Kelimeler arşivinde; içinde "azar" olan, toplam 137 tane kelime bulunuyor. İçerisinde azar bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu azar ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında azar olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
PAZARLAYABİLMEK
PAZARLAMACILIK, PAZARLAYABİLME
ELVANPAZARCIK, NAZARİYECİLİK, YUKARIAKPAZAR
DERNEKPAZARI, NAZARIDİKKAT, NAZARIİTİBAR, OKURYAZARLIK, AŞAĞIAKPAZAR, YORTANPAZARI
BAŞYAZARLIK, DEPREMYAZAR, NAZARİYATÇI, NOKTAİNAZAR, PAZARLAMACI, PAZARLANMAK, PAZARLAŞMAK, PAZARLIKSIZ, BASINÇYAZAR, KARGAPAZARI, KATMANYAZAR, PAZARBELENİ, PAZARÇAYIRI, PAZARLIOĞLU, TABAHPAZARI, TABAKPAZARI, TOSYAPAZARI, YAYLAPAZARI
AZARLANMAK, AZARLATMAK, BİLGİYAZAR, DEREPAZARI, MUTAZARRIR, NAZARİYECİ, PAZARCILIK, PAZARLAMAK, PAZARLANMA, PAZARLAŞMA, PAZARLIKÇI, PAZARLIKLI, SALIPAZARI, SARFINAZAR, YAZARÇİZER, CUMAPAZARI, DELİBAZARI, DOĞANPAZAR, EZİNEPAZAR, İMAMPAZARI, MAZARATSIZ, ODUNPAZARI, OSMANPAZAR, POKKAZARMA, ŞEHİRPAZAR, TİREPAZARI, YAZARBOZAR
ADAPAZARI, AZARLAMAK, AZARLANMA, AZARLATMA, BEYPAZARI, BİTPAZARI, ESKİPAZAR, GÖLPAZARI, İVMEYAZAR, KAZARATAR, NAZARİYAT, OKURYAZAR, PAZARBAŞI, PAZARLAMA, PAZARTESİ, PAZARYOLU, SÜREYAZAR, ŞALPAZARI, YENİPAZAR, CAZARAKLI, HACIPAZAR, KARAPAZAR, MAZARATÇI, NAZARINDA, NAZARİYYE, ORTAPAZAR, PAZARAĞAÇ, PAZARDERE, PAZARKAYA, PAZARÖREN, Devamını Oku »»
AZARLAMA, BAŞYAZAR, MAZARRAT, MÜNAZARA, NAZARİYE, NAZARLIK, PAZARCIK, PAZARLAR, PAZARLIK, SESYAZAR, ŞENPAZAR, YAZARLIK, DÜZYAZAR, HAZARŞAH, KALAAZAR, PAZARKÖY, PAZARLOH, PAZARÖNÜ, SAĞPAZAR, YAZARLAK, YELYAZAR
HAZARCA, NAZARAN, PAZARCI, TAZARRU, AKPAZAR, ALKAZAR, GAZARMA, HAZARDA, İTAZARI, MAZARAT, NAZARAT, PAZARLI, PAZARSU, TAZARCI
HAZARİ, KAZARA, NAZARİ, MAZARA
HAZAR, NAZAR, PAZAR, YAZAR, MAZAR, TAZAR
AZAR
AZAR
Paylama.
NAZARİYECİLİK
Kuralcılık.
AŞAĞIAKPAZAR
Ağrı ilinde, Diyadin belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
NAZARIİTİBAR
İlgi, dikkat.
DEPREMYAZAR
Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf.
NAZARIDİKKAT
Bir kimsenin herhangi bir konuya duyduğu yoğun ilgi.
PAZARLAMACILIK
Pazarlamacının işi.
OKURYAZARLIK
Okuryazar olma durumu.
PAZARLAYABİLME
Pazarlayabilmek işi.
YORTANPAZARI
Karabük ili, Yenice ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
YUKARIAKPAZAR
Ağrı şehri, Diyadin belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
PAZARLAYABİLMEK
Pazarlama imkânı veya olasılığı bulunmak.
ELVANPAZARCIK
Zonguldak ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
NAZARİYATÇI
Kuramcı.
DERNEKPAZARI
Trabzon iline bağlı ilçelerden biri.
BAŞYAZARLIK
Başyazar olma durumu, başmuharrirlik, sermuharrirlik. Başyazarın yaptığı iş, başmuharrirlik, sermuharrirlik.
Bu bölümde tanımı içerisinde AZAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AZARLAMA
Azarlamak işi, paylama.
AKADEMİ
Yüksekokul. Çıplak modelden yapılmış insan resmi. Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu.
AĞA
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.
BARIŞ
Barışma işi. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar.
BAĞ
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. Meyve bahçesi. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılmış olan yay biçimindeki işaret. İlgi, ilişki, rabıta. Bağlam, deste, demet. Sargı.
APTAL
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık. Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü.
BAŞMUHARRİR
Başyazar.
AZARLATMA
Azarlatmak işi.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
ALINTILAMAK
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından cümle veya cümleler almak, alıntı yapmak, aktarmak, iktibas etmek.
BAĞIRMAK
İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak. Yüksek sesle azarlamak. Kendini belli etmek.
AZARLANMA
Azarlanmak işi, paylanma.
ALIŞVERİŞ
Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar. İlişki, münasebet.
BAŞMUHARRİRLİK
Başyazarlık.
ARMUDİYE
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın.
ALINTI
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas. Başka bir dilden alınmış kelime.
BAROGRAF
Bir hava taşıtının uçarken izlediği yolun yüksekliklerini çizgi hâlinde göstermeye veya işaretlemeye yarayan alet. Basınçyazar.
BIRAKMAK
Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Bıyık ya da sakal uzatmak. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Bakılmak, korunmak için vermek. Kötü bir durumda terk etmek. Ayrılmak, terk etmek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Saklamak, artırmak. Sarkıtmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Boşamak. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Sınıf geçirmemek, döndürmek. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek. Engel olmamak. Unutmak. Sahiplik hakkını başkasına vermek.
AZARLATMAK
Azarlama işini yaptırmak veya azarlanmasına yol açmak.
AKSELEROGRAF
İvmeyazar.