Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ez" olan, toplam 592 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ez ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ez olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ez olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
PERİKARDİYOSENTEZ
BÜYÜKKONAKGÖRMEZ, KÜÇÜKKONAKGÖRMEZ, MİKROGAMETOGENEZ
KARINCAİNCİTMEZ
KURŞUNGEÇİRMEZ, ERİTROSİTOPOEZ, MEGASPOROGENEZ, YUKARISÖYLEMEZ
GLİKONEOGENEZ, GLİKONEOJENEZ, GLÜKONEOGENEZ, LENFOSİTOPOEZ, SPERMATOGENEZ, SPERMİYOGENEZ
ANTRPARANTEZ, İYİLİKBİLMEZ, KARINCAEZMEZ, PARTENOGENEZ, AGAMETOGENEZ, ALABELLENGEZ, AMNİYOSENTEZ, ELEKTROFOREZ, EMBRİYOGENEZ, FİBRİNOJENEZ, GÜZLEKGÖRMEZ, HEMOSİTOPOEZ, İZOTAKOFOREZ, KARSİNOGENEZ, SÖZÜNÜBİLMEZ, TORAKOSENTEZ, VİTELLOGENEZ, YUKARIÇEKMEZ, YUKARIGÖÇMEZ
DEĞERBİLMEZ, KADİRBİLMEZ, KARGASEKMEZ, SÖZGÖTÜRMEZ, DUDAKDEĞMEZ, ADIBİLİNMEZ, AŞAĞIGÖÇMEZ, BALTAKESMEZ, ÇÖNÇEDÖNMEZ, DÖĞMEPEKMEZ, EPİFİZYODEZ, GİDERGELMEZ, HEMATOPOİEZ, HİPERDİÜREZ, İNDİRGENMEZ, İYONTOFOREZ, MELANOGENEZ, ORGANOGENEZ, OSTEOSENTEZ, PEYNİRYEMEZ, PLÖROSENTEZ, SESGEÇİRMEZ, SPERMOGENEZ, TATARSÖKMEZ, TROMBOKİNEZ, YAKINGÖRMEZ, YILANGELMEZ, YOĞURTYEMEZ
FOTOSENTEZ, HIDIRELLEZ, SUGÖTÜRMEZ, ABİYOGENEZ, AGAMOGENEZ, ANDROGENEZ, ARPAKESMEZ, ERGENKİREZ, GECEGİRMEZ, GLİKOGENEZ, GLİKOJENEZ, HEMATOPOEZ, HIDIRILLEZ, İNTERKİNEZ, KARAGÜLMEZ, KARYOKİNEZ, KEMOSENTEZ, KLADOGENEZ, KOCAGÖLMEZ, KOCAGÖRMEZ, MORFOGENEZ, OSTEOGENEZ, OSTEOJENEZ, ÖZDEĞİŞMEZ, PARASENTEZ, SEVİLLİBEZ, TRANSGENEZ, TROMBOPOEZ, TÜMBÖLNIEZ, UZAKGÖRMEZ
BEKLENMEZ, BİLİNEMEZ, GÜNGÖRMEZ, ONTOGENEZ, RENKSEMEZ, LEBDEĞMEZ, AMFİGENEZ, BİYOGENEZ, ÇATALÜVEZ, DİYAKİNEZ, DİYAPEDEZ, FİLOGENEZ, FİTOGENEZ, FOTOKİNEZ, GİNOGENEZ, GÖZDEĞMEZ, HALETİNEZ, HEMATEMEZ, HİÇSÖNMEZ, İZOSENTEZ, KATAFOREZ, KEMOKİNEZ, KURTYEMEZ, LENFOPOEZ, LİPOGENEZ, LİZOGENEZ, LÖKOPOİEZ, METAGENEZ, MUTAJENEZ, NOTOGENEZ, Devamını Oku »»
BALYEMEZ, BENZEMEZ, BÖLÜNMEZ, DEĞİŞMEZ, EPİGENEZ, GÖRÜNMEZ, HÜRYEMEZ, KERKENEZ, MANGANEZ, MÜCEHHEZ, PARANTEZ, TÜKENMEZ, VARYEMEZ, AKLÖYLEZ, ATGEÇMEZ, AYGÖRMEZ, BAŞCİĞEZ, BAŞEĞMEZ, BEĞÇÜĞEZ, BELENGEZ, BÜKÜLMEZ, BÜLENGEZ, CİNKÖREZ, ÇERKELEZ, ÇERKENEZ, ÇERKİNEZ, ÇÖRÇÜĞEZ, ÇÖZÜNMEZ, DERDEMEZ, DİLLEMEZ, Devamını Oku »»
ANTİTEZ, ÇEKELEZ, ÇEKEMEZ, ETYEMEZ, GÖBELEZ, HİPOTEZ, MAYONEZ, METATEZ, MUAZZEZ, POLONEZ, ALEVREZ, ANAMNEZ, BELEĞEZ, BEYHMEZ, BİCİYEZ, BUĞEREZ, CÖKELEZ, ÇEKENEZ, ÇİLEMEZ, ÇÖKELEZ, ÇÖMELEZ, DİGENEZ, DÖNEMEZ, EGİLMEZ, EĞİLMEZ, EĞİRMEZ, EĞRİGEZ, ELCİĞEZ, ENDİREZ, ENTEREZ, Devamını Oku »»
ANÇÜEZ, ÇERKEZ, FERNEZ, GEÇMEZ, GÖRMEZ, KÖRFEZ, MENFEZ, MERKEZ, MÜFREZ, PEKMEZ, PROTEZ, SENTEZ, TRAPEZ, ACABEZ, AGENEZ, BEBBEZ, BEGMEZ, BEKMEZ, BELLEZ, BEMBEZ, BEPBEZ, BERGEZ, BETMEZ, BEYNEZ, BİLMEZ, BİŞMEZ, BÖKMEZ, BÖLMEZ, BUĞLEZ, BÜNNEZ, Devamını Oku »»
ÇEPEZ, ÇEREZ, ÇÖMEZ, DİYEZ, EĞREZ, FALEZ, FİREZ, GÜVEZ, KEPEZ, MELEZ, ÖLMEZ, PÜNEZ, ABREZ, AKBEZ, BELEZ, BEPEZ, BİKEZ, BİLEZ, BİREZ, BİYEZ, BİZEZ, BOĞEZ, BOKEZ, BÖGEZ, BÖĞEZ, BÖNEZ, BÖREZ, BUĞEZ, BÜGEZ, BÜLEZ, Devamını Oku »»
ENEZ, OBEZ, ÜVEZ, AMEZ, BEEZ, BUEZ, EĞEZ, EREZ, EVEZ, FREZ, INEZ, İBEZ, İĞEZ, İMEZ, İNEZ, İREZ, İVEZ, KNEZ, OVEZ, ÖGEZ, ÖĞEZ, ÖLEZ, ÖNEZ, ÖVEZ, REEZ, UYEZ, ÜĞEZ, ÜLEZ, ÜYEZ
BEZ, GEZ, KEZ, TEZ, ÇEZ, FEZ, HEZ, LEZ, MEZ, ÜEZ, VEZ
EZ
EZ
Sahip. Az.
GLİKONEOJENEZ
