Kelimeler arşivi içinde; sonunda "azar" olan, toplam 36 adet kelime bulunmaktadır. Sonu azar ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında azar olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde azar olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
YUKARIAKPAZAR
AŞAĞIAKPAZAR
DEPREMYAZAR, BASINÇYAZAR, KATMANYAZAR, NOKTAİNAZAR
EZİNEPAZAR, DOĞANPAZAR, OSMANPAZAR, SARFINAZAR, ŞEHİRPAZAR, BİLGİYAZAR
OKURYAZAR, SÜREYAZAR, ORTAPAZAR, İVMEYAZAR, YENİPAZAR, KARAPAZAR, ESKİPAZAR, HACIPAZAR
SAĞPAZAR, YELYAZAR, KALAAZAR, BAŞYAZAR, DÜZYAZAR, ŞENPAZAR, SESYAZAR
ALKAZAR, AKPAZAR
AZAR
Paylama.
OSMANPAZAR
Balıkesir şehrinde, Gönen ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
DOĞANPAZAR
Batman ili, Beşpınar nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
ORTAPAZAR
Rize ilinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
AŞAĞIAKPAZAR
Ağrı ilinde, Diyadin belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
SÜREYAZAR
Belirli bir işin kısa süresini çizerek belirleyen araç, kronograf.
EZİNEPAZAR
Amasya kenti, Ezinepazarı nahiyesine bağlı bir bölge.
NOKTAİNAZAR
Görüş, görüş açısı.
DEPREMYAZAR
Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf.
YUKARIAKPAZAR
Ağrı şehri, Diyadin belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
OKURYAZAR
Okuması yazması olan, öğrenim görmüş (kimse).
KATMANYAZAR
Bir sıvı ya da gaz içindeki özdekleri bir katı ortama, yerine göre kağıt üzerine soğurarak çeşitli, kimileyin de ayrı renklerde katmanlara ayıran aygıt.
BİLGİYAZAR
Elektronik sistemle dizgi yapan alet.
BASINÇYAZAR
Hava basıncını ölçen ve kaydeden alet, barograf.
ŞEHİRPAZAR
Van şehrinde, Erciş ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
SARFINAZAR
Saymama, dikkate almama. Vazgeçme.
Bu bölümde tanımı içerisinde AZAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAĞ
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. Meyve bahçesi. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılmış olan yay biçimindeki işaret. İlgi, ilişki, rabıta. Bağlam, deste, demet. Sargı.
BAŞMUHARRİR
Başyazar.
AKADEMİ
Yüksekokul. Çıplak modelden yapılmış insan resmi. Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu.
ARMUDİYE
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın.
APTAL
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık. Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü.
BAŞYAZARLIK
Başyazar olma durumu, başmuharrirlik, sermuharrirlik. Başyazarın yaptığı iş, başmuharrirlik, sermuharrirlik.
AĞA
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.
ALIŞVERİŞ
Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar. İlişki, münasebet.
AZARLANMA
Azarlanmak işi, paylanma.
BARIŞ
Barışma işi. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
AKSELEROGRAF
İvmeyazar.
BAŞMUHARRİRLİK
Başyazarlık.
BAĞIRMAK
İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak. Yüksek sesle azarlamak. Kendini belli etmek.
AZARLATMAK
Azarlama işini yaptırmak veya azarlanmasına yol açmak.
BAROGRAF
Bir hava taşıtının uçarken izlediği yolun yüksekliklerini çizgi hâlinde göstermeye veya işaretlemeye yarayan alet. Basınçyazar.
ALINTILAMAK
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından cümle veya cümleler almak, alıntı yapmak, aktarmak, iktibas etmek.
AZARLAMA
Azarlamak işi, paylama.
ALINTI
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas. Başka bir dilden alınmış kelime.
AZARLATMA
Azarlatmak işi.