Kelimeler arşivi içinde; sonunda "gidil" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu gidil ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında gidil olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde gidil olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
GİDİL
GİDİL
Mısır unundan yapılan ve saç üzerinde pişirilen bir çeşit ekmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde GİDİL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAYDAN
Şımarık, yüzsüz, nazlı, yaramaz, terbiyesiz, arsız, densiz. Başka zaman, her zaman, önceden: Baydan herkes birleşirdi, öyle gidilirdi.
YATI
Gidilen yerde geceyi geçirme.
SELAM
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba.
ANLANMAK
Hayvanlar toprakta yatıp yuvarlanmak. Çatlamak: Anlı testi ile suya gidilmez. Buğday, arpa gibi tahıllar başak verme durumuna gelmek. Anlaşılmak, fehmolunmak, takdir olunmak.
GİDİLME
Gidilmek işi.
KAPI
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı. Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri. Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat. Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân. Ev gezmesi için gidilen yer. Devlet dairesi. Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer. Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası, portal. Gidere yol açan gereksinim.
BASIHMAH
Bir şeyin kendi kendine basılması, yerleşmesi, oturuşması: Kar çok yağdı, biraz basıhmazsa bir yere gidilmez.
SELAMLAMAK
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapmak, selam vermek, esenlemek.
ELİKMEK
Utanmak, çekinmek, sıkılmak. İrileşmek, büyümek. Bir yere gitmekten, bir iş yapmaktan üşenmek. Yabancı gözü ile bakmak, yabancı saymak. Gidilen bir memlekette mahcup olmak, utanmak, orada istenmemek. Bunalmak, bizar olmak. Utanmak, sıkılmak, mahzun olmak. İhtiraz etmek, çekinmek.
ROTA
Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol. Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol.
AYKIRI
Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif. Toplumda görüş ve yaşayış biçimiyle uçlarda bulunan (kimse), marjinal. Çapraz, ters. Gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen. Bütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan.
SAPA
Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış. Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. Düzgün olmayan, yolundan sapmış.
FADILLI
Koşul, şart: Köye gitmeyiver, gidilmesi fadıllı mı?. Ankara ilinde, Şereflikoçhisar belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Bursa ili, Görükle bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
GÖRÜMLÜK
Yalnız görülmek için konulan nesne. Nişanlanan kıza, ilk kez görmeye gidildiğinde erkek tarafından takılan veya verilen armağan.
ATTA
Hayret bildirir ünlem. Gezme, gidilecek yer (çocuk dilinde).
AVARALIK
İşsizlik: Bu sene avaralıkla canımız çıktı. Yağmurlu, rüzgârlı gün: Bugün avaralık, çite (çifte) gidilmez.
GİDEK
Keçi yavrusu, oğlak. Damların çevresinde olan duvar çıkıntısı (korkuluk). Saçak: Bu damın gideği iyidir. Balkon ya da büyük sofaların altına sütun gibi konulan dört köşe direk. Çamaşır ipi germek için damların iki tarafına dikilen ağaç. Avlu duvarının üstü. Gidiş yönü, gidilen yer. Keçi yavrusu.
ARAYATI
Konak yeri. Konaklıyarak, konaklama yoliyle: Ankara'dan Eskişehir'e at ile arayatı gidilir.
GİDİLİŞ
Gidilme işi.
UZAK
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı. Yakın olmayan yer. Eli, gücü ya da hükmü yetişmez. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan. İhtimali az olan. Arada çok zaman bulunan.