Kelimeler arşivi içinde; başında "il" olan, toplam 716 adet kelime bulunmaktadır. il ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu il ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde il olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
İLGİLENDİREBİLMEK
İLGİLENDİREBİLME, İLİŞTİRİLEBİLMEK, İLYASAĞAÇİFTLİĞİ
İLİŞKİLENDİRMEK, İLETKENLİKÖLÇER, İLETKENLİKÖLÇÜM, İLİŞTİRİLEBİLME
İLERLETEBİLMEK, İLERLEYEBİLMEK, İLETİŞİMSİZLİK, İLGİLENEBİLMEK, İLİŞKİLENDİRME, İLİŞTİREBİLMEK, İLİŞTİRİVERMEK, İLKELLEŞTİRMEK, İLKELMEMELİLER
İLAHİYATÇILIK, İLGİLENDİRMEK, İLTİHAPLANMAK, İLAHLAŞTIRMAK, İLEOKOLOSTOMİ, İLERLEMECİLİK, İLERLETEBİLME, İLERLEYEBİLME, İLETİLEBİLMEK, İLETİŞİMLİLİK, İLGİLENEBİLME, İLGİSİZCESİNE, İLİNGEBİLGİSİ, İLİŞTİREBİLME, İLİŞTİRİVERME, İLKELEŞTİRMEK, İLKELLEŞTİRME, İLKÖRNEKÇİLİK
İLGİLENDİRİŞ, İLGİLENDİRME, İLGİNÇLEŞMEK, İLİŞİKSİZLİK, İLİŞKİSİZLİK, İLİŞTİRİLMEK, İLLÜSTRASYON, İLTİHAPLANMA, İLTİMASÇILIK, İLAHLAŞTIRMA, İLETİLEBİLME, İLEZİKLÜŞLİK, İLİNTİLENMEK, İLİNTİSİZLİK, İLİŞMEZCELİK, İLKÇEYREKLİK, İLKELEŞTİRME, İLTİZAMCILIK
İLGİNÇLEŞME, İLİNTİLEMEK, İLİŞTİRİLME, İLKELLEŞMEK, İLLÜZYONİST, İLLÜZYONİZM, İLMİKLENMEK, İLSİZLEŞMEK, İLEOKOLİTİS, İLETEBİLMEK, İLETİŞİMSİZ, İLEZİRLEMEK, İLGENDİRMEK, İLGİÇLİİĞNE, İLINTILAMAK, İLİNTİLEMEG, İLİŞİVERMEK, İLİŞKİLİLİK, İLKÖRNEKLER, İLMEKLENMEK, İLYASGEÇİDİ
İLAÇSIZLIK, İLAHİYATÇI, İLERLETMEK, İLETKENLİK, İLGİLENMEK, İLİŞKİNLİK, İLİŞTİRMEK, İLKÖĞRENİM, İLKÖĞRETİM, İLSİZLEŞME, İLTİHAPSIZ, İLAÇLANMAK, İLAHLAŞMAK, İLANKAVIĞI, İLERİCİLİK, İLERLEYİCİ, İLERÜKİDEN, İLERÜRECÜK, İLEŞBELLİG, İLEŞBELLİK, İLEŞBERLİK, İLEŞTİRMEK, İLETEBİLME, İLETİŞİMLİ, İLETTÜRMEK, İLGİLİİĞNE, İLGİSİZLİK, İLİKLENMEK, İLİKLEŞMEK, İLİNDİRMEK, Devamını Oku »»
İLAÇLANMA, İLANİHAYE, İLERLEMEK, İLERLETME, İLERLEYİŞ, İLETİLMEK, İLETİŞMEK, İLGİLEMEK, İLGİLENİŞ, İLGİLENME, İLGİLİLİK, İLGİNÇLİK, İLİKÇİLİK, İLİKLEMEK, İLİKLENME, İLİKLEYİŞ, İLİMCİLİK, İLİNEKSEL, İLİŞİKSİZ, İLİŞİLMEK, İLİŞKENLİ, İLİŞKİSİZ, İLİŞTİRME, İLKECİLİK, İLKELEŞME, İLMEKLEME, İLMİAHLAK, İLMİKLEME, İLMÜHABER, İLTİFATLI, Devamını Oku »»
İLAHİYAT, İLAVETEN, İLELEBET, İLERLEME, İLETİLİŞ, İLETİLME, İLETİŞİM, İLETİŞME, İLGİLEME, İLHANLIK, İLİKLEME, İLİNTİLİ, İLİŞİKLİ, İLİŞİLME, İLİŞKİLİ, İLKBAHAR, İLKELLİK, İLLÜZYON, İLMİKSİZ, İLTİHABİ, İLTİSAKİ, İLTİZAMİ, İLANIAŞK, İLAÇLAMA, İLAKEDER, İLANDİLİ, İLARSLAN, İLDİRMEK, İLEDANAZ, İLEMELİK, Devamını Oku »»
İLAÇSIZ, İLÇEBAY, İLENMEK, İLERİCİ, İLERİDE, İLERLEK, İLETKEN, İLETMEK, İLGEÇLİ, İLGİSİZ, İLİKSİZ, İLİSTİR, İLİŞKEN, İLİŞKİN, İLİŞMEK, İLKELCE, İLKESEL, İLKOKUL, İLLEGAL, İLLETLİ, İLLİYET, İLMİKLİ, İLTİBAS, İLTİFAT, İLTİHAK, İLTİHAP, İLTİMAS, İLTİSAK, İLTİZAM, İLAANÇE, Devamını Oku »»
İLAÇLI, İLANEN, İLARYA, İLENİŞ, İLENME, İLETİM, İLETİŞ, İLETKİ, İLETME, İLGİLİ, İLGİNÇ, İLİKÇİ, İLİKLİ, İLİNEK, İLİNTİ, İLİŞİK, İLİŞKİ, İLİŞME, İLKECİ, İLKGÜZ, İLKTEN, İLKYAZ, İLMİYE, İLTİCA, İLAANE, İLAAŞI, İLAGAN, İLAĞAÇ, İLAĞAN, İLAĞAT, Devamını Oku »»
İLAHE, İLAHİ, İLAVE, İLBAY, İLENÇ, İLERİ, İLETİ, İLGEÇ, İLHAK, İLHAM, İLHAN, İLKAH, İLKEL, İLKİN, İLLET, İLMEK, İLMİK, İLZAM, İLADE, İLAEN, İLANA, İLANŞ, İLARİ, İLAŞE, İLBAŞ, İLBEY, İLBİR, İLBİS, İLBİZ, İLBOY, Devamını Oku »»
İLAÇ, İLAH, İLAM, İLAN, İLCA, İLÇE, İLGA, İLGİ, İLİÇ, İLKE, İLLA, İLLE, İLME, İLAC, İLAF, İLAL, İLAS, İLAT, İLAY, İLÇİ, İLEK, İLEN, İLEŞ, İLEY, İLGÜ, İLHİ, İLIH, İLİF, İLİG, İLİK, Devamını Oku »»
İLA, İLE, İLK, İLİ
İL
İL
Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet. Şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri. Ülke, yurt. Eski Türklerde devlet.
İLİŞKİLENDİRME
İlişkilendirmek işi.
İLETKENLİKÖLÇER
Elektriksel iletkenliği ölçen ve ölçeğinde iletkenliği ohm biriminde gösteren aygıt.
İLİŞTİREBİLMEK
İliştirme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLETİŞİMSİZLİK
İletişimsiz olma durumu.
İLİŞTİRİLEBİLME
İliştirilebilmek işi.
İLGİLENDİREBİLMEK
İlgilendirme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLİŞKİLENDİRMEK
İlişkili duruma getirmek.
İLGİLENDİREBİLME
İlgilendirebilmek işi.
İLERLETEBİLMEK
İlerletme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLERLEYEBİLMEK
İlerleme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLİŞTİRİLEBİLMEK
İliştirilme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLETKENLİKÖLÇÜM
Elektrolit çözeltilerinin iletkenliklerini ölçerek çeşitli yollardan özdek niceliğini belirleme.
İLYASAĞAÇİFTLİĞİ
Çanakkale ili, Çan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
İLGİLENEBİLMEK
İlgilenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
İLİŞTİRİVERMEK
Çabucak iliştirmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde İL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABDESTLİK
Abdest alınacak yer. Abdest alınırken giyilen ve kolsuz hırkaya benzeyen bir giyecek türü.
ABDÜLLEZİZ
Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.
ACELE
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.
ABANA
Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.
ABA
Abla. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük. Bu kumaştan yapılan. Kepenek. Yünün dövülmesiyle yapılmış olan kalın ve kaba kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan ve dervişlerce giyilen hırka. Anne.
ABRAŞ
Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).
ABARTISIZ
Olduğu gibi gösterilen, abartmasız, mübalağasız. Abartmadan, abartısız olarak, mübalağasız bir biçimde.
ABDEST
Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ABAZAN
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).
ABANOZ
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı. Bu tahtadan yapılmış. Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası. Koyu, parlak siyah. Bu renkte olan.
ABDAL
Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.
ABRA
Dara. Angarya, yük. Bir değiş tokuşta üste verilen şey. Denge.
ABU
Şaşma ve korku bildiren bir söz.
ABLACILIK
Sevicilik.
ABARTILI
Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.
ABANOZGİLLER
İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen bir bitki familyası.
ACEMCE
Farsça. Bu dille yazılmış olan.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.