Kelimeler arşivi içinde; sonunda "evk" olan, toplam 10 adet kelime bulunmaktadır. Sonu evk ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında evk olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde evk olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
EHLİZEVK
KAĞSEVK
MAFEVK
FEVK, SEVK, ZEVK, ÇEVK, HEVK, ŞEVK
EVK
EVK
Yanlış.
ÇEVK
Palamut ağacının meyvesi ve tohumu ki tabaklıkta kullanılır. Çevik olan kimse: Çevk gel ha. Senin çocuğun ayağın çevkmiş.
ZEVK
Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz. Eğlence. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni. Tat, lezzet.
MAFEVK
Üst. Yukarı.
SEVK
Gönderme, götürme. Sürükleme, itme.
ŞEVK
İstek, heves.
FEVK
Üst. Yukarı.
KAĞSEVK
Balgam.
HEVK
Uzun bir değneğe bağlanmış üzüm, elma, armut ve benzerleri meyve dizisi.
EHLİZEVK
Zevk ehli.
Bu bölümde tanımı içerisinde EVK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
GÜZELLİK
Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik, hüsün. Okşayıcı söz veya davranış, iyilik, yumuşaklık. Güzel olan bir kimsenin niteliği. Ahlak ve fikrî nitelikleriyle hayranlık uyandıran şey.
AMATÖR
Bir işi para kazanmak için değil, yalnız zevki için yapan, hevesli, meraklı (kimse), özengen, profesyonel karşıtı. Bir işi meslek veya alan uzmanı olmadan yapan. Beceriksiz. Acemi.
HOŞ
Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren. Bununla birlikte. Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde.
ETİKETÇİ
Etiket yapıştıran kimse. Makam, mevki vb. şeylere aşırı önem veren kimse.
HAZCILIK
Zevki, insan hayatının tek değer ve amacı sayan, haz veren her şeyin iyi olduğunu kabul eden öğreti, hedonizm. Ekonomik etkinliğin, hazzın en yüksek derecesine varacak biçimde geliştirilmesi öğretisi, hedonizm. Hazza, fiziksel zevke hastalık derecesinde düşkünlük, hedonizm.
BIZIR
Kadınlık organının üst yanında cinsel zevk duyumu noktası olan bölüm, dılak, klitoris.
ALIKONULMA
Alıkonulmak işi, mevkufiyet.
ALAKALANMAK
İlgilenmek. Bir şeyden zevk almak. Bir şey çekici gelmek. Gönül bağlamak, yakınlık duymak.
GASTRONOM
Damak zevki olan, ağzının tadını bilen, iyi yemekten anlayan kimse.
DEĞMEK
Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek. Zevk veren şeyler hoşa gitmek. Ulaşmak, erişmek. Değerinde olmak. Eş değerde olmak. İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek. Karşılık olmak. Herhangi bir nitelikte olmak.
ALT
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı. Birkaç şeyden aşağıda olan. Bir şeyin yere yakın bölümü. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. Sınıflamalarda ikinci derecede olan. Bir nesnenin tabanı. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.
BEĞENİ
Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk. Herhangi bir konuda güzeli çirkinden ayırma yetisi, gusto.
HAZ
Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku. Ezgi. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma.
DEVLET
Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. Bu tüzel varlığın yönetim organları. Mutluluk. Büyüklük, mevki. Talih.
BARIŞMAK
İki taraf, aralarındaki dargınlığı kaldırmak, uzlaşmak, anlaşmak. Sevmek, zevk almak.
HEVES
İstek, eğilim, arzu, şevk. Gelip geçici istek.
GÜTMEK
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek. Bir düşünceyi veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak. Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek.
BİRİNCİ
Bir sayısının sıra sıfatı. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse. Ulaşım araçlarında mevki, sınıf.
DURUM
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
HARABATİ
Maddi şeylere değer vermediği için üstüne başına özenmeyen. Vaktini meyhanelerde veya zevk ve sefada geçiren (kimse).