Kelimeler arşivi içinde; başında "et" olan, toplam 259 adet kelime bulunmaktadır. et ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu et ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde et olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ETKİSİZLEŞTİRMEK
ETKİNLEŞEBİLMEK, ETKİSİZLEŞTİRME
ETKİLENEBİLMEK, ETKİLEŞEBİLMEK, ETKİLEYEBİLMEK, ETKİNLEŞEBİLME, ETKİNLEŞTİRİCİ, ETKİNLEŞTİRMEK
ETERLEŞTİRMEK, ETKİLENEBİLME, ETKİLEŞEBİLME, ETKİLEŞTİRMEK, ETKİLEYEBİLME, ETKİLEYİCİLİK, ETKİNLEŞTİRME, ETKİSİZLEŞMEK
ETEKÇUVALDIZ, ETERLEŞTİRME, ETİKETLENMEK, ETİKETLETMEK, ETKİLENİRİİK, ETKİLEŞTİRME, ETKİSİZLEŞME, ETTİREBİLMEK
ETENELENMEK, ETENESİZLER, ETİKETÇİLİK, ETİKETLEMEK, ETİKETLENME, ETİKETLETME, ETİLVANİLİN, ETİYOLASYON, ETKİLEŞİMLİ, ETKİNLEŞMEK, ETTİREBİLME, ETTİRGENLİK
ETANOLAMİN, ETEKSERPEN, ETENELENME, ETENELİLER, ETERLEŞMEK, ETİMOLOJİK, ETİYOLOJİK, ETİYOPYALI, ETKİLENMEK, ETKİLEŞMEK, ETKİLEYİCİ, ETKİNCİLİK, ETKİNLEŞİM, ETKİNLEŞME, ETKİSİZLİK, ETLİKLEYİN, ETMOİDALİS, ETNOGRAFİK, ETNOGRAFYA, ETOKSİKUİN, ETTENDİREK, ETTİKLEYİN, ETTİKLEYTİ, ETTİRİLMEK, ETYEMEZLİK
ETAJENERO, ETCIVAZIM, ETDİRSEĞİ, ETEKÇELİK, ETEKLEMEK, ETEKLEYİŞ, ETENLİLER, ETERLEMEK, ETERLEŞME, ETEŞLEMEK, ETEYHLEME, ETİKETLİK, ETİKETSİZ, ETİMESGUT, ETİMOLOJİ, ETİYOLOJİ, ETKİLEMEK, ETKİLENİM, ETKİLENME, ETKİLEŞİM, ETKİLEŞME, ETKİLİLİK, ETKİNLEME, ETKİSİZCE, ETMEYDANI, ETNOGRAFİ, ETNOLOJİK, ETOBURLAR, ETRAFLEYN, ETRAFLICA, Devamını Oku »»
ETÇİLLER, ETEKALTI, ETEKLEME, ETENESİZ, ETERLEME, ETEVİNLİ, ETEYHLİH, ETİKETÇİ, ETİKETLİ, ETİMOLOG, ETİRENGİ, ETİRİKLİ, ETKENCİL, ETKENLİK, ETKİLEME, ETKİNİİK, ETKİNLİK, ETKÜTÜĞÜ, ETLEKESİ, ETLENMEĞ, ETLENMEK, ETMENLER, ETMOİDES, ETNOGRAF, ETNOLOJİ, ETOKRASİ, ETOLOJİK, ETOMİDAT, ETTİRGEN, ETTİRMEK, Devamını Oku »»
ETCİCEJ, ETÇİLİK, ETEĞİKİ, ETEKCEK, ETEKÇEK, ETEKLİK, ETENELİ, ETERLER, ETİKMEK, ETİPANK, ETİŞKEN, ETİŞMEK, ETKİLER, ETKİMEK, ETKİNCİ, ETKİSİZ, ETLEMEK, ETLENME, ETLEŞME, ETLİLİK, ETLÜREK, ETMEKÇİ, ETNOLOG, ETOLOJİ, ETOPATİ, ETRAFLI, ETRENLİ, ETTİRME, ETTİYAC, ETYARAN, Devamını Oku »»
ETAJER, ETALON, ETAMİN, ETANOL, ETEKCE, ETEKÇE, ETEKLİ, ETEMİN, ETERİK, ETGAFA, ETGİLİ, ETIBAR, ETIMAT, ETİBBA, ETİDAL, ETİKET, ETİLEN, ETİMAD, ETİRAF, ETİŞTE, ETİYAR, ETKİCİ, ETKİLİ, ETKİME, ETMEME, ETMEYH, ETMEZE, ETOBUR, ETRENK, ETRİYE, Devamını Oku »»
ETÇİK, ETÇİL, ETDAR, ETDİH, ETEBE, ETEĞÜ, ETEKİ, ETENE, ETENİ, ETESİ, ETEYH, ETFAL, ETFEN, ETGÜN, ETİKE, ETİLİ, ETİNA, ETİNE, ETKEN, ETKİN, ETLEK, ETLER, ETLİK, ETLOH, ETMAK, ETMEH, ETMEK, ETMEN, ETMOS, ETNİK, Devamını Oku »»
