CAT ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "cat" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. cat ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu cat ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde cat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

8 harfli kelimeler

CATTİRİK

7 harfli kelimeler

CATAYAZ, CATIRİK

6 harfli kelimeler

CATIRA, CATKIL, CATLAH, CATLAK, CATMAK

5 harfli kelimeler

CATAK, CATAL, CATTİ

4 harfli kelimeler

CATI

3 harfli kelimeler

CAT

Bazı kelimelerin anlamları

CAT

Düşman. Bozuk para.

CATMAK

Harman dövmek. Yatmak.

CATI

Hayvan kılından yapılan sicim. (Bölükbaşı Selim Kars).

CATTİRİK

Kısa boylu adam.

CATKIL

Sucu omuzluğu.

CATLAK

Yaşlılıktan bunamış, delimsi, acuze, cadı.

CATAK

İki tepe arasındaki geçit.

CATIRİK

Ağaçtan yapılan ve çatır çatır ses çıkaran çocuk oyuncağı.

CATLAH

Yaşlılıktan bunamış, delimsi, acuze, cadı.

CATAL

Ekin sapı kaldırmakta kullanılan bir tarım aygıtı.

CATAYAZ

Çok soğuk.

CATIRA

Yakacak olarak kullanılan bir dağ bitkisi.

CATTİ

Mısır unundan yapılan ekmek.

  -   -   -  

Anlamında CAT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde CAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

İÇİNDEKİLER

Bir kitabın, derginin baş veya sonuna konulan, konu başlıklarını sayfa numaralarıyla gösteren liste, fihrist. Bir kitap, dergi, gazete, mektup vb.nin içinde bulunan konular veya kapsadığı şeyler, münderecat.

ARACI

Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.

FİDYE

Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık, fidyeinecat.

İCATÇILIK

İcatçı olma durumu.

ÇEKİLMEK

Çekme işi yapılmak. Tartılmak. Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. Geri gitmek, ricat etmek. Katılmamak, vazgeçmek. Azalmak. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak. Kendini geriye veya bir yana çekmek. Yok olmak. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.

BULMAK

Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. Cezaya uğramak. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Bir şeyi elde etmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Hatırlamak. Sağlamak, temin etmek. Seçmek. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak.

KATALPA

İki çeneklilerden, yaprakları çok iri ve kalp biçiminde, çiçekli bir süs bitkisi (Bignonia catalpa).

İHRACATÇI

İhracat işleriyle uğraşan kimse, dış satımcı, ihraççı.

KURTULUŞ

Bir şeyden, bir yerden kurtulma, felah, halas, necat, selamet. Bağımsızlık.

AMİR

Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir. Buyuran, buyurucu. Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse.

FELFELEK

Bir tür küçük kelebek. Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu).

İHRACATÇILIK

İhracatçının yaptığı iş, dış satımcılık.

İHRAÇÇI

İhracatçı. Hisse senedi, tahvil vb. kıymetli kâğıtları dış piyasaya satmaya yetkili kuruluş.

BULUŞ

Bulma işi. İlk defa yeni bir şey yaratma, icat. Konu, duygu, düşünce ve hayalde başkalarının etkisinden sıyrılarak bunların işlenişinde yeni bir yol tutma. Bilinen bilgilerden yararlanarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşma veya yöntem geliştirme, icat.

ÇALMAK

Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak. Benzemek, andırmak. Bozmak, zarar vermek. Üzerine sürmek. Kumaşın bir parçasını kesmek. Vurarak ya da sürterek ses çıkartmak. Ses çıkarmak, ses vermek. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. Süpürmek, temizlemek. Atmak, çarpmak, vurmak. Madeni oymak, kalemle işlemek.

GERİLEME

Gerilemek işi. Gelişimin daha erken dönemlerine geri dönme. Geri çekilme, ricat. Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi. Kavrama yeteneğinin giderek zayıflaması durumu. Bir dokunun, bir organın değişim geçirmemesi veya bir yapının basitleşmesi.

KOCATMA

Kocatmak işi.

İCATÇI

İcat eden, bulan kimse, kâşif, bulucu.

MERKANTİLİZM

Ülkenin refahını sahip olduğu altın, gümüş vb. değerli madenlere bağlayan, ülkedeki değerli maden yataklarının işletilmesine önem veren ve ihracatı artırıp ithalatı azaltmaya çalışan iktisat öğretisi.

ÇEKİLME

Çekilmek işi. Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı. Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması. Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat. Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa.