Kelimeler arşivinde; içinde "iğin" olan, toplam 42 tane kelime bulunuyor. İçerisinde iğin bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu iğin ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında iğin olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KENDİLİĞİNDENLİK, TUTTURABİLDİĞİNE
KARADİĞİNDERESİ
GÜNÜBİRLİĞİNE, KENDİLİĞİNDEN, OLABİLDİĞİNCE
ALABİLDİĞİNE, ELVERDİĞİNCE, GEREKTİĞİNDE
DERİNLİĞİNE, DEDİĞİNELİK
GEÇİŞLİĞİN, GÜMERDİĞİN, GÜMÜŞDİĞİN, HASANDİĞİN, NİRDELİĞİN, TOLUNTİĞİN, YİĞİNLEMEK, YİĞİNNEMEK
BİRİĞİNTİ, İĞİNDİRİK, KARADİĞİN
BAYDİĞİN, BEYDİĞİN, ÇERDİĞİN, ÇİĞİNNİK, DEDİĞİNE, GERÇİĞİN, SEVDİĞİN, YAYDİĞİN
ELDİĞİN, İĞİNMEK, TİĞİNLİ, YİĞİNİK, YİĞİNNİ
İĞİNİK
ÇİĞİN, FİĞİN, SİĞİN, TİĞİN, YİĞİN
İĞİN
İĞİN
İç çamaşırı.
KARADİĞİNDERESİ
Konya kenti, Hatip nahiyesine bağlı bir yer.
GEÇİŞLİĞİN
Geçince.
GÜNÜBİRLİĞİNE
Günübirlik.
KENDİLİĞİNDEN
İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit. Dış etkilerin zorlaması olmadan iç sebeplerle oluşan. İradesiz olarak gerçekleşen (hareket), spontane. (ke'ndiliğinden) Başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizatihi.
GEREKTİĞİNDE
Ödek üzerinde bulunan ve gerektiği zaman kimin tarafından ödeme yapılacağını ya da borçlanımı bildiren deyim.
DEDİĞİNELİK
Dedi ki: Baban bana dediğinelik ben buradan çekip gideyim.
TUTTURABİLDİĞİNE
Kabul ettirebildiğince, belli bir fiyatı olmaksızın (satmak).
HASANDİĞİN
Adıyaman şehrinde, Narince nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
GÜMERDİĞİN
Çankırı şehrinde, Şabanözü ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
GÜMÜŞDİĞİN
Sivas şehri, Altınyayla ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer. Yozgat şehri, Kadışehri ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
OLABİLDİĞİNCE
Olabildiği kadar. Olduğu kadar. Yeterince.
ALABİLDİĞİNE
Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde. Olanca hızı ile. Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya.
DERİNLİĞİNE
Derinlemesine.
KENDİLİĞİNDENLİK
Dıştan bir belirleme ile değil, kendi kendine gerçekleşen etkinlik, spontaneizm.
ELVERDİĞİNCE
İmkân dâhilinde olduğu sürece.
Bu bölümde tanımı içerisinde İĞİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABRAKADABRA
Eski çağlarda bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan büyülü söz. Sihirbazların sıkça kullandığı büyü sözü.
ACEMKÜRDİ
Klasik Türk müziğinde birleşik bir makam.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
ACEMBUSELİK
Klasik Türk müziğinde kullanılan birleşik bir makam.
ACEM
Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde. İran ülkesi. İranlı.
AHLATIERBAA
İnsanın kişiliğini oluşturduğuna inanılan bedendeki balgam, kan, safra ve sevda ögeleri.
AKSİYON
Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. Bir oyuncunun sahne üzerindeki hareketi. Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, hikâye, gelişim. Sermayenin belirli bir bölümü. Hisse senedi. Hareket, iş. İnsan etkinliğinin veya iradesinin açığa çıkması.
AEROBİK
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için tempolu müzik eşliğinde yapılmış olan bir jimnastik türü.
AĞIRSAMAK
Birine karşı soğuk davranarak sıkıntı verdiğini anlatmak. Bir işi ağır bulmak, yük saymak, yüksünmek. Bir işi yavaş yapmak, önemsememek, ilgilenmemek.
ADCILIK
Kavramların gerçek varlıklar olduğunu kabul eden, kavram gerçekliğine karşıt olarak tümel kavramların yalnızca nesnelerin adları olduğunu ileri süren görüş, isimcilik, nominalizm.
AKSAK
Aksayan, hafifçe topallayan. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen. Türk müziğinde kıvrak bir usul. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
ALA
Karışık renkli, çok renkli, alaca. Alabalık. Kekliğin boynundaki siyah halka. Açık kestane renginde olan, ela (göz).
AJİTASYON
Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.
AKIŞKANLAŞTIRMA
Akışkanlaştırmak işi. Akışkanların niteliğini düzeltmek üzere yoğunlaşmış bir akım içinde parçacıkların yüzmesini sağlayan yöntem.
AÇIKLAMAK
Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek. Açıkça söylemek, ifşa etmek. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.
AĞIT
Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye.
AKÜMÜLATÖR
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar, akü.
ADSIZ
Adı olmayan, isimsiz. Tanınmayan, bilinmeyen, isimsiz. Türklerde, ailesinden ayrıldığı için artık onun adını taşımak, onun adıyla anılmak hakkını yitirmiş olan, bir yararlık gösterdiğinde ancak ad kazanabilen delikanlı, isimsiz.
ACEMAŞİRAN
Klasik Türk müziğinde kullanılan şet makamlarından biri.