Sonu GEL ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "gel" olan, toplam 75 adet kelime bulunmaktadır. Sonu gel ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında gel olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde gel olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

KARŞIDÖNGEL

10 harfli kelimeler

KOCADÖNGEL

8 harfli kelimeler

GÖRENGEL, VARANGEL, SİRİNGEL

7 harfli kelimeler

VARAGEL, MAÇİGEL, BİZEGEL, CİNSGEL

6 harfli kelimeler

PİNGEL, SERGEL, PESGEL, ÖRTGEL, MENGEL, KANGEL, HİNGEL, HINGEL, HENGEL, HELGEL, GİRGEL, SEÇGEL, SENGEL, HANGEL, SİNGEL, SÜNGEL, SÜVGEL, ŞENGEL, TONGEL, TÖNGEL, TÖSGEL, VERGEL, YENGEL, YEYGEL, ZENGEL, BİŞGEL, DİNGEL, DEŞGEL, ÇİNGEL, ÇEYGEL, Devamını Oku »»

5 harfli kelimeler

TUGEL, ÖNGEL, ZAGEL, ÖDGEL, ENGEL, HEGEL, ÜNGEL, GEGEL, DEGEL, TEGEL, MEGEL, EĞGEL, ÇEGEL

4 harfli kelimeler

AGEL

3 harfli kelimeler

GEL

Bazı kelimelerin anlamları

GEL

Tahta. Oyuk, gedik. Bir tarlanın diğer tarla içine doğru yaptığı girinti. Dağ ve tepelerdeki çukurluklar.

VARANGEL

Vinç.

MAÇİGEL

Sabanı, pulluğu yöneten kişi.

KOCADÖNGEL

Sakarya şehri, Hendek ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

PESGEL

Sakızkabağı, armut, ayva, karpuz kabuğu ve benzerleri meyveleri pekmezle pişirerek yapılan bir çeşit tatlı.

CİNSGEL

Kıvılcım.

KANGEL

Eğri büğrü, zikzaklı (yol için).

GÖRENGEL

Çiçekli yonca, kara yonca.

ÖRTGEL

Yağ, pekmez ve benzerleri yiyeceklerdeki kalori yüksekliği : Pekmez daha örtgeldir.

VARAGEL

Bir hat üstünde gidip gelen taşıt.

BİZEGEL

Birazdan.

KARŞIDÖNGEL

Samsun şehrinde, Ayvacık ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

PİNGEL

Evcil : Ne pingel kedi. Fol olarak konulan yumurta : Tavuk yumurtlayacak, yuvaya birpingel koyun. Folun konulduğu yer, folluk. Azar azar birikmiş şey. Fol. Ermeni dilinden pingel: folluk. Folluk. (Kırçiçeği Susuz Kars).

SERGEL

Masa.

MENGEL

Bakraç, kova.

SİRİNGEL

Uzun boylu ve ahmak.

  -   -   -  

Anlamında GEL bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GEL geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ACILAŞMAK

Tadı bozulmak, acı olmak. Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak. Dokunaklı duruma gelmek. Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek.

AĞDALANMAK

Ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak. Ağda bulaşmak.

AĞAÇLANMAK

Ağaçlı duruma gelmek.

AGLÜTİNİN

Serumda meydana gelen ve pıhtılaşmaya sebep olan antikor.

ABRAKADABRA

Eski çağlarda bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılan büyülü söz. Sihirbazların sıkça kullandığı büyü sözü.

AĞAÇLAŞMAK

Ağaç durumuna gelmek.

İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.

ACARLAŞMAK

Acar duruma gelmek.

ABANDONE

Boks sporunda dövüşemeyecek duruma gelen boksörün karşılaşmayı yarıda bırakması. Herhangi bir olay karşısında çaresiz duruma düşme.

AĞDALAŞMAK

Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak. Sohbet tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.

AÇIKLAYICI

Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan. Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır.

ADLAŞMAK

Ad durumuna gelmek, isimleşmek.

AÇIKLAŞMAK

Açık duruma gelmek. Rengi açılmak.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

ACIMAK

Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak. Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek. Merhamet etmek. Acılı, ağrılı olmak.

AÇIK

Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

ACAYİPLEŞMEK

Başkalaşmak, yadırganacak bir duruma gelmek.

AĞABABA

Dede, ata. Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse). Sanı "ağa" olan babaya çocuğunun sesleniş sözü.

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

AFACANLAŞMAK

Yaramazlaşmak, yaramaz, ele avuca sığmaz duruma gelmek.