EZ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ez" olan, toplam 141 adet kelime bulunmaktadır. ez ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ez ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ez olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

EZBERLETEBİLMEK, EZBERLEYEBİLMEK

14 harfli kelimeler

EZBERLETEBİLME, EZBERLETTİRMEK, EZBERLEYEBİLME

13 harfli kelimeler

EZBERLETTİRME, EZGİLENDİRMEK, EZGİLEŞTİRMEK, EZOETMOİDİTİS

12 harfli kelimeler

EZGİLEŞTİRME

11 harfli kelimeler

EZBERLENMEK, EZBERLETMEK, EZİLEBİLMEK, EZİLİVERMEK

10 harfli kelimeler

EZANSIZLIK, EZBERCİLİK, EZBERLEMEK, EZBERLENME, EZBERLETME, EZBERLEYİŞ, EZERCESİNE, EZGİLENMEK, EZGİLEŞMEK, EZİLEBİLME, EZİLİVERME, EZİLMİŞLİK, EZİNEPAZAR, EZİRGENMEK, EZOMFALYEN

9 harfli kelimeler

EZBERLEME, EZDİRTMEK, EZEBİLMEK, EZGELEMEK, EZGERTMEK, EZGİLEMEK, EZGİLENME, EZGİLEŞME, EZGÜTEKİN, EZĞİLEMEK, EZİVERMEK, EZİYETSİZ

8 harfli kelimeler

EZALAMAK, EZBERDEN, EZDİRMEK, EZDİRTME, EZEBİLME, EZELEMEK, EZELTERE, EZENTELE, EZENTERE, EZERTENE, EZERTERE, EZGİNLİK, EZGİNNİK, EZİCİLİK, EZİRAYİL, EZİVERME, EZİYETLİ, EZLETMEK, EZMETMEK, EZOTERİK, EZZAHANA

7 harfli kelimeler

EZANSIZ, EZBERCİ, EZCÜMLE, EZDİRME, EZEBAĞI, EZELDEN, EZELĞİT, EZELHAN, EZENMEK, EZGİNCE, EZGİNEK, EZGİSEL, EZİBAŞI, EZİKLİK, EZİLGEN, EZİLMEK, EZİLMİŞ, EZİMEVİ, EZİMLİK, EZİNMEK, EZOFORİ, EZVAHLI, EZZEZZE

6 harfli kelimeler

EZANCI, EZBERE, EZEYER, EZGANE, EZGİLİ, EZHETA, EZİLER, EZİLİŞ, EZİLME, EZİNTİ, EZİYET, EZKAZA, EZNABI, EZNİYH, EZRAİL, EZULUN, EZÜCÜK, EZÜNTÜ, EZVACI

5 harfli kelimeler

EZANİ, EZBER, EZBET, EZELİ, EZGEN, EZGİÇ, EZGİL, EZGİM, EZGİN, EZİCİ, EZİNÇ, EZİNE, EZİYH, EZMEK, EZREÇ, EZZAK

4 harfli kelimeler

EZAN, EZEL, EZEN, EZGİ, EZGÜ, EZĞİ, EZĞÜ, EZİK, EZİM, EZİZ, EZMA, EZME, EZVA, EZVE, EZYE, EZZA, EZZE

3 harfli kelimeler

EZA, EZE, EZİ

2 harfli kelimeler

EZ

Bazı kelimelerin anlamları

EZ

Sahip. Az.

EZBERLEYEBİLME

Ezberleyebilmek işi.

EZBERLEYEBİLMEK

Ezberleme imkânı veya olasılığı bulunmak.

EZBERLENMEK

Ezberleme işi yapılmak.

EZANSIZLIK

Ezansız olma durumu.

EZGİLEŞTİRMEK

Ezgileşme işini yaptırmak.

EZGİLEŞTİRME

Ezgileştirmek işi.

EZİLEBİLMEK

Ezilme imkânı veya olasılığı bulunmak.

EZBERLETEBİLMEK

Ezberletme imkânı veya olasılığı bulunmak.

EZİLİVERMEK

Çabucak veya kısa sürede ezilmek.

EZBERLETMEK

Ezberlemesini sağlamak.

EZBERLETTİRME

Ezberlettirmek işi.

EZOETMOİDİTİS

Etmoit sinüsun yangısı.

EZBERLETTİRMEK

Ezberleme işi yaptırmak.

EZGİLENDİRMEK

Sesi ezgili yapmak.

EZBERLETEBİLME

Ezberletebilmek işi.

  -   -   -  

Anlamında EZ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ACELE

Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.

ADIMLAMAK

Adımla ölçmek. Bir yerde ileri geri gezinmek.

ABDAL

Gezgin derviş. Tasavvufta manevi üst bir rütbe. Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri. Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse. Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.

ACİZ

Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.

AGNOSTİSİZM

Bilinemezcilik.

AĞDALIK

Pekmez yapılmış olan üzüm.

ADAK

Adanılan şey, nezir.

ADENİT

Ak kan bezi yangısı.

AFOROZ

Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

AGNOSTİK

Bilinemezci. Bilinemezcilikle ilgili.

AĞDA

Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği. Şekerle yapılmış olan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk.

ACELECİ

Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul.

ADAMAK

Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek. İthaf etmek. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek. Ayırmak, tahsis etmek.

ADA

Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.

ADRENALİN

Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AĞIT

Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye.

AFAL

Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez.