Kelimeler arşivinde; içinde "dedik" olan, toplam 6 tane kelime bulunuyor. İçerisinde dedik bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu dedik ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında dedik olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
DEDİKODUCULUK
DEDİKODUSUZ
DEDİKODUCU, DEDİKODULU
DEDİKODU
DEDİK
DEDİK
Kütahya kenti, Köprüören nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
DEDİKODUCU
Çok dedikodu yapan, kovcu, gıybetçi, dillek.
DEDİKODULU
Dedikodusu olan.
DEDİKODU
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılmış olan konuşma, kov, gıybet, kılükal.
DEDİKODUSUZ
Dedikodusu olmayan.
DEDİKODUCULUK
Dedikoducu olma durumu, kovculuk, gıybetçilik, dilleklik.
Bu bölümde tanımı içerisinde DEDİK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
LAF
Söz, lakırtı. Konu, mevzu, bahis. Konuşma. Dedikodu. "Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok" anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz. Sonuçsuz, yararı olmayan söz.
DİLLİ
Dili olan. Dedikoducu, ileri geri konuşan. Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan, cerbezeli.
DİLLENDİRMEK
Biri hakkında dedikodu yapılmasına sebep olmak. Bir şeyi söz ile ifade etmek, söylemek.
LAFÇI
Geveze. İyi, etkili konuşan. Söz götürüp getiren, dedikoducu.
KOVCULUK
Dedikoduculuk.
ZEPHİYE
Kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi.
DECCAL
Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse). Dinî inanışlara göre kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan yalancı ve kötü yaradılışlı kimse.
AİDAT
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti. Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para. Kesenek.
KURMAK
Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek. Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek. Yapmak, inşa etmek. Ortaklık sağlamak. Bir araya getirmek, toplamak. Hazırlamak. Düşünmek. Yapmak, oluşturmak. Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek. Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek. Aklına koymak. Zihinde büyütmek. Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek. Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak. Sağlamak, oluşturmak.
KOV
Dedikodu. Sivrisinek vb. hayvanların ısırmasından korunmak için vücuda sürülen özel sıvı.
KOVCU
Dedikoducu.
TEZVİR
Yalan dolan, dedikodu. Ara bozma ve özellikle kötülük amacıyla yapılmış olan kovculuk.
LAKIRTI
Söz, laf. Boş söz, dedikodu, laf.
GIYBET
Dedikodu.
BEDEL
Değer, fiyat, kıymet. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para. Bir ücret karşılığında çalışan kimse. Eşit, denk. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.
KILÜKAL
Dedikodu, söylenti.
GIYBETÇİ
Dedikoducu.
DİLLENMEK
Çocuk konuşmaya başlamak. Onaylanmayan bazı davranışlar yüzünden hakkında dedikodu yapılmak, dile düşmek. Konuşma yeteneği olmayan varlık konuşmak, dile gelmek.
DİLLEK
Dedikoducu.
KOVLAMAK
Dedikodu etmek.