Kelimeler arşivi içinde; başında "erg" olan, toplam 116 adet kelime bulunmaktadır. erg ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu erg ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde erg olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ERGASİTOPLAZMA, ERGOTOKSİKOZİS
ERGUVANGİLLER
ERGENLEŞMEK, ERGERLENMEK, ERGEZLENMEK, ERGİNLENMEK, ERGİNLEŞMEK
ERGENCELİK, ERGENÇELİK, ERGENKİREZ, ERGENLEŞME, ERGENSELİK, ERGENUŞAĞI, ERGESTEROL, ERGİNLEMEK, ERGİNLENME, ERGİNLEŞME, ERGİZLEMEK, ERGOSTERİN
ERGASİLOZ, ERGASİLUS, ERGENEKON, ERGENTÜRK, ERGİNLEME, ERGONOMİK
ERGEÇİDİ, ERGENLİK, ERGİMADI, ERGİNALP, ERGİNBAY, ERGİNCAN, ERGİNKÖY, ERGİNLER, ERGİNLİK, ERGİNSOY, ERGİNTUĞ, ERGİTMEK, ERGOLOJİ, ERGONOMİ, ERGOTİZM, ERGÖKMEN, ERGÖRMEK, ERGUNALP, ERGUVANİ, ERGÜNKÖY, ERGÜRMEK, ERGÜVENÇ
ERGALİP, ERGANEM, ERGANUN, ERGEÇLİ, ERGENCE, ERGENEK, ERGENER, ERGENET, ERGENLİ, ERGENSE, ERGİLİK, ERGİMAT, ERGİMEK, ERGİNAL, ERGİNAY, ERGİNEL, ERGİNER, ERGİTME, ERGİVEÇ, ERGOJEN, ERGÖNEN, ERGÖNÜL, ERGUNER, ERGUVAN, ERGÜDEN, ERGÜDER, ERGÜLEÇ, ERGÜLEN, ERGÜLER, ERGÜMEN, Devamını Oku »»
ERGANİ, ERGAZİ, ERGENÇ, ERGENE, ERGENM, ERGİLİ, ERGİME, ERGİSİ, ERGÖZÜ, ERGÜCÜ, ERGÜNÜ, ERGÜRÜ
ERGAP, ERGEÇ, ERGEK, ERGEM, ERGEN, ERGİL, ERGİN, ERGİŞ, ERGOT, ERGÖK, ERGÖR, ERGUN, ERGÜÇ, ERGÜL, ERGÜN
ERGE, ERGİ, ERGÜ
ERG
ERG
CGS sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 santimetre hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir. Büyük Sahra'da kumullarla örtülü bölge.
ERGENSELİK
Evlenmemiş kız ya da erkeğin yüzünde ve boynunda çıkan sivilceler.
ERGENLEŞME
Ergenleşmek işi veya durumu, büluğ.
ERGUVANGİLLER
Almaşık yapraklı ağaç familyası.
ERGEZLENMEK
Sarkıntılık etmek, dalga geçmek, yeşillenmek.
ERGİNLENMEK
Ergin duruma gelmek.
ERGENCELİK
Evlenmemiş kız ya da erkeğin yüzünde ve boynunda çıkan sivilceler. Dul bir kadının, genç bir erkekle evlendiği zaman kocasına verdiği armağan, tazminat. Dul bir kadının evlendiği genç erkeğe verdiği hediye.
ERGENKİREZ
Kızılcık.
ERGENUŞAĞI
Adana ilinde, Kozan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
ERGENLEŞMEK
Döl verebilecek erişkin duruma gelmiş olmak, erinleşmek, akil baliğ olmak, büluğa ermek. Rüşdünü ispat etme yaşına gelmiş olmak, erinleşmek, akil baliğ olmak, büluğa ermek.
ERGİNLEŞMEK
Ergin bir duruma gelmek, reşit olmak.
ERGENÇELİK
Evlenmemiş kız ya da erkeğin yüzünde ve boynunda çıkan sivilceler.
ERGESTEROL
Bira mayasında, bazı alglerde ve hayvan dokularında bulunan, ışık etkisiyle D vitaminine dönüşen bir sterol.
ERGERLENMEK
Erkek hayvan, dişisiyle çiftleşmek istemek.
ERGASİTOPLAZMA
Bağımsız ribozomlar ve endoplazma retikulumlarından oluşan sitoplazmanın çalışan, sentez yapan yoğun kısımları.
ERGOTOKSİKOZİS
Ergot zehirlenmesi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ERG geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AJİTASYON
Körükleme. Duygu sömürüsü yapma. Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma. Çırpıntı.
AYAKBASTI
Bir yere dışarıdan gelen insan ve eşyadan alınan vergi, toprakbastı.
AVARIZ
Kazalar, belalar. Engebe. Osmanlılarda önceleri yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak halktan toplanan vergi.
AĞNAMCI
Sayım vergisi toplayan kimse.
ADIM
Yürümek için yapılmış olan ayak atışlarının her biri. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi. Girişim, hamle. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol. İki diş arasındaki aralık.
BASMA
Basmak işi. Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. Gübre, tezek. Basılmış, matbu. Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. Bu kumaştan yapılan.
BAÇ
Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. Zorla alınan para, haraç.
BALIKLAMA
Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde. Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek).
AĞNAM
Sayım vergisi.
ALGI
Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak. Kazanç, alacak. Rüşvet. Vergi. Haşhaş sütünü toplamakta kullanılan kaşık.
BASIN
Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.
BAKAYA
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar. Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler. Kalıntılar.
ALAŞIM
Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita.
BALİĞ
Ergen.
AĞIRŞAKLANMAK
Ergenlik döneminde çıbanda veya memede ağırşak biçiminde bir tümsek oluşmak.
AMFİBİ
İki yaşamlılar. Yüzergezer.
BAGET
Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm. Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek.
ANMALIK
Anılmak üzere verilen nesne, hatıra, yadigâr, bergüzar.
BAMBUL
Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başakları kemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek (Anisoplia austriaca).
BAŞKALAŞMA
Başkalaşmak işi. Oğulcuk evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz.