EYA ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "eya" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. eya ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu eya ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde eya olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

8 harfli kelimeler

EYAKKABİ

7 harfli kelimeler

EYAKCAK, EYAKTAŞ, EYATLAK

6 harfli kelimeler

EYAHLİ, EYAKLI, EYALET, EYATLI

4 harfli kelimeler

EYAH, EYAK, EYAL

3 harfli kelimeler

EYA

Bazı kelimelerin anlamları

EYA

Bana bak, beni dinle anlamında. Öyle ise, madem ki anlamında. Yapma gübre. Kaburga kemiği. Böyle mi, doğru mu ?. Ed. eğer.

EYAHLİ

Ayaklı.

EYAKLI

Üstünkörü, baştan savma yapılan iş.

EYAKTAŞ

Yol arkadaşı.

EYAK

Ayak.

EYATLAK

Üstünkörü, baştan savma yapılan iş.

EYAKKABİ

Ayakkabı.

EYAKCAK

İki üç basamaklı küçük merdiven.

EYAL

Arapça kökenli ıyâl: eş; zevce; kadın; ıyal.

EYALET

Çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir tür bağımsızlığı olan yönetim bölgesi. Osmanlı Devleti'nde en büyük sivil veya askerî yönetim bölgesi.

EYATLI

Üstünkörü, baştan savma yapılan iş.

EYAH

Ayak.

  -   -   -  

Anlamında EYA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EYA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ABORDA

Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması.

ABLA

Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).

ABANİ

Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş. Bu kumaştan yapılmış.

ABAJUR

Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.

ACENTE

Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.

ABARTMAK

Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.

ACEMLEŞMEK

Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.

ABBAS

"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.

ACABA

Şüphe, kuşku. (a'caba:) Merak, kararsızlık veya kuşku anlatan bir söz, acep.

ABAŞO

Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.

ABRAŞ

Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).

ABONMAN

Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.

ABAJURCU

Abajur yapan veya satan kimse.

ABARTI

Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.

ACILAŞTIRMA

Acılaştırmak işi veya durumu.

ABACI

Aba yapan ya da satan kimse. Asalak. Bedavacı. Abadan giyecek yapan veya satan kimse.

ABANDIRMAK

Bir kimsenin bir yere veya bir kimseye yaslanmasını sağlamak. Bir hayvanı yere çöktürmek.

ACIMA

Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.

ABLİ

Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.