Kelimeler arşivinde; içinde "sola" olan, toplam 33 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sola bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu sola ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sola olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KAYALAKSOLAKLISI
MELEKŞESOLAK, SOLARİZASYON, TORUNSOLAKLI
SOLAKDEMİRİ
İNSOLASYON, SOLAKLAMAK, SOLAKUŞAĞI
SOLAKAŞIK, SOLAKBAŞI, SOLAKLAMA
SOLAKLIK, SOLARYUM, FRANSOLA, SOLAKKÖY, SOLAKLAR
SOLAĞAN, SOLAKGA, SOLAKLI, SOLAMAK, SOLANGA, SOLANİN, SOLARİS
SOLAMA, SOLAPA, SOLATA, SOSOLA
SOLAK, SOLAF, SOLAH, SOLAR, SOLAZ
SOLA
Sulak toprak. Söyle. Halk dilinde Süt kesen hastalığı.
SOLAKUŞAĞI
Ankara ili, Evren belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Kırşehir şehri, Kösefakılı bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
İNSOLASYON
Güneş çarpması.
SOLAKBAŞI
Bir solak ortasının komutanı.
SOLAKLIK
Solak olma durumu.
FRANSOLA
Güzel kokulu, beyaz renkli ve boru gibi çiçek açan bir bitki.
SOLARİZASYON
Güneş ışınlarına maruz kalma. Vücudu güneş ışınlarına maruz bırakmak suretiyle uygulanan tedavi yöntemi.
SOLAKLAMAK
Bir iş ya da konuşmadan sıyrılıp çıkmak. Solak adı verilen sopayı ağaca atmak. Elin tersiyle birine tokat atmak.
SOLAKKÖY
Antalya ili, Aksu nahiyesine bağlı bir yer.
KAYALAKSOLAKLISI
Kırıkkale şehri, Keskin ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
SOLARYUM
Güneşletici. Hastalıkları güneş ışınları ile tedavi etmeyi amaçlayan kuruluş.
TORUNSOLAKLI
Adana şehri, Çatalan nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
SOLAKDEMİRİ
Arka tekerlekleri arabaya bağlayan demir. (Amasya).
MELEKŞESOLAK
Sakarya şehri, Geyve belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
SOLAKLAMA
Sol elin tersiyle vurulan şamar.
SOLAKAŞIK
Hayvanın sol bacağından çıkan aşık.
Bu bölümde tanımı içerisinde SOLA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
TEPEGÖZ
Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç. Dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen (kimse). Medine kurdunun ara konakçısı, tepegözlerin örnek türü olan küçük kabuklu (Cyclops strenuus). Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse).
BASAMAK
Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri. Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer. Derece, aşama, kerte, evre. Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane. Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti.
KAVATA
Oyma ağaç kap. Sert ve fazla kızarmayan bir tür domates (Solanum capsicum grossum).
ÖLDÜRMEK
Bir canlının hayatına son vermek. Aşırı yormak. Çok üzmek. Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmak. Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermek. Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermek. Ölmesine yol açmak. Etkisini ve gücünü azaltmak. Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak. Boşuna geçmek.
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
BÖLÜK
Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım. Hizip. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik. On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı. Saç örgüsü.
SAKINMA
Sakınmak işi, içtinap. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem alma, ihtiyat. Boksörün korunmak için, ayaklarını oynatmadan eliyle, gövdesiyle sağa sola, öne arkaya yaptığı hareket.
ONLAR
Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak. O şahıs zamirinin çokluk biçimi.
VOLTA
Bir halatı bir yere bir kez dolama veya babalara yöntemince sarma. Zincirin demire veya iki zincirin birbirine dolanması. Geminin rüzgâra karşı gidebilmek için sağa sola zikzak yapması. Sürekli aşağı yukarı gidip gelme, yürüme, dolaşma.
YÜZLÜK
Yüz lira değerinde olan para. On kuralına göre yazılmış bir tam sayıda sağdan sola doğru üçüncü basamak. Yüzü, yüz tanesi bir arada olan.
ÇIRPMAK
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak. İki şeyi birbirine çarpmak. Çalmak, hırsızlık etmek.
DOSDOĞRU
Çok doğru. Sağa sola sapmadan.
PATLICAN
Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena). Bu bitkinin sebze olarak kullanılan, mor renkli, uzunca veya toparlak ürünü.
DİMDİK
Çok dik, mum direk. Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin. Dikkatli, ısrarlı (bakış). Kaskatı, çok sertleşmiş olarak. Sağlıklı, zinde. Sağa sola sapmadan, dosdoğru. Çok dik bir biçimde.
YALPALAMAK
Dengesi bozularak bir sağa, bir sola eğilmek. Kararsızlık içinde kalarak ne yapacağını bilmemek.
PALANGA
Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan düzenek.
PATATES
Patlıcangillerden, yaprakları ve sürgünleri acı bir bitki (Solanum tuberosum). Bu bitkinin toprak altında oluşan, nişastası çok, yenebilen yumruları.
BİRLER
Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ilk sayının bulunduğu basamak.
SEHİM
Hisse bedeli. Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. Pay, hisse.
YÜZLER
Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru üçüncü rakamının bulunduğu yer.