapısının temelini oluşturan ögeler. Kaba adam, yol iz bilmez kimse. Bitlis iline bağlı ilçelerden biri. Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi. Bir karışım içindeki parçalar, ögeler.
AHBAP
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse. Samimiyet, içtenlik bildiren bir seslenme sözü.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
ADAMCIK
Kendisine acınılan kimse. Yerilen, küçümsenen kimse.
ALAZA
Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ADAY
Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.
AHZÜKABZ
Kendine mal etme. Para tahsili yapmaya yetkili olma.
ADAMAK
Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.
ADLANMAK
Kendisine ad verilmek, isimlenmek. Kötü ün kazanmak, isimlenmek.
AĞIRKANLI
Ağırcanlı. Hippokrates'in ortaya attığı ağırcanlılık, soğukluk, kolayca duygulanmayış gibi nitelikleri kendinde toplayan kişilik tipi.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
AÇIKLAYICI
Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan. Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ALAYLI
Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay. Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı. Gösterişli, görkemli, debdebeli. Alay edici, küçümseyici, müstehzi.