Kelimeler arşivi içinde; başında "d" olan, 3 harfli toplam 96 adet kelime bulunmaktadır. d harfi ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu d harfi ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde d harfi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Sözcüklerin anlamı için kelime üzerindeki bağlantılardan faydalanabilirsiniz.
DOM
Davul. Ağıl. Tavan tahtası yapmak için çam ağacından ayrılan kalıplar. Doğum. Buhar kazanından buharın alındığı kubbeli kısım.
DÜH
Pehlivanları kışkırtmak için söylenen söz.
DUY
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer.
DAA
Daha. Öyle ya, bilirsin ya, tabi ki. Lütfen, artık, bir zahmet.
DÜR
İnci.
DEM
Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu. Kan. Koku. Zaman, çağ. İçki. Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması. Soluk, nefes.
DİL
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası. Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak. Gönül, yürek. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili. Kıstak. Belli mesleklere özgü dil. Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi. Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri. Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek. Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban. Anahtar.
DEH
Binek veya koşum hayvanlarını yürütmek için söylenen bir söz, dah.
DAĞ
Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü. Büyük üzüntü, acı. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılmış olan yanık.
DOC
Venedik ya da Genova Cumhuriyetlerinin seçimle iş başına gelen başkanları.
DIŞ
Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Görülen, içte bulunmayan yüzey. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Yabancı ülkelerle ilgili. Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Bir konunun kapsamına girmeyen şey.
DUZ
Tuz. Eski türkçe tuz: tuz. Düz yer, düzlük. Düz, düzlük; yaylada evlerin kurulduğu alan.
DAZ
Dazlak. Çıplak (toprak).
DUŞ
Temizlik veya tedavi amacıyla suyu yüksekten üzerine doğru püskürtme yoluyla yıkanma. Bu biçimde yıkanmaya yarayan alet.
DOL
Değil anlamında kullanılır. Bir kısım yer, vatan parçası. Sığır derisinden yapılmış torba. Soy, soyun devamını sağlayan çocuk. Canlılarda üremeyi sağlayan tohum. Damızlık hayvan.
DAR
İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk. Yetersiz. Yurt. Güçlükle, ucu ucuna, ancak. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro. Sıkıntılı. Az, elverişsiz, sınırlı. Ev.
DİS
Engel, olumsuzluk.
DİF
Dip.
DEŞ
Su bendi, büvet: Tarlamı sudan korumak için deş yaptım.
DOR
Balık ağı: Telden küçük bir dor yaptırdım. Doru (at rengi). Sıra: Değirmen kalabalık ancak akşam üzeri bana dor gelir.
Kaynak: Türk Dil Kurumu (TDK) Büyük Türkçe Sözlük