Kelimeler arşivi içinde; başında "ayrıl" olan, toplam 22 adet kelime bulunmaktadır. ayrıl ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu ayrıl ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ayrıl olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
AYRILABİLMEK, AYRILIVERMEK
AYRILABİLME, AYRILGANLIK, AYRILMAZLIK, AYRILIVERME
AYRILANMAK, AYRILAŞMAK, AYRILIŞMAK
AYRILANMA, AYRILAŞMA, AYRILIŞMA
AYRILMIŞ, AYRILMAK
AYRILTI, AYRILMA, AYRILIŞ, AYRILIM, AYRILIK, AYRILIH
AYRILI
AYRIL
AYRIL
Karşılaşma sırasında, yumrukoyuncularının birbirlerine kenetlenmeleri ve kendilerinden ayrılmamaları halinde orta hakemin verdiği komut. Bu durumda yumrukoyuncuları bir adım geriye açılırlar ve ancak ondan sonra vurabilirler. İki yolun ayrıldığı yer, yol kavşağı.
AYRILAŞMAK
Benzerleri arasında ayrı bir yeri ve önemi olmak, teferrüt etmek.
AYRILANMA
Ayrılanmak durumu.
AYRILIŞMA
Ayrılışmak işi.
AYRILMAK
Ayırma işine konu olmak. Boşanmak. Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak.
AYRILAŞMA
Ayrılaşmak durumu, teferrüt.
AYRILIVERME
Ayrılıvermek işi.
AYRILIVERMEK
Çabucak ayrılmak.
AYRILTI
ayrıt, madde (Artikel, article).
AYRILGANLIK
Bir ortamda yayılan çeşitli sıklıkta dalga karışımını oluşturan birleşenlerin yayılma hızları (kırılım imleçleri) değişik olduğu için birbirlerinden ayrılmaları.
AYRILIŞMAK
Birbirinden ayrılmak.
AYRILANMAK
Ayrı duruma gelmek.
AYRILMIŞ
Ayırdedilmiş.
AYRILABİLMEK
Ayrılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
AYRILABİLME
Ayrılabilmek işi.
AYRILMAZLIK
Özelliklerin, kendilerini taşıyan nesnelerle, ilineklerin tözle bağlantısı, kalıcılık karşıtı.
Bu bölümde tanımı içerisinde AYRIL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AMBAR
Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
ARPALIK
Arpa ekilen yer, arpa tarlası. Karşılıksız yarar sağlanılan yer veya kimse, yemlik. Osmanlılarda memurlara görevleri sırasında maaşlarına ek olarak, görevden ayrıldıktan sonra ise bir tür emeklilik maaşı olarak verilen gelir. Hayvanın dişinde bulunan ve hayvan yaşlandıkça silindiği için yaşını belli eden bir nişan. Arpa konulan yer.
AYRILI
Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl.
AMBARGO
Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim.
ARSA
Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer.
ADIM
Yürümek için yapılmış olan ayak atışlarının her biri. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi. Girişim, hamle. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 santimetre olan mesafe. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol. İki diş arasındaki aralık.
ADA
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.
ATMAK
Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak. Örtmek. Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak. Bir yerden başka bir yere taşımak. Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak. Söylemek. Bir kimsenin ilişiğini kesmek. Uzatmak. Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek. Yırtılmak. Bilmeden, kestirerek söylemek. Yalan ya da abartmalı söz söylemek. Yapışık olduğu yerden ayrılmak. Koymak. Bir şeyi yere doğru bırakmak. Geri bırakmak, ertelemek. Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak. Terk etmek. Değerini eksiltmek. Götürmek. Çıkarmak, dışarıya vermek. Top, tüfek vb. silahları patlatmak. İçki içmek. İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak. Rastgele bir kenara koymak. Kalp, nabız vurmak, çarpmak. Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek. Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak. Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak. Göndermek, yollamak. Çatlamak. Sille, tokat vurmak.
AYRILIŞ
Ayrılma işi.
ADSIZ
Adı olmayan, isimsiz. Tanınmayan, bilinmeyen, isimsiz. Türklerde, ailesinden ayrıldığı için artık onun adını taşımak, onun adıyla anılmak hakkını yitirmiş olan, bir yararlık gösterdiğinde ancak ad kazanabilen delikanlı, isimsiz.
AYRIÇ
Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer.
AYRIK
Ayrılmış. Ayrık otu. Düzgün ve uygun olmayan, çarpık. Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna. Kural dışı.
AYKIRILAMAK
Kestirmeden gitmek. Düz yoldan ayrılmak. Dikey olarak gelmek.
ARALANMAK
Biraz açılmak, aralık olmak. Araya zaman girmek. Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak.
ADAKLIK
Adak adanan yer. Adak olarak ayrılmış (hayvan).
ASMALIK
Asma için ayrılmış (yer veya toprak).
AYAK
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek ya da bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Basamak. Halk edebiyatında uyak.
ANLAŞMAZLIK
İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme.
AYRIKLIK
Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma. Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı. Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı. Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya . ya . ve ya da ile gösterilen ilişki. Kural dışılık. Genel kuraldan ayrılma, derogasyon.
AYRILMA
Ayrılmak işi. Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi.