İçinde KABUK geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kabuk" olan, toplam 17 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kabuk bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kabuk ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kabuk olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

17 harfli kelimeler

KABUKSUZLAŞTIRICI

12 harfli kelimeler

KABUKLUSÜLÜK

11 harfli kelimeler

KABUKLANMAK, KABUKLAŞMAK

10 harfli kelimeler

TATLIKABUK, KABUKLAŞMA, KABUKLANMA, KABUKLAMAK, KABUKLULAR

9 harfli kelimeler

KABUKALTI, KARAKABUK

8 harfli kelimeler

ALTKABUK, KABUKSUZ

7 harfli kelimeler

KABUKSU, KABUKLU

6 harfli kelimeler

KABUKİ

5 harfli kelimeler

KABUK

Bazı kelimelerin anlamları

KABUK

Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı.

KABUKLAŞMAK

Kabuk durumunu almak, kabuk gibi sertleşmek.

KABUKLULAR

Kabukları yapılarındaki kireçli tuzlar dolayısıyla sertleşmiş olan, solunum aygıtları balıklara benzeyen, çok hücreli hayvanlardan eklem bacaklılar sınıfı.

KABUKLAŞMA

Kabuklaşmak işi.

KABUKLANMA

Kabuklanmak işi. Bir lav akıntısı veya bir lav gölü yüzeyinin katılaşması. Isıtılmış metallerin yüzeylerinde, oksit örtüsü oluşması olayı. Bir lav akıntısı ya da bir lav gölü yüzeyinin katılaşması.

KABUKSUZLAŞTIRICI

Kabuksuzlaştırma ve parlaklaştırma işlemlerinde kullanılan asitli bileşik.

KABUKALTI

Yükseltgeyici atmosferde ısıtılmış çeliğin kabuğu altında oluşabilen karbonsuzlaşmış kat.

KABUKLU

Kabuğu olan.

ALTKABUK

l alt kuantum sayıları; s, p, d, f harfleri ile gösterilen bir atomda temel kabuğun altındaki enerji düzeyleri.

KARAKABUK

Kestane. Tarçın.

TATLIKABUK

Tarçın.

KABUKLUSÜLÜK

Kaplumbağa.

KABUKLAMAK

Ağaç budamak.

KABUKSUZ

Kabuğu olmayan.

KABUKLANMAK

Kabuk oluşmak, kabuk bağlamak.

KABUKSU

Kabuğu andıran, kabuğa benzeyen, kabuk gibi, kabuğumsu.

  -   -   -  

Anlamında KABUK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KABUK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ALKARNA

İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ.

BERGAMOT

Turunçgillerden bir ağaç (Citrus bergamia). Bu ağacın, kabuklarından reçel yapılmış olan ve esans çıkarılan meyvesi.

ÇİĞDE

Hünnap. Bu ağacın kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan yemişi.

BESNİ

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genel olarak kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm. Adıyaman iline bağlı ilçelerden biri.

CEVİZ

Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia). Bu ağacın kerestesinden yapılmış. Bu ağacın dışı kabuklu, içi yağlı ve nişastalı yemişi, koz.

BADIÇ

Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve.

ÇAKMAK

Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. Vurarak sokup yerleştirmek. Anlamak, bilmek. Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni. Sınavda başarısız olmak. Vurmak. Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti. İçki içmek. Saplamak. Parıldamak, ışık vermek. Sezinlemek, anlamak, farkına varmak. Kazık çakıp hayvan bağlamak. Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak. Çivi ile tutturmak. Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak.

CEHRİ

Kök boyasıgillerden, meyve, kabuk veya odunundan güzel kırmızı renk elde edilen bir kök (Rhamnus infectorius).

ÇENET

Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk. İstiridye vb. iki çeneli yumuşakçalarda, kolsu ayaklılarda kavkının iki parçasından her biri.

ÇEKİRDEK

Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum. Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu. Ağaçlarda soyulmayan bölüm. Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik. Atom çekirdeği. Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü. Bir şeyin temelini oluşturan.

ÇAĞANOZ

Kabukluların ön ayaklılar alt takımından, eti için avlanan, pavuryaya benzer küçük su hayvanı (Carcinus).

ÇİTLEMEK

Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek. Çitle çevirmek.

BAKLA

Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba). Bir zinciri oluşturan halka veya parçalardan her biri. Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi.

AKSÖĞÜT

Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir tür söğüt (Salix alba).

ÇİTLEMBİK

Kara ağaçgillerden, düz kabuklu, kerestesi sert ve dayanıklı bir ağaç, çıtlık, menengiç (Celtis australis). Bu ağacın mercimekten büyük, yuvarlak, buruk lezzette meyvesi.

BREŞ

Doğal çimento ile lavlı, kavkılı, kabuklu, kemikli kırıntıların kaynaşmasıyla oluşmuş kütle. Bir yapay mermer türü.

AKBUĞDAY

Kurak iklime dayanıklı, beyaz kabuklu, ekmeklik buğday.

AKAĞAÇ

Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia).

ALTINBAŞ

Genellikle Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir tür kavun.

ÇIRÇIRLAMAK

Pamuk, keten, kendir vb. bitkisel dokuma ham maddelerini çekirdek veya kabuklarından temizlemek.