Amino asit, laktat, gliserol gibi karbonhidrat dışı kaynaklardan glikoz üretimi, glikoneojenezis.
KÜÇÜKKONAKGÖRMEZ
Ankara ili, Haymana ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.
ERİTROSİTOPOEZ
Alyuvar yapımı.
GLİKONEOGENEZ
Karaciğerde, böbrekte özellikle bitki tohumlarında, glikozun, laktat, bazı amino asitler, gliserol gibi karbohidrat olmayan maddelerden yeniden sentezlenmesi. Glukoneogenez. Glikozun aminoasit, laktat ve yağların gliserol kısımları gibi moleküllerden yeniden sentezlenmesi, glükoneogenez.
YUKARISÖYLEMEZ
Erzurum ili, Karayazı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
KARINCAİNCİTMEZ
Karıncaezmez.
MİKROGAMETOGENEZ
Mikrogametlerin ya da spermatozoonların gelişmesi olayı. Mikrogametlerin veya spermatozoonların gelişmesi olayı.
BÜYÜKKONAKGÖRMEZ
Ankara şehrinde, Haymana ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
SPERMATOGENEZ
Sperma oluşumu. Testislerde spermatogonyumlardan sırasıyla; spermatogonyum A, spermatogonyum B, birincil spermatosit, ikincil spermatosit ve olgun sperma hücrelerinin oluşma süreci, sperm oluşması.
GLÜKONEOGENEZ
Glikoneogenez.
LENFOSİTOPOEZ
Lenfosit yapımı.
MEGASPOROGENEZ
Megaspor ana hücresinin mayoz bölünmeler sonucu tetrat haploit megasporları oluşturması. Makrosporogenez. Megaspor ana hücresinin mayoz bölünmeler sonucu tetrat haploit megasporları oluşturması. Makrosporogenez, sporangiyum. Makrosporangiyum.
PERİKARDİYOSENTEZ
Genellikle kalp kesesinde sıvı toplanıp toplanmadığını anlamak için kalp kesesine yapılan punksiyon, perikardiyal punksiyon.
SPERMİYOGENEZ
Erkek eşey hücrelerinin oluşması sırasında spermatitten bölünmeksizin farklılaşarak spermanın meydana gelmesi olayı. Sperma oluşumu. Spermatidlerin Sertoli hücre sitoplazmasında olgunlaşarak spermiyum durumuna gelinceye kadar geçirdikleri süreç. Granüllü endoplazma retikulumunda sentezlenen hidrolitik enzimler akrozom öncesi Golgide olgunlaştırılan keseciklerle birleşerek akrozom vezikülü biçimlenir ve sonraları bu veziküller akrozom oluşumunu tamamlarlar. Distal sentriyol aksonemi biçimlendirir.
KURŞUNGEÇİRMEZ
Ateşli silahlardan atılan mermilerin girmesini engelleyecek yapıda ve özellikte olan (yelek, cam vb.).
Bu bölümde tanımı içerisinde EZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ACELECİ
Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul.
ACİZ
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ABDAL
Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
ACELE
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.
ADA
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.
AGNOSTİSİZM
Bilinemezcilik.
AGNOSTİK
Bilinemezci. Bilinemezcilikle ilgili.
ADRENALİN
Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı.
ADIMLAMAK
Adımla ölçmek. Bir yerde ileri geri gezinmek.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
ADAK
Adanılan şey, nezir.
AĞDALIK
Pekmez yapılmış olan üzüm.
ADENİT
Ak kan bezi yangısı.
AĞDA
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği. Şekerle yapılmış olan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk.
AFAL
Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez.
AĞIT
Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye.
ADAMAK
Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.