Kelimeler arşivi içinde; sonunda "gere" olan, toplam 31 adet kelime bulunmaktadır. Sonu gere ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında gere olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde gere olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ARRİGERE, AFFİGERE, İNTEGERE, İLİNGERE, İLENGERE
TEZGERE, TENGERE, TEJGERE, TECGERE, MENGERE, KEZGERE, KEŞGERE, KEJGERE, HÖNGERE, GÜZGERE, GÖZGERE, GOZGERE, GEZGERE, GEJGERE, GEÇGERE, GECGERE, FİNGERE, FENGERE, ERİGERE, DRİGERE
EŞGERE, ENGERE, TEGERE, AŞGERE
GERE
Meyve dallarını eğmek ya da davarları yakalamak için kullanılan ucu çengelli uzun sırık. Geniş. Ağız kavgası, çekişme.
İLİNGERE
Halının göbeğindeki motif. (Yeşilova Aksaray Niğde).
KEJGERE
Harç, toprak ve tuğla taşımaya yarayan bir araç. İki kişi tarafından üzerine yük konularak taşımada kullanılan inşaat aracı (Erzincan Merkez).
AFFİGERE
Bağlama.
KEZGERE
Teskere : Kezgereyi getir toprak taşıyalım.
GÜZGERE
Ocak üzerinde bulunan delikler.
MENGERE
İp eğirmek için kullanılan kirmen.
ARRİGERE
Kaldırma, dikme.
TENGERE
Yün eğirmeye yarayan tahta araç, iğ.
İLENGERE
Yünü eğirmeye yarayan araç, kirmen.
TEZGERE
Yapılarda harç taşımaya yarayan, tahtadan yapılmış, iki kişinin taşıdığı bir çeşit araç.
KEŞGERE
Tezkere.
HÖNGERE
Raf, sergen.
İNTEGERE
Örtme.
TEJGERE
Taş, toprak ve benzerleri şeyleri taşımaya yarayan dört kollu ve iki kişinin taşıdığı bir çeşit araç, teskere. Harç taşımaya mahsus sal; sedye.
TECGERE
Taş, toprak ve benzerleri şeyleri taşımaya yarayan dört kollu ve iki kişinin taşıdığı bir çeşit araç, teskere.
Bu bölümde tanımı içerisinde GERE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKAİT
Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü. Bu kuralları toplayan kitap.
ACIKMAK
Yemek yeme gereksinimi duymak.
AHMAK
Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal.
ACELE
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.
AKAÇ
Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç. Yer altı su oluğu. Kanal, ark, su yolu.
ABES
Gereksiz, yersiz, boş. Akla ve gerçeğe aykırı. Gereksiz bir biçimde.
AÇIK
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.
AÇIKLAYICI
Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan. Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır.
AÇ
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. Karnı doymamış olarak. Yiyecek bulamayan. Çok istekli, hevesli. Gözü doymaz, haris.
AJANDA
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç.
AÇIKLAMAK
Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek. Açıkça söylemek, ifşa etmek. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.
AFAKİ
Gereksiz, önemsiz (söz). Bir kaynağa dayanmayan, hayalî.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ADAMAKILLI
Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz.
AĞIRLAMAK
Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek.
ACİL
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel.
AÇIKÇASI
Açık söylemek gerekirse, Türkçesi. Düpedüz.
AÇILIM
Açılma işi. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma. Yeni bir bakış açısı getirme. Sağ açıklık. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi.
AĞAÇLAŞMA
Ağaçlaşmak durumu. Bitki şekilleri gösteren ve akiklerde olduğu gibi maden filizlerinin gerek yüzeyinde gerek içlerinde rastlanan doğal desen.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.