ARSAN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "arsan" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. arsan ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu arsan ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde arsan olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ARSAN

Temiz adlı, iyi tanınan kimse.

ARSANA

Değirmen taşının ters döndürülerek buğdayın bulgur haline, kiremit parçalarının inceltilerek kum haline getirildiği yer.

  -   -   -  

Anlamında ARSAN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ARSAN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KARAYİŞ

Atın binicisini sarsan sallantılı yürüyüşü.

SANRI

Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon.

DARBE

Vuruş, çarpış. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi.

BASTA

Dur anlamında kullanılan buyruk sözü. Pilav, ince öğütülmüş bulgurdan yapılan yemek. Duvar örülürken konulan harç. Elbiseye yapılan pens: Bele iki basta yaparsan entarin iyi olur. Elbisedeki kırma, pile. Dükkân tezgâhı, seyyar tezgâh, tabla, işporta, içinde ufak tefek eşyanın satıldığı seyyar küçük vitrin, pazar yerlerinde meyve, eşya satılan sergi, muvakkat satış yeri. Yünün keçe yapılmak üzere dövülüp sıkıştırılmış hali.

KAZIKLAMAK

Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak. Kazık cezasına çarptırmak. Bir malı, bir kimseye değerinden çok pahalıya satmak, alışverişte aldatmak.

ÇAP

Cisimlerin genişliği, kutur. Bozuk, eğri, dolaşık, aykırı bir biçimde. Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası. Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita. Büyüklük. Ölçü, ölçek. Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü, kalibre. Bozuk, eğri, dolaşık, aykırı.

ÖNGÜLLE

Öyle, onun gibi : Öngülle yaparsan düşersin.

TÜYLEMEK

Sıçramak. Atlamak. Bağlamak, düğümlemek. Tavuğun tüylerini yolmak, temizlemek. : Tavuğu tüylemeden evvel sıcak suya koyarsan çok kolay tüylenir. Atlamak, hoplamak, sıçramak.

KARINTI

Anaforlarda oluşan çevrinti. Geminin yanından vurarak gemiyi sarsan dalga.

ÜSTYETİ

Çeşitli alt yetilerden oluştuğu varsanılan anlak, algı ve angı gibi bütünsel yeti.

HARSAN

Harç yerine kullanılan alçı taşı: Tekneyi harsanla sıvadık.