ETAP, ETÇİ, ETDE, ETEC, ETEG, ETEĞ, ETEK, ETEM, ETEN, ETER, ETEŞ, ETGİ, ETİK, ETİL, ETİM, ETİR, ETİŞ, ETKİ, ETLİ, ETME, ETOL, ETTİ, ETÜT, ETÜV
ETA, ETE, ETİ
ET
ET
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka. Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm. Ten. Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi.
ETKİLENEBİLMEK
Etkilenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
ETERLEŞTİRMEK
Eter durumuna getirmek.
ETKİNLEŞEBİLME
Etkinleşebilmek durumu.
ETKİLENEBİLME
Etkilenebilmek işi.
ETKİNLEŞTİRMEK
Etkin duruma getirmek.
ETKİNLEŞEBİLMEK
Etkinleşme imkânı veya olasılığı bulunmak.
ETKİLEŞEBİLMEK
Etkileşme imkânı veya olasılığı bulunmak.
ETKİNLEŞTİRİCİ
Herhangi bir organın daha verimli çalışmasını veya herhangi bir aracın daha iyi iş görmesini sağlayan madde.
ETKİLEŞEBİLME
Etkileşebilmek işi.
ETKİSİZLEŞTİRMEK
Etkisiz, etki yapamaz duruma getirmek.
ETKİLEYEBİLMEK
Etkileme imkânı veya olasılığı bulunmak.
ETKİLEŞTİRMEK
Etkileşme işini yaptırmak.
ETKİSİZLEŞTİRME
Etkisizleştirmek işi, pasifikasyon.
ETKİLEYEBİLME
Etkileyebilmek işi.
ETKİLEYİCİLİK
Bir kimsenin kişiliği etrafında oluştuğu kabul edilen ve niteliği kolay açıklanamayan, hayranlık uyandıran etkileyici güç, karizma.
Bu bölümde tanımı içerisinde ET geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ACEMAŞİRAN
Klasik Türk müziğinde kullanılan şet makamlarından biri.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
ABANOZGİLLER
İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen bir bitki familyası.
ABDESTHANE
Tuvalet.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ABRAMAK
Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek. Başarmak, bir işi becermek.
ABDÜLLEZİZ
Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık, yumrulu ve otsu bir bitki (Cyperus esculentus). Bu bitkinin yemiş olarak yenilen, tatlı ve yağlı ürünü.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABİYE
Gece kıyafeti.
ACILAŞTIRMAK
Acı bir duruma getirmek.
ABANOZ
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı. Bu tahtadan yapılmış. Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası. Koyu, parlak siyah. Bu renkte olan.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ACAYİPLEŞTİRMEK
Yadırganacak bir duruma getirmek.
ABONE
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).
ABDEST
Müslümanların, belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
ACIMAK
Tadı acı duruma gelmek, acılaşmak. Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek. Merhamet etmek. Acılı, ağrılı olmak.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ABECESEL
Alfabetik.