Kelimeler arşivinde; içinde "duvar" olan, toplam 13 tane kelime bulunuyor. İçerisinde duvar bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu duvar ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında duvar olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
DUVARSEDEFİ, KALKANDUVAR
DUVARCILIK, DUVARAYAĞI
AYNADUVAR, DUVARGÖZÜ, ECİMDUVAR, KOCADUVAR, SEKİDUVAR
GÖTDUVAR
DUVARCI, DUVARLI
DUVAR
DUVAR
Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılmış olan veya örülen dikey düzlem. Sonuç alınamayan yer. Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılmış olan engel. Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma. Engel.
KOCADUVAR
Bir kenti ya da kasabayı çepeçevre saran kale duvarı.
DUVARCILIK
Duvarcının yaptığı iş.
SEKİDUVAR
Eski Roma basamaklı tiyatrolarında ortadaki alan bölümünü basamaklı oturma yerlerinden ayıran alçak duvar.
DUVARAYAĞI
(Mimarlık) Yapılarda süs öğesi olmaktan başka görevi olmayan, duvara yapışık, üzerinde yukarıdan aşağı yivler bulunan yarım ayak.
KALKANDUVAR
Ev çatısını korumak amacıyla kiremitlerin üstüne örülen basık duvar engel. (Bursa).
DUVARLI
Duvarı olan.
DUVARGÖZÜ
Raf olarak kullanılmak üzere duvar içine açılmış oyuk. İçine heykel yerleştirilen, üstü küçük yarım kubbeli ya da düz olan duvar oyuğu.
DUVARSEDEFİ
Dalak otu.
ECİMDUVAR
Çocukların oynadığı bir çeşit oyun.
DUVARCI
Duvar ören nitelikli işçi.
GÖTDUVAR
Yapının yola bakmayan tarafındaki duvar, arka duvar.
AYNADUVAR
(Mimarlık) Mimarlıkta çevresi silmeli düz yüzey.
Bu bölümde tanımı içerisinde DUVAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BARBATA
Kalelerde mazgal ve mazgal siperlerinin oluşturduğu girintili çıkıntılı dış duvarların üst bölümü, kale korkuluğu.
BURÇ
Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad. Demir aksamın birbirine değmesini engellemek, boşlukları doldurmak amacıyla sarı, karbon, plastik vb.nden yapılmış olan bir motor parçası. Ökse otu.
AVLU
Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat, hanay, sahn.
BÖLME
Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim. Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırma işi. Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde. Kalın ağaç gövdesinden odun veya tekne yapmak için ayrılan tomruk. Gemilerin içinde, su baskını, yangın vb. durumlarda, ara kapılar kapandığında arızanın veya hasarın yayılmasını önlemek için kullanılan birbirlerinden ayrılmış yerler. Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer. Dört işlemden biri, taksim.
BARBAKAN
Kale duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik.
ALÇICI
Alçı taşını çıkaran kimse. Tavan ve duvarların alçı ile kaplanmasında çalışan işçi.
BALYOZ
Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos.
ASKI
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne. Elbise, gömlek, tişört, ceket gibi elbiselerin kırışmadan düzgün bir biçimde elbise dolabına asılması için insan omzu biçiminde tasarlanmış, bazılarının altında pantolon asmak için düz bir çıta, bazılarının her iki kenarında etek asmak için çengel bulunan alet, elbise askısı. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Gelinin odasına asılan süs. Yeni yapılmış olan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.
BADANA
Duvarları boyamak için kullanılan sulandırılmış kireç veya boya.
BEZEKÇİ
Duvar ve tavanları boyayıp birtakım resim veya şekillerle süsleyen kimse, nakkaş. Gelinleri süsleyen kadın.
BEDEN
Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut. Giysilerde ölçü. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde. Kale duvarı.
BAĞDADİ
Ağaç direkler üzerine çakılmış çıtalara sıva vurularak yapılmış olan (duvar veya tavan). Yapılarda kullanılan çıta. 0,0501 gram olan ağırlık ölçü birimi.
APLİK
Duvar şamdanı, duvar lambası.
BARBEKÜ
Izgara et pişirmekte kullanılan, genellikle balkonlarda duvar içerisine gömülmüş ocak. Açık alanda mangal kullanılarak et ve deniz ürünlerini pişirme.
BADANALAMAK
Duvarları boyamak için sulandırılmış kireç veya plastik boya sürmek.
BALKON
Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar ya da parmaklıkla çevrili bölümü. Vücudun göğüs veya göbek bölümü. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.
AÇIT
Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.
BORDÜR
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar. Cilt kapağındaki kalın çizgiler. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir fayans türü.
BAĞLAMA
Bağlamak işi. Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Ulama.
AĞIL
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.