Kelimeler arşivi içinde; başında "yasa" olan, toplam 59 adet kelime bulunmaktadır. yasa ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu yasa ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde yasa olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
YASALAŞTIRABİLMEK, YASALLAŞTIRABİLME
YASALAŞTIRABİLME
YASAKLAYABİLMEK, YASALAŞTIRILMAK
YASALAŞTIRILMA, YASAKLAYABİLME, YASALLAŞTIRMAK, YASAKLAYICILIK
YASALLAŞTIRMA, YASALAŞTIRMAK
YASALAŞTIRMA
YASAKLAYICI, YASAKLATMAK, YASAKLANMAK, YASALLAŞMAK, YASAKCIBAŞI, YASANDIRMAK
YASADÜŞMEK, YASALAŞMAK, YASALLAŞMA, YASANLAMAK, YASANLILIK, YASANNAMAK, YASANNIMAK, YASASIZLIK, YASAKSAVAN, YASAKÇILIK, YASAKLATMA, YASAKLANMA, YASAKLAMAK, YASAKLANIŞ
YASANIMAH, YASAKALTI, YASALAŞMA, YASAKLAMA
YASATMAK, YASAKLIK, YASANMAK, YASAKSIZ, YASAMALI, YASAYICI
YASASIZ, YASAVUL, YASAHÇI, YASANLI, YASAMAK, YASAKÇI, YASALAT, YASAKLI
YASAMA, YASALI
YASAK, YASAN, YASAH, YASAG, YASAR, YASAL
YASA
YASA
Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural. Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun. Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü. Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel. Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum.
YASAKLAYICI
Yasaklama, önleme niteliği olan, engelleyici.
YASAKLAYABİLME
Yasaklayabilmek işi.
YASALAŞTIRILMAK
Yasa durumuna getirilmek, kanunlaştırılmak.
YASALLAŞTIRMA
Yasallaştırmak işi.
YASAKLAYICILIK
Yasaklayıcı olma durumu.
YASAKLATMAK
Yasaklama işini yaptırmak.
YASALLAŞTIRMAK
Yasal duruma getirmek.
YASALAŞTIRMA
Yasalaştırmak işi, kanunlaştırma.
YASAKLAYABİLMEK
Yasaklama imkânı veya olasılığı bulunmak.
YASAKLANMAK
Yasak edilmek, yapılmaması buyrulmak veya istenmek, yapılması engellenmek, önlenmek, menedilmek, alıkonulmak.
YASALAŞTIRABİLMEK
Yasalaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
YASALAŞTIRABİLME
Yasalaştırabilmek işi.
YASALAŞTIRMAK
Yasa durumuna getirmek, yasaya bağlamak, kanunlaştırmak.
YASALAŞTIRILMA
Yasalaştırılmak işi.
YASALLAŞTIRABİLME
Yasallaştırabilmek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde YASA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKÜMÜLATÖR
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar, akü.
ANAYASACILIK
Anayasacı olma durumu. Anayasacının yaptığı iş.
AVUKAT
Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse. Gerekmediği hâlde başkasını savunan, onun adına konuşan kimse.
ACYOCU
Borsa veya piyasada tahvil için çeşitli hileler uygulayan, dolaplar çeviren kimse.
AYIRAÇ
Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler, belirteç, miyar, reaktif.
ANAYASA
Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi. Temel, esas.
ATLAS
Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten. Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap. Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi.
ANLAŞMA
Anlaşmak durumu. Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılmış olan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant, konvansiyon. Sözleşme.
ANAYASAL
Anayasa ile ilgili.
ADALET
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
ALIKONULMAK
Alıkoyma işine konu olmak. Yasaklanmak.
ANTİSEPSİ
El, yüz veya vücuttaki hastalık yapan mikroorganizmaları kimyasal maddelerle etkisiz hâle getirme veya yok etme işlemi.
AŞINDIRMA
Aşındırmak işi. Teknik alanda ve günlük hayatta madenlerin elektriksel, kimyasal veya mekanik nedenlerle aşınması, korozyon.
BAĞLANIM
Bağlanma işi. Siyasal veya sosyal konularda yan tutma.
ANAYASACI
Anayasayı savunan, anayasadan yana olan (kimse). Anayasa dersi veren öğretim üyesi.
BANYO
Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm. Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi. Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su. Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma. Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı. Banyo küvetinde yıkanma işi.
AMBARGO
Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim.
ATOM
Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık. Yaprakları üst üste sarılı topak marul. Eski Yunan filozoflarına göre gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri.
ASTSUBAY
Silahlı Kuvvetler Yasası'na göre astsubay meslek yüksekokullarında yetişerek Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbesi olan asker, gedikli.
ARZ
Sunma. Piyasaya mal sürülmesi, sunu. Yer, yeryüzü. En, genişlik. Yüksek bir makama anlatma, bildirme.